English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But we will

But we will translate Turkish

5,416 parallel translation
But we will look into them as well.
Ama biz onlara da bak.
We failed in our first try, but we will succeed in the second try.
İlk denememiz başarısızlıkla sonuçlandı fakat ikinci denememizde bu işi halledeceğiz.
Well, of course not, of course not. But we will need $ 600 up front.
Elbette ödemeyin ama tamı tamına 600 $'a ihtiyacımız olacak.
But we will not be safe if we stay here.
Yine de burada güvende olmayacağız.
But we will see what we are dealing with.
Neyle uğraşacağımızı göreceğiz.
We know. But we will anyway.
- Biliyoruz ama bekleyeceğiz.
But we will all suffer.
Ama hepimiz acı çekeceğiz.
We've established joint cooperation with the locals, as well as standing extradition orders for any suspects charged, but while you are in-country, you do not have the power to make arrests, and you will, of course, be unarmed.
Yerel polis ile işbirliği yapıyoruz hatta suçlular hakkında iade talepleri de yapabiliriz. Ancak bu ülke sınırları içerisindeyken kimseyi tutuklamaya ve silah bulundurmaya yetkiniz yok.
There's nothing to link him to those two incidences, but if there is evidence to be found, we will find it, Andrea.
İki olayı şu an ona bağlayamıyoruz. Ama bir kanıt varsa biz onu bulacağız, Andrea.
We can never accurately predict what results our efforts will generate, but as Tennyson said- - "I follow up the quest. " Despite of day and night and death and hell. "
- Hiçbir zaman çabalarımızın sonucunda ne çıkacağını tam olarak kestiremeyiz ama Tennyson'ın dediği gibi "Gece, gündüz, ölüm, cehennem demeden amacımın peşinden giderim."
We have been, essentially, nomadic in our lives, Will, but the one constant that I have maintained is a wonderful Christmas.
Özünde bedeviyetle yaşadığımız bir hayatımız oldu Will. Ama bu zamana kadar koruduğum tek bir şey var ki, o da harika bir Noel.
We were all frozen, but now that your sister's spell has worn off, no will will argue with a new benevolent leader such as myself.
- Hepimiz donmuştuk ama artık kız kardeşinin sihri yok oldu. Hiç kimse benim gibi... yüce gönüllü bir lidere itiraz etmeyecek.
But now we will.
Ama artık bulacağız.
But I think we're as certain as we ever will be that Bella is secure.
Ama Bella'nın güvenliğinden eminiz.
We won't always agree, but I will always listen to you, as you've listened to me.
Her zaman aynı görüşte olamayız, ama seni her zaman izleyeceğim, senin de beni dinleyeceğini biliyorum.
No, but as the Avatar, I'm hoping that you will come to my aid to save the new world we all share.
Hayır fakat Avatar olarak benim yardımıma gelmenizi ve paylaştığımız bu yeni dünyayı kurtarmama yardım etmenizi umuyordum.
But if we let that fear Control us, None of us will ever be able to Go to the bathroom, And then we all lose.
Ama eğer korkunun bizi ele geçirmesine izi verirsek hiçbirimiz tuvalete gitme becerisini gösteremeyeceğiz ve sonuçta hepimiz kaybedeceğiz.
Well, he will, but we'll be gone by then.
Öğrenecek ama o zamana kadar gitmiş olacağız.
"Elsa, Anna," I don't know if your father and I will ever get back to you, but I need you to know "we were wrong to tell Elsa to conceal her powers."
"Elsa, Anna, babanla ben geri dönebilir miyiz bilemiyorum ama Elsa'ya güçlerini gizlemesini söyleyerek hata yaptığımızı bilmenizi istiyorum."
This one will break down slightly differently than the one we're doing now, but we'll get to that later.
Bu, bariz şekilde, diğer yaptığımızdan daha çok ortalığı yakıp yıkacak, ama onun daha sonra üstünden geçeceğiz.
Guys, I will do what I can to help, but we're not letting her brother out, all right?
Bakın, elimden gelen yardımı yaparım. Ama kardeşini oradan çıkartamayız tamam mı?
We're under this false pretense that we won't ever get more than we can handle, that past tragedies will somehow protect us, but it's a lie.
Üstesinden gelebileceğimizden fazlasını alamayacağımıza,... geçmişteki trajedilerin bizi koruyacağına dair yanlış bir kanı var ama bu bir yalan.
* Don't know who she is or * * how she is or when, what, why she is * * but as for where she is, she is where we will go * * to Adelaide, to Adelaide *
# Kim olduğunu bilmiyorum # # ya da nasıl olduğunu, ne zaman, ne, neden olduğunu # # fakat o neredeyse, gideceğimiz yer onun yanı #
* I don't know who she is or how she is or when, what, why she is * * But as for where she is, she is where we will go * * to Adelaide, to Adelaide *
# Kim olduğunu bilmiyorum ya da nasıl olduğunu, ne zaman, ne, neden olduğunu # # fakat o neredeyse, gideceğimiz yer onun yanı #
- So... we will continue with voir dire, but I want you to know this jury will be seated today.
- Jüri üye seçimine devam edebiliriz,... ama bu üyelerin bugün yerine oturmalarını istediğimi bilmenizi istiyorum.
Not only will we be prepared for the trap but we'll crush them.
Tuzağı göze alıp işlerini bitirmemiz gerek! Seryu ve Ran ;
Aw... But the best part is, we will be out of your hair by the end of the week.
Ama en iyi yanı bu hafta sonuna kadar başından gitmiş olacağız.
It may take a little longer than we had planned, but come hell or high water, we will get this factory up and running again.
Planladığımızdan biraz daha uzun sürebilir, ama er ya da geç, fabrikayı çalışır hale getireceğiz.
Oh, for now, but in 10 minutes we will be Mr. and Mr. Ed Landry.
Şimdilik. 10 dakika sonra Bay ve Bay Ed Landry olacağız.
- We were attacked by robbers. We are on our way to Paros, but without provisions we will not make the journey.
Hırsızlar saldırdı, Paros'a gidiyoruz ama erzak olmadan devam edemeyiz.
We can go in as exterminators, but too much movement will look suspicious.
Çıkarma ekibi olarak gidebiliriz ama fazla hareket şüpheleri üstüne çekebilir.
I mean, I know we're waiting on a new liver, but since we have no idea when it will come... we just... just want to take him home.
Yeni karaciğer beklediğimizi biliyorum ama geleceğine dair hiçbir fikrimiz yok. Biz eve götürmek istiyoruz onu.
That we will continue to work together as king and queen, but that I will be your wife in name only.
Kral ve Kraliçe olarak kalmaya devam edeceğiz ama, sadece kağıt üzerinde senin karın olacağım.
But rest assured, we will get the person who did this.
Ama emin olun bunu yapan adamı yakalayacağız.
But I will need a picture of you, me, and a prisoner to show what we do.
Ne yaptığımızı göstermek için senin, benim ve bir mahkumun fotoğrafı lazım ama.
We will, but we must move slow.
- Edeceğiz ama ağırdan almamız gerekiyor.
We can't always win the game of life, but But, as long as you have that "chip" you will always have hope and the chance, so keep it well.
Hayat denen oyunda daima kazanman imkansız fakat o çip elinde olduğu müddetçe umut ve şans bulacaktır seni hep.
About this so-called angel... – And we will absolutely have time for that, Martin, but it would be remiss of me not to begin the interview
-... bir fırsat olarak görüyorum. - Buna yeterince zamanımız var, Martin.
Our hostess keeps her state but in best time we will require her welcome.
Ev sahibemiz yerinden ayrılmasa da isteyeceğim sizlere "hoş geldiniz" demesini uygun bir zamanda.
But I give you my word, we will not be defeated!
Ben de size sözümü veriyorum. Bizi yenemeyecekler!
But if you don't denounce her, we will die.
Ama onu ihbar etmezsen öleceğiz.
I know that it will be hard, but together we will triumph.
ZOR OLACAĞINI BİLİYORUM AMA BİRLİKTE ZAFERE ERECEĞİZ.
- But what will happen if we connect, but they're still not there?
Ama yine de bağlanımalıyız. Bağlanırsak ne olacak, hala orada değiller mi?
But now, from the moment that we have a state, bullies will never bother you, because you are Jewish.
Ama şimdi bu ülke, İsrail bizim olduktan sonra... kimse sana sataşamayacak. Çünkü sen Yahudisin.
But after that we will revisit this, understand?
Ama bundan sonra yeniden bu konuyu konuşacağız, tamam mı?
But since all of you are only interested in one thing, we will forgo a proper tour of the base and focus on what you came here for.
Fakat madem hepiniz malum tek bir konuyla ilgilisiniz üssü gezmeyi bir kenara bırakıp buraya gelme nedeniniz üzerine yoğunlaşalım.
You may report on what I show you, but if I ask you not to shoot something or to write about it, you will oblige. Are we clear?
Size gösterdiklerimi haber yapabilirsiniz ama size bu görüntülenecek ya da hakkında yazılacak bir şey değil dediğimde buna uyacaksınız.
And, yes, we had to take some losses in our subprime department last year, but those losses will be contained at only 5 %.
Evet, geçen yıl eşik altı bölümümüzde bazı kayıplar vermemiz gerekti ama o kayıplar sadece % 5'te devam edecek.
We're taught to believe that the system will actually help the child, that it'll do the right thing, but it doesn't always.
Bizlere, sistemin çocuğun iyiliğine kararlar alacağı öğretildi ama her zaman bu şekilde olmuyor.
But for you, we will make an exception, won't we?
Fakat senin için bir istisna yapacağız.
But the day will come when we ourselves will be forefathers.
Ama gün gelecek... biz kendimiz ata olacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]