Consequently translate Turkish
253 parallel translation
In regard to the evidence presented, I have entered the decree to the effect... that the man known as John Smith shall be presumed to be dead... and your marriage to him consequently dissolved.
İbraz edilen delilleri dikkate alarak, John Smith adıyla bilinen kişinin... Ölü sayılmasını yürürlüğe koyan hükmü karar altına aldım... Onunla olan evliliğiniz de neticeten kaldırılmıştır.
And consequently, we'll make more profits than ever.
Ve, sonuç olarak, her zamankinden daha çok kar yapacağız.
Consequently they chose a crew of single men with nothing to distract them from the course they were about to sail.
Sonuç olarak, bekar erkeklerden bir ekip oluşturdular. Yolda hiçbir şeyin dikkatlerini dağıtmasını istemediler.
Consequently, we are surrounded.
Dolayısı ile etrafımız sarılmış durumda.
Here's a man that's been nothing but trouble since he's been back. Consequently, he's restricted to the post.
Döndüğünden beri sorun çıkarmaktan başka bir şey yapmayan bir adam ve bu nedenle izinsiz çıkması yasaktı.
Consequently, I feel it my duty to tell him about the Strangler.
Bu yüzden, ona Ayıboğandan söz etmek görevimdir diye düşündüm.
Consequently, initial contact is of vital importance.
Bu nedenle, ilk temas, hayati önem taşıyor.
You are the son of my poor sister Mrs. Moncrieff... and consequently Algy's younger brother.
Zavallı kızkardeşim Bayan Moncrieff'in oğlusunuz, ve sonuç olarak da, Algy'nin küçük kardeşisiniz.
Consequently, I'll have to move troops to hold it.
Bu nedenle orayı elimizde tutmak için oraya biraz birlik kaydırmalıyız.
Consequently, you've been selected to hold the key position in the coming'festivities.
Yaklaşan festivalde anahtar konumdaki bir mevkiyi... tutmakla görevlendirildiniz. Gidiyoruz.
Consequently, it's fortified accordingly.
Bu nedenle, iyi takviye edilmiş durumda.
- That the removal of Lt. Commander Queeg was not justified. - - And consequently, constituted a mutiny.
Bu olayın aslında bir görevden alma değil, isyan olduğunu kanıtlayacağız.
Consequently, he'll do or say anything to be liked by others.
Başkalarının onu beğenmesi için her şeyi yapıyor ya da söylüyor.
The burden consequently rests upon the prosecution to show a prima facie case on which the prisoner can be committed for trial on an indictment for murder before a High Courtjudge and a jury.
Yapılan kavuşturma üzerine zanlı cinayet suçlaması ile yüce mahkeme ve jüri önünde yargılandı.
Consequently, I... I didn't realise my own capabilities.
Sonuç olarak, kendi kapasitemin farkına varamadım.
Not a slightest trace of atmosphere, and consequently, silence.
Atmosferden ufak bir iz yok, ve bunun sonucu, sessizlik!
Consequently, I'm not your rival.
Sonuç olarak rakibiniz değilim.
Consequently, there you are untorturable.
Sonuç olarak size işkence yapılamaz.
Consequently, the Indians started calling them buffalo soldiers.
Sonuç olarak, Kızılderililer onları Bufalo Askerleri diye adlandırmaya başladılar.
Consequently, I'm grieved by their loss.
Doğal olarak da onların kaybına üzülüyorum.
Consequently anti-foreign sentiments developed, fanned by advocates of lmperialism
Dolayısı ile yabancı karşıtı fikirler gelişti İmparatorluk yandaşları tarafından körüklendi.
Consequently, we are concerned with unauthorised leakages.
Sonuç olarak, biz yetkisiz sızdırmalarla ilgileniyoruz.
It means one seeks to go beyond an idea to find its limit, its opposite and consequently to understand others.
Sınırları, ters düşenleri ve sonuç olarak da diğerlerini anlamak için bir düşüncenin ötesini araştırmak demektir.
Consequently, you will go in front.
Sonuç olarak, siz önde gideceksiniz.
Consequently, to restore order, the prefect has decided to seal off the Arab quarters.
Sonuç olarak düzeni sağlamak için, Valilik, Arap mahallelerini kapatmaya karar vermiştir
Consequently, the purely military aspect of the problem is secondary.
Bu nedenle, saf askeri yön problemin ikincil yönüdür.
Consequently, they are difficult to recognize.
Sonuç olarak, tanınmaları zorlaşıyor.
We live in a period which makes great demands upon us. Consequently, there is little time for what is commonly known as private life.
Özel hayat olarak bilinen şeye çok az vaktin olduğu bir dönemdeyiz.
He's young and consequently rather unpredictable at times.
Henüz genç olduğundan beklenmedik çıkışlar yapabiliyor.
Consequently, it'll be necessary to stop the flow... of the heavy artillery into the barracks of the SA.
Sonuç olarak, ağır silahların SA kışlalarına akışını... durdurmak şart olacak.
Consequently, his head drops sharply to one side.
Başı bir tarafa düşüyor Ya Bu tarafa...
Before you die, you should know that those men with superior talents... and consequently with superior powers... always have one last card to play.
Ölmeden önce şunu bilmelisin ki, üstün yetenekleri ve dolayısıyla üstün güçleri olan adamların oynayacakları son bir kart vardır.
And consequently, during this period, people sought to distract them, to entertain them, to relieve them from the boredom of the Maginot Line, where time passed at a snail's pace.
Neticede, bu dönem süresince insanlar onların kafalarını dağıtacak, onları eğlendirecek zamanın kaplumbağa hızıyla geçtiği Maginot Hattı'nın verdiği can sıkıntılarından kurtaracak yollar aradılar.
Consequently, I was in Paris in early May when the Germans invaded.
Sonuç olarak Almanlar istila ettiğinde mayıs başında Paris'te bulunuyordum.
Consequently, I was often at the Park Hotel.
Neticede, sık sık Park Otel'e gidiyordum.
Well, I'm a chartered accountant and consequently too boring to be of interest.
Ben serbest muhasebeciyim. Dolayısıyla ilgi çekmeyecek kadar sıkıcıyım.
Consequently, I've come with a proposition that you come and confess.
Sonuç olarak, buraya gelme nedenim, suçunuzu itiraf etmenizle ilgili teklifte bulunmaktır.
Consequently, most of us around here have a satellite dish.
Hatta garajın bir parçasını da. Öyle mi? Ve şurada Bayan Shannon'un yeri bulunuyor.
Consequently, I have instructed him to induct you into the service, and for your own good, to take up active duty with the United States army.
Sonuç olarak, ona seni askere aldırması ve kendi iyiliğin için Birleşik Devletler ordusunda göreve başlatması talimatını verdim.
The twigs have no significance, except they've been struck by lightning... and are consequently appeals to the spirit of lightning.
Ve dallar, yıldırımın düştüğü yerden toplanmasından başka bir anlam ifade etmiyor. Yani yıldırımın ruhunu taşıyorlar.
These honey bears are placid and peaceful creatures, and, consequently, bad television.
Bu bal ayıları sakin ve barışçıl yaratıklar olup bu nedenle kötü televizyon programıdır.
I should die a proletarian revolutionary the... a Marxist... a dialectical materialist... and consequently an irreconcilable atheist.
Bir proletarya devrimcisi, bir Marksist,... diyalektik materyalist,... ve dolayısıyla uzlaşmaz bir ateist olarak öleceğim.
consequently, I have become the criminals'favorite target.
Bunun sonucunda, suçluların en büyük hedefi hâline geldim.
Consequently, strikes and slowdowns are a thing unknown.
Bu nedenle, grev veya iş yavaşlatma gibi eylemler hiç görülmez.
I'd like to talk to you tonight about a minority group of people who have no mental or physical handicaps and who, through no fault of their own, have never been deprived, and consequently are forced to live in conditions of extreme luxury.
Sizlere hiçbir fiziksel veya zihinsel özrü olmayan ve kendi suçları olmadığı halde hiç yoksulluk çekmeyen ve sonuçta lüks içinde yaşamaya mahkum edilmiş bir azınlıktan söz edeceğim.
Ah, I was saying that these works, which are in the barracks library, will help you better understand the relativity of customs and, consequently, of laws.
Evet kütüphane raflarında olan bu eserler, Geleneklerin bağlantısını ve sonuç olarak yasaları anlamanıza yardımcı olacaktır.
So, consequently, I've decided to move out of the house.
Ve bu nedenle evden taşınmaya karar verdim.
The thylacine and the wolf are both swift-running flesh-eaters, and, consequently, they look very much the same.
Hem Tazmanya kurdu, hem de kurt hızlı koşucu ve et yiyicidir. Bunun sonucunda görünüşleri de birbirlerine çok benzer.
She is a girl accustomed to live upon salad, milk and cheese and who consequently will require neither a well served up table nor all those delicacies that another woman would want.
Salata, süt, peynir ve elmayla yaşamış hep. Bu sayede ne mükellef sofralar, ne lezzetli yiyecekler, ne de diğer kadınların alışık olduğu lüksleri arıyor. Bunlar hiç de azımsanacak şeyler değil.
Consequently, he distanced himself from his feelings early in life.
Bu yüzden, kendisini hayatının erken dönemindeki duygularından uzaklaştırdı.
Consequently, the Stock Growers Association... will now and publicly wipe out these thieves and anarchists.
Sonuç olarak, Stock Growers birliği şimdi ve alenen bu... hırsızları ve anarşistleri temizleyecektir.