Contamination translate Turkish
551 parallel translation
Why expose yourself to contamination?
Neden kendinize bulaştırmak istiyorsunuz?
It was the prime source of contamination.
Ana bulaşma kaynağı oydu.
There is absolutely no evidence... pointing to radioactive fallout... or radioactive contamination of any kind.
Herhangi bir radyoaktif serpintiyi veya herhangi bir radyoaktif kirlenmeyi gösteren bir delil yok ortada.
We've made a number of surveys and we've found that whenever there is human contact, there is contamination.
Bir takım gözlemler yaptık ve gördük ki, her ne zaman bir insana temas edilse, bulaşma oluyor.
I sought only to preserve our country from your contamination.
Ben sadece ülkemi sizin pisliğinizden kurtarmak istedim o kadar.
We picked up radioactive contamination.
- Ne söylüyorsa yap. Kirlendik.
There's evidence of some contamination.
Bir tür hastalık izi var.
We can't take chances with contamination.
Bulaşıcı virüs riski alamayız.
It was the contamination of an entire city's water supply.
Şehrin tüm su rezervini kirletecektik.
Our spectro readings showed no contamination, no unusual elements present.
Verilerimize göre herhangi bir salgın ya da olağan dışı başka öğeler yok.
- Contamination.
- Kirletirler.
They retreat into themselves to escape the misery of others, to avoid contamination, or tuck themselves away in the group to hide their responsibility, hence contaminating the others.
Başkalarının iftiralarından kurtulmak için herkes kendi işine odaklanır ya da kendi sorumluluğunu gizlemek için bir gruba dahil olarak suçunu başkalarıyla paylaşır.
It will be interesting to see the results of the contamination.
- Oluşan etkileşim ilginç olacak.
We don't know there is contamination. The evidence is only circumstantial.
Etkilenme var mı bilmiyoruz.
That's the contamination you're looking for.
İşte kirlenme bu.
This is the contamination, captain.
Kaptan. Bu bir etkilenme ve kirlenme, şaşırtıcı.
Contamination.
Etkileşim.
True, doctor. Constant exposure does result in a certain degree of contamination.
Sürekli buna maruz kalması etkileşime yol açar.
Ah, 90 % of people are fools, and the rest of us are in great danger of contamination.
İnsanların yüzde 90'ı çılgın, diğerleri ise zehirlenme tehlikesinde.
We better burn the coffin so there's no chance of contamination. ... so there's no chance of contamination.
Bulaşma ihtimali olmaması için tabutu yakmalıyız.
In fact, he made us all think his Wildfire Lab could handle contamination from outer space.
Aslında, Wildfire laboratuvarında, uzay dışından gelen virüsleri inceliyor.
Contamination!
Sızıntı!
Every slip is a fall, a catastrophe, resulting in irreparable contamination.
En küçük hatada çöküyor, saflığını kaybediyorsun.
Now, theoretically, Waterlow, if a minute quantity of evil serum... were introduced into the bloodstream of an individual... that individual should be proof against contamination... by the evils of this world for the rest of his or her life.
Şimdi teorik olarak, Waterlow, Eğer küçük miktarda kötülük serumunu kişinin kan dolaşımına verirsek bu kişi hayatının geri kalanında onu yoldan çıkaracak bu dünyadaki tüm kötülüklere karşı dayanıklı olabilecek.
Oh, good. Just enough contamination to close the place down for a while.
Güzel, şu kirlilik burayı bir süreliğine kapalı tutmaya yeter.
I've got such a bad case of dust contamination, I can barely move.
Her tarafıma toz doldu, zor hareket ediyorum.
You know perfectly well that any contamination will destroy it.
Havayla temas ederse bozulacağını biliyorsun.
.. 20 % gamma contamination.
.. 20 % gamma bulaşması.
- lt's not contamination.
- Bu hastalık değil.
- Orders. We're to jettison her to avoid further contamination, right?
Daha fazla hastalık bulaştırmadan onları atmalıyız değil mi?
It was decided that, to avoid any chance of contamination, that it be jettisoned.
Hastalık bulaştırmasını önlemek için dışarı atılmasına karar verildi efendim.
By interrupting the feeding process for example. Atomic contamination destroys the efficiency of red blood cells in very short order.
Besleme işlemi kesilerek, örneğin ; atomik bulaşma çok kısa yoldan kırmızı kan hücrelerinin etkinliğini ortadan kaldırır.
But due to organic contamination of my integrated micronetic navigational circuit- -
Fakat mikronetik yön bulma devrelerimde organik kirlenme yüzünden bazı...
If this was a real airborne contamination... we're supposed to get out of here.
Gerçek bir kaza olsaydı buradan çıkmamız gerekirdi.
There was a contamination in our section.
Bizim bölümde bir kirlilik tespit edilmiş.
This is just to take off the contamination.
Bunu sizi radyasyondan arındırmak için yapıyoruz.
There is no internal contamination.
Vücudunun içinde bir belirti yok.
There's just a little external contamination... and we've taken care of the problem.
Sadece dışarda biraz maruz kalma belirtisi var, o konuyla da biz ilgileneceğiz.
That was right before Karen came back... and they tried to pin the contamination on her.
Olay tam Karen'ın dönmesinden önce oldu ve onlar da bu radyasyon işini onun üstüne yıkmaya çalıştılar.
Then you get contaminated, and they tell you... you've had an acceptable level of contamination.
O zaman buna maruz kaldığınızda, size gelip kabul edilebilir sınırlar içinde olduğunuzu söyleyebilirler.
It's a very slight external contamination.
Çok ince bir dış nüfuziyet.
we estimate you have an internal contamination... of six nanocuries of plutonium.
6 nanocurie plütonyum diyebiliriz.
Lot of concern about contamination.
Nükleer kirlenme konusunda çok endişeliler.
Remember, the contamination danger level is not know yet.
Unutma, kirlilik derecesini henüz bilmiyoruz.
Regulations specifically state, "Nothing shall be beamed aboard " until danger of contamination has been eliminated. "
Yönetmelikler, "hastalık taşımadığından emin olunmadan hiçbir şeyin ışınlanamayacağını" net bir şekilde söylüyor.
Saavik, does Dr Marcus think there could be any chance of radioactive contamination?
Dr. Marcus, radyasyonun zararlı etkileri olacağından şüpheleniyor mu?
Half the work we do... goes down the toilet due to contamination.
Yaptığımız işlerin yarısı, hijyen şartlara sahip olmadığımızdan dolayı, boşa gitti.
How can you say we aren't spending millions on spraying when the International Wheat Board has reported and I quote, "Extensive contamination in the Argentine grain fields"?
Destekleme için milyonlarca doları..... harcamadığımızı nasıl söylersiniz. Uluslar arası tahıl kurulunun raporuna göre..... Arjantin'in güneyindeki tahıl tarlalarındaki..... kapsamlı kirlilik büyük boyutta.
We're talking about the contamination of half a state.
Eyaletin yarısının radyoaktif olarak kirlenmesinden söz ediyoruz.
All underground storage systems have been shut down due to contamination.
Tüm yeraltı depolama sistemleri zehirlenme nedeniyle kapatılmıştır.
With the grave danger of contamination, public buildings will remain closed for an indefinite time.
" Ciddi salgın tehlikesiyle birlikte tüm kamu binaları ve özel kuruluşlar belirsiz bir zaman için kapalı kalacaktır.