Can't you smell it translate Turkish

You know what it's like to smell and taste booze... on the breath of someone you're sleeping with when you yourself can't drink?

Viski içemediğin zaman beraber uyuduğun herhangi birisinin nefesinin viski kokması nasıl bir şey, biliyor musun?

Can't you get it through your head that the population down there has trained noses that can smell a uranium deal like a cat smells fish?

Uranyum anlaşmasının kokusunu kedinin balığın kokusunu aldığı gibi alabilirler.

Can't you smell it?

- Sana da geldi mi?

You can't smell it?

Almıyor musun?

And it's on your left just by glass eyes. It doesn't say toupees to avoid embarrassing people But you can smell them.

İnsanlar utanmasın diye peruk yazmıyor ama kokusunu alabilirsiniz.

- You can't smell it from there.

- Oradan alamazsın.

Can't you smell it?

Kokuyu almıyor musunuz?

Can't you smell it?

Kokuyu almıyor musun?

You can't smell wine, can't taste it!

Şarabın kokusunu alamazsın, tadamazsın!

Can't you smell it?

Kokusunu alamıyor musun?

Can't you smell it, guys?

Kokuyu almıyor musunuz?

Can't you smell it?

Koku almıyor musun?

Well, it doesn't matter. You can't smell it, I can smell it, but never mind.

Fark etmez, sana gelmiyor, bana geliyor ama boşver.

I look. You don't think I can smell it?

Bu kokuyu almadığımı mı sanıyorsun?

But you can't see radiation, You can't feel it or taste it or smell it.

Radyasyonu ne göreceksin ne de hissedeceksin.

You can smell it, can't you?

Alabiliyorsun, değil mi?

It's cold in here, but you can still smell them, can't you?

İçerisi soğuk, ama yine de kokularını alabiliyorsun, değil mi?

Can't you just smell it?

Hissediyor musun?

Can't you smell it, Rumbo?

Kokusunu alıyor musun, Rumbo?

If you can't change anything because it's already happened... you may as well smell the flowers.

Zaten artık gerçekleştiği için hiçbir şeyi değiştiremiyorsan... hiç değilse çiçekleri kokla.

The smell's gone, you can't get it back.

Koku gitmiş. Artık geri gelmez.

But you know it's become pungent, can't you smell that?

Ama o kadar zamanda peynir bozulur, kokuyu almıyor musun?

You can't let a skunk go in the box and then say they didn't smell it.

Kokan bir şeyi Mahkemede alıkoyup, kokudan yakınmayın.

You can smell it, can't you?

Kokusu geliyor, değil mi?

It's cold in here, but you can still smell'em, can't you?

İçerisi soğuk, ama kokuları geliyor, değil mi?

can't you smell it?

Kokusunu alamıyor musun?

You can't smell it?

Kokuyu alamıyor musunuz?

Can't you smell it?

Kokusunu alamıyor musunuz?

When it's in a normal state, there's neither smell nor color and you can't detect the liquid itself with any devices.

Normal haldeyken renksiz ve kokusuzdur ve onu hiçbir aygıtla tespit edemezsiniz.

When it's in a normal state, there's neither smell nor color you can't tell the difference from water with the naked eye.

Normal haldeyken, renksiz ve kokusuzdur. Çıplak gözle bakarak sudan ayıramazsınız bile.

Can't you smell it?

Sen duyamıyor musun kokuları?

Can't you just smell it?

Kokusunu almıyor musun?

Can ´ t you smell it?

Kokuyu almıyor musun?

What, can't you smell it?

Sen kokuyu almıyor musun?

Can't you smell it?

Kokusunu almıyor musun?

You have pants that are marinated in pheromones? You can't smell it.

Kokusunu alamazsın.

I found a spell so you can't smell anything, but it does it by taking your nose off, so no.

Hiçbir koku duymamaya yarayacak bir büyü buldum ama burnunu koparıyor.

- Can't you smell it?

- Sen kokusunu alamıyor musun?

You don't need to tell me Summerlee, I can smell it from here... tastes like...

Söylemene gerek yok Summerlee, kokusunu buradan alabiliyorum şeye benziyor...

You can't smell it?

Hissetmiyor musunuz?

What's the matter? You didn't realise how bad a corpse can smell, so you decided to move it around?

Bir cenazenin ne kadar kötü kokacağını düşünemediniz, sonra başka bir yere mi taşıdınız?

I can't put my finger on it. lt's like- - l don't know if it's the way you look... the way you smell, your breath, the way you talk.

Tam bilemiyorum. Bilmiyorum, belki bakışın... kokun, nefesin, konuşma tarzın.

As soon as you don't want it, they can smell it.

Sanki sen seks yapmak istemeyince kokusunu alıveriyorlar.

We in so much shit, you can't even smell it no more.

Öyle bir boka batmışız ki artık kokusunu bile alamaz olmuşuz.

Extraordinary how the smell of creosote and algae... can take you back 30 years, isn't it?

Deniz yosunu ve katran ruhu kokusunun, insanı 30 yıl öncesine götürmesi Ne kadar olağanüstü, değil mi?

You think I can't smell bullshit when I see it?

Onu gördüğümde burnuma kötü kokular gelmediğini mi zannediyorsun?

I was standing there last night... feeling a little depressed... doggin'a gin and peach iced tea... when our eyes met, and it was like- - you know how dogs can smell and hear things... that other people can't?

Dinle, evimden kaybolacak mısın? Dostum, bu senin evin değil. Burada yaşamıyorsun.

Carbon monoxide, you can't see it, can't smell it.

Karbonmonoksit : Ne görülebilir, ne de kokusu alınabilir.

If you don't think the older boys can smell it... then you and your daughter are in for a very rude awakening.

Büyük oğlanların bunun kokusunu almayacağını düşünüyorsanız... kızınızı ve sizi büyük bir sürpriz bekliyor.

It doesn't matter if you can smell it yet.

Kokmamanız önemli değil.

can't you smell it?

Kokuyu da mı duymuyorsun?