Compass translate Turkish
1,430 parallel translation
It's as though they were needles in a compass.
Sanki pusulanın ibresi gibiler.
So their compass-like mounds are a response not just to the movement of the sun, but to badly drained sites.
Dolayısıyla pusulamsı höyükleri yalnızca güneşin hareketine karşı değil çok kurak yerlere karşı da bir önlem niteliğindedir.
Would they use a compass and a map?
Pusula ve harita kullanarak mı?
A compass.
Bir pusula.
Bring back that compass or there's no deal.
Ya o pusulayı getirirsiniz ya da bir anlaşma olmaz.
Jack's compass?
Jack'in pusulası mı?
Jack, the compass.
Jack, pusula.
You sent Will to get you the compass owned by Jack Sparrow.
Jack Sparrow'un pusulasını alması için Will'i yolladın.
You think the compass leads only to the Isla de Muerta and so you hope to save me from an evil fate.
Pusulanın sadece lsla de Muerta'nın yerini gösterdiğini sanıyorsun ve beni kötü bir sondan kurtarmayı umuyorsun.
I'll still want that compass.
Hala o pusulayı istiyorum.
I need that compass of yours, Jack.
Pusulana ihtiyacım var, Jack.
William, I shall trade you the compass if you will help me to find this.
William, bunu bulmama yardım edersen pusulayı sana veririm.
The compass you bartered from me, it cannot lead you to this?
Benimle takas ettiğin pusula, seni buna götüremiyor mu?
My compass is unique.
Pusulam eşsizdir.
This compass does not point north.
Bu pusula kuzeyi göstermiyor.
Beckett wants the compass.
Beckett pusulayı istiyor.
Why doesn't your compass work?
Pusulan neden çalışmıyor?
My compass works fine.
Pusulam gayet iyi çalışıyor.
Do you have the compass?
Pusula sende mi?
You might wanna recheck your compass.
Pusulanı tekrar bir kontrol et istersen.
Do you know that monarch butterflies have a compass in their head that uses the sun to tell them where they are going?
Kral kelebekler kafalarındaki antenle diğerlerine nereye gittiğini söylemek için güneşi kullanıyorlarmış.
And from inside thejar, with eyes that see in all directions maybe it is possible to look into the future well beyond the pins to where the compass in your head tells you that you need to go.
Kavanozun içinde her yöne bakabilen gözlerle iğnenin ötesindeki geleceğe bakabilmesi kafasındaki antenler nereye git derse oraya gitmesi mümkündür..
And from inside the jar with eyes that see in all directions maybe it is possible to look into the future well beyond the pins to where the compass in your head tells you that you need to go.
Kavanozun içinde her yöne bakabilen gözlerle iğnenin ötesindeki geleceğe bakabilmesi kafasındaki antenler nereye git derse oraya gitmesi mümkündür..
Here, swallow this pubic hair... and chant the 8 Points of the Compass Mantra... to exact revenge on your enemy.
Al, bu kasık kıllarını yut düşmanından intikam almak için, Mantra Pusulasının 8 kertesini söyle.
Oh, no, I don't have any qualms. It's just that my moral compass doesn't always point in the same direction as yours.
Bu sadece... benim etik pusulamla seninkinin farklı yönleri göstermesi.
He's lost his empathy, his moral compass.
Empati yeteneğini, ahlaki bakışını kaybetmiş.
Compass is swinging wild.
Pusula deli gibi dönüyor.
Joe Dubois : husband, father, moral compass.
Joe Dubois, koca, baba ve Demokles'in kılıcı.
The moral compass in a dodgy department?
Riskli bir departmanda ahlak pusulası.
All right, look, we'll take a point off this compass, all right?
Tamam, bak, bu pusuladaki noktayı alacagız, tamam mı?
I know your moral compass has a tendency to veer off course... but taking advantage of Lana at her most vulnerable... it's despicable.
Senin ahlaki pusulanın yanlış yönü gösterme gibi huyu olduğunu biliyorum, ama Lana'nın en muhtaç olduğu zamanda ondan faydalanmaya çalışmak? İşte bu çok alçakça.
BECAUSE WHEN IT COMES TO SEX, I HAVE AN UNWAVERING MORAL COMPASS. TRULY.
Çünkü konu seks olduğunda, sabit ahlak pusulam devreye giriyor.
Compass won't work in this.
Pusula bu durumda işe yaramayacak.
OH! ANOTHER LOST SOUL NEEDS MY COMPASS.
Pusulama ihtiyaç duyan kayıp bir ruh daha.
But, how do you ask the woman that makes your kids'lunches to suck your balls and spread her ass open like a geometry compass?
Ama çocuklarının yemeğini hazırlayan kadına nasıl seni emmesini, bacaklarını pergel gibi açmasını söylersin?
It's got some kind of compass on it!
Üzerinde bir çeşit pusula da var.
The needle on this compass doesn't seem to be pointing north according to my charts.
Haritama göre bu pusulanın iğnesi kuzeyi göstermiyor.
That's what the compass is pointing to!
İşte pusulamızın bizi yönlendirdiği şey.
Knot tying. Compass wielding. Boy stuff.
Düğüm atmak, pusula kullanmak gibi, erkeksi şeyler.
And then I thought, maybe their freak-outs are like some kind of compass for me, you know? Like, I know I'm doing what I want to do if it freaks them out.
Sonra düşündüm ki, aslında kötü tepki vermeleri, benim için bir yol gösterici gibidir, bilirsin, eğer yapacağım şey onları kızdıracaksa, onu yapmam gerekir.
The truth is, a moral compass can only point you in the right direction, it can't make you go there.
Gerçek şu ki... Moral pusulanız size sadece doğru yönü gösterir ama sizi oraya götürmesi mümkün değildir!
Compass, check.
Pusula, tamam.
This compass map that I'm making.
Bu yaptığım pusula tablası.
The error would have an impact, not just on the compass.
Bu hatanın bir etkisi olur, sadece pusulada değil.
I was never any good with a compass.
Hiç bir zaman yönler konusunda iyi olamadım.
Acts like a bird compass.
Kuş pusulası görevi görür.
I wish I had a map and a compass.
Keşke haritam ve pusulam olsaydı.
You watch that compass.
Gözünü pusuladan ayırma.
Watch that compass.
Pusulayı dikkatle izle.
- Give me your compass heading.
- Bana pusula istikametini verir misin.
Well, that is a compass.
Bu bir pusula.
compassion 86
compassionate 28
company 283
compadre 56
companion 36
compact 24
companies 43
company policy 26
compared to you 24
compared to what 27
compassionate 28
company 283
compadre 56
companion 36
compact 24
companies 43
company policy 26
compared to you 24
compared to what 27