English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Charlatan

Charlatan translate Turkish

235 parallel translation
And I am not the sideshow charlatan.
Ve kesinlikle ikinci sınıf bir şarlatan değilim.
Just like that old charlatan's.
Tıpkı şu yaşlı şarlatanınkiler gibi.
That Louka was a dangerous charlatan.
O Louka tehlikeli bir şarlatandı.
You're the liar, charlatan.
Yalancı sensin, şarlatan.
And that charlatan is running your store?
Mağazayı bu şarlatan mı yönetiyor?
You charlatan, you!
Seni şarlatan seni!
- What's a charlatan?
- Şarlatan ne demek?
Let me see this fraud, this charlatan.
Gösterin bana şu düzenbazı, şarlatanı.
When that charlatan spoke words of love to you in Oscar's name... and you answered with such modesty and trepidation... it made me sick.
O düzenbazın, Oscar'ın ağzından sizinle aşk hakkında konuşması,.. ... hele ki siz tevazu ve endişeyle cevap verirken,.. ... mide bulandırıcıydı.
You're treating him like a charlatan.
Sizse ona bir şarlatan gibi davranıyorsunuz.
They'll say you're a liar and a charlatan.
Sen bir yalancı ve şarlatansın diyecekler.
If this man is a charlatan... the punishment will only be to cut out his tongue... and pillory him for one week.
Bu adam bir şarlatansa ceza olarak sadece dili kesilecek ve boyundurukla 1 hafta gezdirilecek.
That's why I believe it's very important to clearly define... if he's a charlatan or a sorcerer.
Bu yüzden şarlatan mı yoksa büyücü mü olduğunu kesin bir şekilde belirlememiz gerektiğine inanıyorum.
That way we'll know if he's either a charlatan or a sorcerer.
Biz de bu şekilde şarlatan mı yoksa büyücü mü olduğunu öğrenmiş olalım.
A charlatan!
Şarlatanın teki işte!
Also a cynic, mountebank and a charlatan.
Aynı zamanda sinsi ve şarlatan da.
If you prefer playing the lotto, go to that charlatan there.
Şimdi, eğer garantili küçük paralar kazanmak istiyorsanız, oradaki şarlatana gidin!
- They are saying I'm a charlatan.
- Düzenbaz olduğumu söylüyorlar.
A charlatan plotting some curious disaster for your town? .
Kasabanızı bir felakate sürükleyen bir şarlatan mı acaba?
Hey, Paulie, they're trying to fob you off... with this musical charlatan, but I gave him the test.
Paulie, sana bu müzik şarlatanıyla kazık atmaya çalışıyorlar, ama onu testten geçirdim.
I know you think me a charlatan.
Biliyorum, bir şarlatan olduğumu düşünüyorsunuz.
Some of you may consider him a charlatan
Bazılarınız ona'şarlatan'diyeceklerdir.
Creon, yes, wants to take my place sending this charlatan, this beggar who can see only when he can earn something, and is blind in his art.
Evet, Kreon tahtıma geçmek istiyor. Bu şarlatanı anca karşılığında elde edeceği bir şey varsa görebilen kör numarası yapan bu dilenciyi kullanarak.
They killed the charlatan who studied vampires.
- Evet. Vampirlerden bahseden şarlatanı öldürmüşler.
Then hear me, thou charlatan.
O halde beni dinle, şarlatan.
I had been hearing about this charlatan for many years...
Bu üç kağıtçıyı yıllardır duyuyorum...
I'm a charlatan.
Ben bir şarlatanım.
" As a charlatan. I painted fake masterpieces.
"Bir şarlatan olarak ben de şaheserlerin taklitlerini yaptım."
As a charlatan, of course, my job was to try to make it real... not that reality has anything to do with it.
Tabii, bir şarlatan olarak benim işim, tüm bunları gerçekmiş gibi göstermek... Neyin gerçek olduğu da önemli olduğundan değil.
In the right mood, perhaps, Elmyr has just as few regrets... as I have to have been a charlatan.
Hatta kimi zaman, Elmyr'in de bazı pişmanlıkları vardır... benim de olduğu gibi.
Charlatan!
Şarlatan!
You charlatan!
Seni şarlatan!
So, charlatan, that's your little trick!
Şarlatan seni, demek numaran bu!
Nazarene charlatan, what can you offer humanity?
Sahtekar Nazarene, sen insanlığa ne önerebilirsin?
my newspaper lt makes me far more powerful than that powdered charlatan
Vieux Cordelier. Bu gazeteyle pudralı şarlatanlardan yüz kat daha etkiliyim.
Charlatan, your old friend is here!
Hey Şarlatan! Eski dostun geldi!
Charlatan, how is he?
Şarlatan, o nasıl?
Charlatan
Şarlatan!
It is obvious that letter was sent by some charlatan.-And totally made crazy poor Ognjen.
bu mektubun bir sahtekar tarafından gönderildiği çok açık. - ve bu çıldırtıyor 588 01 : 11 : 59,560 - - 01 : 12 : 03,109 zavallı Ognjen. - bahse girerim, mektup tamamen saçma
A good psychiatrist would have known he was a charlatan.
İyi bir psikiyatristin bir şarlatanı tanıması gerekirdi. Gel.
They are calling you a charlatan.
Şarlatan olduğunu söylüyorlar.
The prosecutor called me a charlatan, because I maintain I know people's longings and fears.
Savcı bey beni, insanların arzu ve korkularını bilip kalıcılaştırmakla suçlayıp, şarlatan diyor.
A Charlatan wants to conquer Berlin.
Bir şarlatan Berlin'i fethetmek istiyor.
Oh, honey, come on. She's a con artist, a fake, a charlatan.
Yapma Marcy, kadın sahtekârın, düzenbazın, şarlatanın biri.
Oy. Is that a charlatan!
Of, tam bir şarlatan.
A charlatan!
Şarlatan!
Tully Alford- - charlatan, deadbeat, parasite.
Tully Alford şarlatan, bedavacı, parazit.
That charlatan hasn't been around in weeks.
O şarlatan haftalardır ortalarda yok.
No charlatan has suckered me.
Hiçbir şarlatanın beni asalaklaştırdığı yok!
Before I knew it, every charlatan and shitheel was imitating me.
Sonrasında her şarlatanın ve pisliğin beni taklit edeceğini biliyordum.
I was classed as a madman, a charlatan.
Bir çılgın, bir şarlatan tarafından sınıflandırıldım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]