English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Competent

Competent translate Turkish

727 parallel translation
We've also seen they're competent, rational, and compliant human beings.
Yetenekli, mantıklı ve uyumlu insanlar olduklarını da gördük.
Ivan, it would seem your former comrades are more competent than they appear.
Ivan. Anlaşılan, eski yoldaşların göründüklerinden çok daha yetkin.
They're quite competent.
Oldukça yetenekliler.
... until he is proven guilty to your satisfaction by competent evidence and beyond a reasonable doubt.
... tatmin edecek kadar suçu kanıtlanmış olan suçlamaları karara bağlayabilmek adına görevlendirildiniz.
The first place a competent and brainy criminal would have looked.
İşinin ehli ve zeki bir suçlunun ilk bakacağı yer orası olurdu.
Doctors Cook and Hemingway are competent doctors.
Doktor Cook ve Hemingway kabiliyetli doktorlardır.
Competent.
Kabiliyetmiş.
I can think of no one more competent to do this... than the speaker I'm about to introduce.
Şimdi size takdim edeceğim konuşmacıdan başka bu işi daha iyi bir şekilde yapacak biri aklıma gelmiyor.
I happen to be well aware that you've been awaiting for orders and you'll continue to wait until every competent officer has been assigned to active duty.
Atama beklediğinin de farkındayım ama bekleyeceksin ta ki diğer bütün subayların ataması yapılana kadar.
I read here that you are a competent man.
Burada kalifiye adam olduğunu okudum.
Is that competent?
Kalifiye mi bu?
I know all about you... that you're a nice girl, competent... and kind to Jessica.
Senin hakkında da her şeyi biliyorum. Ne kadar hoş ve yetenekli olduğunu, ayrıca Jessica'ya çok iyi davrandığını biliyorum.
If you're so confoundedly competent, you'll notice your kettle's about to boil over.
- Madem o kadar beceriklisin çaydanlığının kaynayıp taşmak üzere olduğunu da fark etmişsindir.
Kringle's been declared a menace by competent doctors.
Uzman doktorlar Kringle'ın toplum için... tehdit oluşturduğunu bildirdiler.
Are you prepared to show that Mr. Kringle is Santa Claus on the basis of competent authority?
Bay Gailey, uzman bilirkişilerin önünde bize... Bay Kringle'ın gerçek Noel Baba olduğunu gösterebilir misiniz?
I've tried every way to get some competent authority.
Uzman bir otorite bulabilmek için her yolu denedim.
Not one competent, authoritative proof that this man is Santa Claus.
Bu adamın Noel Baba olduğuna dair tek bir bilirkişi raporu yok.
And a competent...
Ve bir yetkili...
A competent staff of research men...
Araştırmacılardan bir yetkili...
Mr. Bailey has a competent man on his way here now... to take the load of running The Furies promptly.
Bay Bailey buradaki işinde oldukça ehil biri.. .. The Furies'in idaresini ele alıp düzlüğe çıkartmak adına.
He'll have a highly competent battalion commander.
- Efendim? - Üsteğmen oldu.
"He may become a competent officer once he overcomes a careless approach to his duties."
"Görevlerine intibak sorununu aşması halinde çok başarılı bir subay olacağından şüphem yok."
Not much personality but competent.
Kişiliği yok ama yetkin.
- Why, don't you think I'm competent?
- Niye, başaramam mı diyorsun?
Monsieur, may I suggest that you seek competent medical aid for Miss Winthrop.
Bayım, bence Bayan Winthrop'u ciddi bir şekilde tedavi ettirmelisiniz.
Did they drive enough into your head, so that you can guess what any competent doctor would be able to tell you about such a wound?
Yeterince kafana yerleştirdiler mi, herhangi bir usta doktor kadar böylesine bir yara hakkında konuşma becerisi kazandın mı?
He's competent, relentless as the law itself.
Çok başarılı ve kanun gibi katı.
If the reason for the alleged insanity is important to this case then it's a matter for a competent witness.
Eğer bu sözde deliliğin nedeni dava için önemliyse... o zaman yetkili bir tanık gerekir.
We've got to get some competent legal advice, Josef.
Avukat tutmamız gerek Josef..
Majesty, Schwerin is competent and totally devoted to you.
Majeste, Schwerin yetkili ve tamamen kendisini size adamıştır.
And someone else would have, perhaps someone less competent.
O zaman başkaları olurdu, belki işi daha az yeterli başkaları.
Sir, you're very competent, aren't you?
Efendi, çok marifetlisiniz, değil mi?
The military head of the Executive Bureau finds a competent person and names him section head : No. 1.
Yönetim biriminin Askeri sorumlusu uygun birini buluyor ve ona 1. bölümün başı adını veriyor.
He just wanted to play at being competent.
Sadece yetkili olmayı oynamak istedi.
Mr. Oliver Blackwood, and to his daughter, Hannah, beloved wife of our very competent and highly esteemed Dr. Lynne.
Bay Oliver Blackwood'a, kızı Hannah'a ve saygın ve sevgili eşi Dr. Lynne'e sunuyoruz.
I am not very competent, but I hope you will be good to me.
Çok becerikli değilim, ama bana karşı iyi olacağınızı ümit ediyorum.
- Very competent.
- Çok yetkin.
Any competent officer can command this ship.
Yeterli herhangi bir subay bu gemiyi yönetebilir.
Any competent officer can command this ship under normal circumstances.
Yeterli herhangi bir subay normal şartlar altında gemiyi idare edebilir.
You're a uniquely competent administrator.
Üstün bir yöneticisin.
The law provides that you may be committed to a state institution to determine if and when you are competent to stand trial.
Yargılanmaya ehil olduğunuza karar verilene kadar eyalet akıl hastanesine teslim edilmenize karar verilmiştir.
Then by your own standards of normality, this man is not fully competent.
Sizin kendi normallik standartlarınıza göre bu adam ehli değil.
Devoted, competent takes care of everything for me during the day.
Sadık, becerikli... gün boyunca benim her şeyimle ilgileniyor.
Looking for competent short hand-typist.
İşinin ehli stenograf aranıyor.
So he's looking for a competent secretary, and you are one.
İşinin ehli bir sekreter arıyor siz de öylesiniz.
I move that this House demands the immediate resignation of the high command on the grounds that they be no longer competent to command the armed forces of this Parliament.
Meclisin derhal üst komutanın istifasını talep etmesini öneriyorum. Parlamentonun silahlı kuvvetlerini komuta etmeye artık yeterli olmadıkları gerekçesiyle.
You are a necessary competent person for the rose colored regiment.
Pembe örgüt için işinin ehli birisin.
The plaintiff is not competent to give medical testimony.
Davacı tıbbi uzman olarak ifade vermiyor.
I send out 80 doctors a year into the world... often inspirited, at least competent.
Yılda 80 doktor yetiştiriyorum. Çoğu idealist ama hepsi yetenekli.
There are some very competent...
Etrafta çok yetenekli...
However, as I'm not really competent to instruct you in the art of needlecraft, we shall be having extra choir practice instead.
Ancak iğne işlerinde becerikli olmadığım için koro çalışması yapacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]