English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Carnation

Carnation translate Turkish

109 parallel translation
I'll be wearing a white carnation.
Beyaz karanfil takıyor olacağım. Saygılarımla.
You win the white carnation.
Beyaz karanfili kazandın.
If I don't know what Mr. Beecher looks like... the only way I can tell it's him is if he wears a white carnation.
Bay Beecher'ı tanımadığıma göre... yakasına beyaz karanfil takıyorsa kim olduğunu anlarım.
- A red carnation?
- Kırmızı karanfil mi?
- And a red carnation as a bookmark.
- Kitap ayracı olarak da kırmızı bir karanfil.
- Red carnation.
- Kırmızı karanfil.
And a carnation.
Ve bir karanfil.
Carnation, huh?
Karanfil ha?
If he doesn't come, I'll put on a carnation myself.
Eğer gelmezse ben yakama bir karanfil takarım.
She became as well known as Waldo Lydecker's walking stick... and his white carnation.
En az Waldo Lydecker'ın bastonu ve beyaz karanfili kadar iyi bilinen biri olmuştu.
How's about a carnation for your buttonhole?
Yakanıza takmak için bir karanfile ne dersiniz?
- Carnation, sir?
- Karanfil, efendim?
- You need a fresh carnation.
- Karanfilini tazelemeye ihtiyacın var.
When rum smells like a carnation, I've got a fever.
Rom karanfil gibi kokarsa ateşim var demek.
Be sure you're wearing your carnation.
Yakana karanfil takmayı unutma.
Remember, nobody gets in the crap game without they got a red carnation.
Kırmızı karanfil takmayanlar barbut oyununa katılamaz.
the carnation?
Ah canım, bilmem gerekirdi.
With nothing to go on but a tired carnation.
Devam etmek için elimizde, solmuş bir çiçekten başka bir şey yok.
A white carnation.
Beyaz bir karanfil.
You turn around, and run this way and you see Milano eating parsley he's not here, he's in his place the rose is coming up and the carnation is fading away...
* Dön ve kaç bu tarafa... * *... Milano'yu görürsün maydanozu ağzında... *... burada değil, kendi alanında... * *... güller açıyor, karanfiller ise solmakta... *
I'm going to beat that fat man with that curly hair and those diamond rings and that carnation.
O kıvırcık saçlı... pırlanta yüzüklü ve karanfilli şişkoyu yeneceğim.
- My button's stuck on your carnation.
- Düğmem takıldı.
Louie the Lug - with a carnation in his buttonhole, he'll look like Grover Whalen.
Hödük Louie'yi al, düğme deliğine bir karanfil tak, herkes Grover Whalen sansın.
Did you notice the carnation in his buttonhole?
Yakasındaki karanfili fark ettin mi?
He bought one carnation?
Bir tane karanfil mi aldı?
Watch who approaches the red carnation.
Karanfilliye kimin yaklaşacağını takip edin.
Follow the man with the green carnation.
Yeşil karanfilli adamı izle.
You, Ransome, with your trick carnation that s-spits cyanide.
Siz, Ransome ve sizin siyanür fış-fışkırtan karanfiliniz.
The rose is red, The violet blue Carnation's sweet And so are you
Gül kırmızıdır, menekşeler mor Karanfil çiçeğim ise sensin
Dennis Day, Marvin Gaye, George Jay, Sammy Kaye, Swing'n'Sway with a carnation lei.
Dennis Day, Marvin Gaye, George Jay, Sammy Kaye, Swing'n'Sway bu şovun azılıları.
That dagger and the blood and all... and holding up your hand like a carnation and making the audience gasp.
O bıçak ve kan ve her şey... ve elinizi bir taç gibi tutuşunuz ve izleyicinin soluğunu tutmasına yol açmanız.
My cigarette smells carnation snow has fallen on the mountain of my hometown.
# Karanfil kokuyor cigaram i # Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
But with a carnation, not a cyclamen.
Ama siklamenle değil, bir karanfille.
Ask along that man With the big, red carnation Bring every single person From Victoria Station
O büyük kırmızı karanfilli adamı Victoria istasyonundan tuttuğunuzu getirin!
Rosina, my carnation.
Karanfilimi ver Rosina!
The quarter of Santa Cruz. You're a red carnation.
Santa Cruz mahallesinde, sen kırmızı bir karanfil.
In the Santa Cruz quarter, you're a red carnation, you're my goddess, you gave me a burning kiss.
Santa Cruz mahallesinde, sen kırmızı bir karanfil. Sen benim tanrıçam. Beni yakan bir öpücük verdin.
Oh, Carnation from Floris.
Floris'den karanfiller.
This carnation's got mildew.
Bu karafil küflenmiş.
Carnation from Floris.
Floris karanfili.
This is the Carnation Room.
Burası Karanfil Oda.
Sleep carnation the horse will not drink.
Uyu karanfilim at içmeyecek.
And she was sweet. Breasts smelled like Carnation milk.
Göğüsleri Carnation marka süt gibi kokuyordu.
- For every single carnation!
- herbir tek karanfil için!
Fresh red carnation for a girlie?
taze kırmızı bir karanfil güzel bir kız için?
My last carnation to end like this.
son kanafilim de böyle gitti.
That`s not nice. Girls need to wear dresses and to love flowers. Here, i will give you one carnation.
bu iyi değil. kızlar etek giymeli ve çiçekleri sevmeliler.
A carnation plant drinks like a fish.
Bir karanfil, insan kadar su ister.
I'm in the lobby of a Howard Johnson's and I'm wearing a pink carnation.
Howard Johnson Oteli'ndeyim, yakamda pembe bir karanfil var.
I heard it was some cracker in a white coat and pink carnation
Beyaz ceket üstüne pembe karanfilin bu görüşme için şifre olduğunu duymuştum
Maybe it was some other dude in a white coat and pink carnation
Belki beyaz ceketli ve pembe karanfilli başka birisinden söz ediyorlardı dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]