Butcher translate Turkish
2,684 parallel translation
Then, the butcher, the music teacher.
Bir de kasap, ve müzik öğretmeni.
What are you, a fucking butcher?
Amına koyim kasap mısın nesin?
What kind of fucking butcher shop?
Mezbahaya dönmüş burası!
Butcher.
Kasap.
All were killed in what police are calling premeditated executions, utilizing a hatchet, machete, and butcher knife.
Polisin söylediğine göre hepsi de balta, pala, kasap bıçağı kullanılarak işlenen kasıtlı cinayetlerdi.
- Eleven! It's the butcher from Cambrai.
Cambrai kasabı bu.
And stop at the butcher's on the way back.
Kasaba uğramayı unutma
He works out of a butcher shop.
Bir kasabın üstünde çalışıyor.
I've got a date with Sam the Butcher.
Kasap Sam'le randevum var.
Where's the butcher?
Doktor nerde?
My father was a butcher and accidentally cut off his pinky.
Babam bir kasaptı, ve kazara parmağını kaybetti.
- Why'd you get so mad at Cole the butcher?
Kasap Cole'a neden bu kadar kızdın?
- When did you decide to become a butcher?
Kasap olmaya ne zaman karar verdin?
Why did you get so mad at cole the butcher?
Kasap Cole'a neden bu kadar kızdın?
You call me "The Butcher of Kabul".
Beni "Kabil Kasabı" diye adlandırdın.
He was a real butcher.
Tam bir kasaptı.
- A butcher Let's go back, Rita.
Bence geri dönmeliyiz
- He the butcher's boy.
- Kasabın oğlu.
A butcher's boy who wants to be a Knight, eh?
Kasabın oğlu şövalye olmak istiyor demek?
Pick up your sword, butcher's boy.
Kılıcını çek kasabın oğlu.
Only a butcher's boy.
Sadece bir kasabın oğlusun.
Your girl and that butcher's boy attacked my son.
Kızın ve kasabın oğlu, oğluma saldırmışlar.
She deserves better than a butcher.
Bir kasaptan iyisini hak ediyor.
The butcher's boy- - you rode him down?
Kasabın oğlu... Atınla mı çiğnedin?
I butcher it every time.
Onları herzaman parçalayacağım.
And then in his drug-addled fugue, proceeded to butcher his father's body with the ax.
Sonra da uyuşturucunun etkisiyle farkında olmadan babasını baltayla doğramış olabilir.
It was arnica and butcher's broom and bitterwort.
Öküzgözü, çoban püskülü ve kantaron. - Kantoron mu?
The man sounds like a butcher.
Adamın sesi kasap gibi.
I got a great tip from the butcher on searing the meat first.
Kasaptan eti kızartmakla ilgili harika bir ipucu aldım.
My father was a butcher
Babam kasaptı.
another butcher borrowed money from us..
Başka bir kasap bizden borç aldı.
How could a common butcher develop... such powerful Qi?
Sıradan bir kasap nasıI olur da böylesine güçIü bir Qi enerjisi geliştirebilir ki?
A butcher named Zhang borrowed money but didnt repay the loan
Kasabın adı Zhang'mış. Birinden borç almış ve geri ödememiş.
Youre not a butcher`ss son
Kasabın oğlu da değilmişsin.
I spent the summer in a butcher shop.
Yaz tatilimi kasapta geçirirdim.
And three nights later, when Harry "The butcher of all punch lines" Kaplowitz said to the paramedic that his wife was coming upstairs to kill him, was he not, in your opinion, simply trying to tell a joke?
Ve üç gece sonra Harry "Espri Katili" Kaplowitz ilkyardım ekibine karısının üst kata onu öldürmeye geldiğini söylediğinde sizin fikrinize göre sadece bir şaka yapmaya çalışmıyor muydu?
As I listened to the butcher rambling on, it hit me- - Vince set up the score.
Kasabın saçmalamasını dinlerken, dank etti ; olayı Vince ayarlamıştı.
You know, it's both unusual and refreshing to see a female butcher.
Kadın bir kasap görmek alışıldık bir şey değil ve bir bakıma ferahlatıcı.
But let's say I was abrupt and had hands like a butcher and I took ahold of the horse like that.
Ama bunu kabaca aniden ve kasap misali yaptığımı farz edelim. Atı bu şekilde dizginlediğimi düşünelim.
I can't allow an angel such as this to be dissected by that butcher.
Böylesine bir meleğin, o kasabın ellerine geçmesine izin veremem.
- I work in a butcher shop.
- Kasapta çalışıyorum.
And take your share of the butcher shop.
Ve kasap dükkanındaki payını da al.
I love you, man, but I'm not gonna sit here and let you butcher her like that.
Seni severim dostum ama burada durup onu öylece kesmeni izlemeyeceğim.
We shoot him, we butcher him, then bury the bits everywhere from Land's End to John o'Groats.
Onu vururuz, parçalara ayırırız, sonra parçaları Land's End'den John o'Groats'a kadar her yere gömeriz.
O-M-G, case closed. He ran off with the butcher's wife.
Olaya bak, dava kapandı.
He totally ran off with the butcher's wife.
Adam kasabın karısıyla kaçmış.
Or his butcher.
Ya da kasabı.
I run a respectable and legal- - Organic human-meat butcher shop.
Saygı duyulan ve yasal bir organik insan eti kasabı işletiyorum burada.
I butcher what's brought to me and keep a portion of every body for myself
Bana getirenleri doğrar ve her cesetten bir parçayı kendime saklarım.
Or he's a hunter or got it from a butcher shop.
Avcı ya da bir kasaptan da almış olabilir.
You didn't hide the receipt from the butcher's.
Kasaptan aldığın makbuzu gizlememişsin.