English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Complete

Complete translate Turkish

15,572 parallel translation
So, you gave two complete strangers a ride out in the middle of nowhere, because you're a nice guy...
İki tane yabancıyı kuş uçmaz kervan geçmez bir yere bıraktın, çünkü iyi birisin...
- I've been in complete torment...
- Resmen işkence çekiyorum.
Now, she has a very big day tomorrow at the Kennel Club, so she needs complete relaxation, and no stress.
Yarın Kennel Club'da onu önemli bir gün bekliyor. Bu yüzden rahatlaması ve stres yapmaması gerekiyor
Nothing, except it's complete garbage.
- Hiç. Sadece tamamen saçmalık.
I didn't pull any punches. I tried to paint a complete picture.
Ben de çekinmeden söyledim, bütün bir izlenim oluşturmaya çalıştım.
I'm just trying to offer complete information, here.
Eksik bilginiz kalmasın istedim.
But I have to say, I have complete confidence in Ms. Wexler.
Ancak söylemeden edemeyeceğim, Bayan Wexler'a sonuna kadar güveniyorum.
No crime is complete without the cover-up.
Üstünü kapatmadan hiçbir suç tamama ermez.
Mother Hildegarde, she's the matron, she's a complete force of nature.
Baş Rahibe Hildegarde, başhemşire ve tam anlamıyla doğal bir fenomen.
I am at Your Majesty's complete disposal.
Majestelerinin bütün emirlerine amadeyim.
If this victory had been obtained over foreigners, my joy would be complete.
Bu zafer yabancılara karşında elde edilmiş olsaydı neşem tamamlanırdı.
I'm asserting that as captain in a life-threatening situation, it is my right to have complete control over ship and men for the sake of their collective welfare until such time as we emerge from this situation.
Hayati tehlike oluşturan bir durumda Kaptan olarak bu gemi üzerinde ve mürettebat üzerinde, onların ortak refahı adına kararlar vermek benim hakkımdır. Ta ki bu durumdan çıkana dek.
It would appear, sir, that your information is less than complete.
Efendim anlaşılan bilginiz tamamlanmaktan çok ufak.
Be it proclaimed that any man on this island who will accept that embrace, who will renounce violence against the crown, who will renounce piracy, that man will be offered a full, complete, and unqualified pardon.
Bu adada her kim olursa kucaklamayı kabul eden kraliçeye karşı şiddetten vazgeçen korsanlıktan feragat eden tam, koşulsuz af teklif edilecektir.
I mean, for an otherwise sane woman, she had these pockets of complete and thorough madness within her.
Demek istediğim, aklıselim bir kadının aksine, onun cepleri ağzına kadar delilikle doluydu.
Excavation of the northwest tunnel is complete.
Kuzeybatı tüneli kazısı tamamlandı.
- _ - Phase one complete.
Birinci aşama tamamlandı.
Phase two complete.
İkinci aşama tamamlandı.
A complete airhead.
- Tam bir salak.
They're complete idiots!
Tam salaklar!
The torch has been passed, and I feel complete.
Meşale söndü ve kendimi tamamlanmış hissediyorum.
Any due diligence needed to be complete by the time you raised your hand.
Herhangi bir inceleme isteseydiniz bunu zamanında el kaldırarak belirtebilirdiniz.
But how am I supposed to complete my business?
İşimi nasıl tamamlamam gerekiyor?
No'A'list affair was complete without the presence of Phil Stern, one of the town's most high powered agents, and his lovely wife, Karen.
Hiçbir buluşma, o şehrin en güçlü ajans sahiplerinden biri olan Phil Stern'süz ve güzel karısı Karen olmadan olmazdı.
After shapiro's analysis tomorrow, I'll have a more complete picture.
Yarın Shapiro'nun analiziyle elimde daha net bir tablo oluşur.
It exhibited more complete physical growth, but it was plagued by mental issues in its development.
Fiziksel gelişimini daha düzgün tamamladı... ancak zihinsel sorunlar gelişimine ket vurdu.
But now your cycle is complete.
Ama artık döndün tamamlandı.
The whole system is a complete mess.
Sistemin bütünü ise tam bir keşmekeş.
There was a Congressman, I don't remember his name, his whole career he was against gay rights, only to do a complete U-turn when his brother came out.
Bir kongre üyesi vardı, onun adını hatırlamıyorum, Tüm kariyeri eşcinsel haklarına aykırıydı, Kardeşi çıktığında tam bir U dönüşü yapmak için.
Once Myriad is complete, humanity will be brought to its knees, and this planet will be saved.
Myriad tamamlanır tamamlanmaz insanlık diz çökecek ve bu gezegen kurtulacak.
Okay, well, I wouldn't really talk about healthy choices if I were you, considering you just had sex with a complete stranger, probably unprotected.
Tamam, sağlıklı kararlar hakkında seninle konuşmak istemiyorum, daha az önce tanımadığın biriyle korunmasız seks yaptın.
- Complete asshole.
- Tam şerefsizler.
Should I choose to complete the Vulcan discipline of Kolinahr and purge all emotion... I trust you will not feel it reflects judgment upon you.
Vulkan'ın Kolinahr disiplinini tamamlamayı tercih eder ve tüm duygularımdan arınırsam bunun seni yargıladığım anlamına geldiğini düşünmeyeceğine inanıyorum.
'This incredible investment opportunity'has complete government backing.
İnanılmaz bir yatırım fırsatı hükümet desteği ile tamamlandı.
How it happened is still a complete mystery.
Naısl olduğu hala bir gizem.
It is my hope that when these hearings are complete, that this committee will conclude that I am an honest, decent... fair person.
Bu duruşma bittiğinde bu komitenin, benim hakkımda dürüst, düzgün bir insan olduğuma karar vermesini umuyorum.
I'll say a more complete thank you at a later date, but... thank you for being a friend.
İleri bir tarihte daha kapsamlı bir teşekkür edeceğim yine de, bu iyiliğin için sağ ol.
Twelve-thousand square feet of living space and, of course, complete privacy.
1100 metrekare yaşam alanı ve tam bir mahremiyet.
Mission complete, sir.
Görev tamamlandı, efendim.
At 9 : 34 pm, a complete power shutdown occurred.
21.34'te tam bir güç kesintisi oldu.
Why are you being a complete fucking asshole about this?
Neden böyle şerefsizlik yapıyorsun?
I'm really sorry I just called you a complete fucking asshole, but I just...
Sana şerefsiz dediğim için gerçekten özür dilerim, Ben sadece...
Why are you being a complete fucking asshole about this!
Neden böyle şerefsizlik yapıyorsun?
Complete visibility from the highway, right?
Otoyoldan tamamen görünüyor, öyle değil mi?
She has turned into a complete bridesmaidzilla.
Nedime canavarına dönüştü kız.
The delivery is now complete.
Teslimat gerçekleşti.
He's a complete mystery. Not even a picture.
Adam tam bir muamma, resmi bile yok.
Look, i understand that a defense based on complete mental breakdown doesn't succeed very often.
Bak, tümüyle zihinsel çöküntüye dayanan bir savunmanın çok sık başarıya ulaşmadığını anlıyorum.
We're not complete boors.
Biz görgüsüz insanlar değiliz.
All the moms in school hate me, and I am a complete and utter failure as a mother.
Okuldaki tüm anneler benden nefret ediyor ve ben tamamen ve kesinlikle bir anne olarak başarısızım.
Do you, uh, complete the act?
Peki işini bitiriyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]