Contact me translate Turkish
1,743 parallel translation
She'll contact me with the time and place.
Zamanı ve yeri arayıp söyleyecek.
If you contact me again, I'll shoot you
Beni bir daha ararsan seni vururum. Anlaşıldı mı?
Contact me.
benimle iletişime geçebilirsiniz.
Contact me if that changes.
Fikrini değiştirirsen haber ver.
If you do, contact me immediately.
Eğer bulabilirsen, hemen ara beni.
Contact me again after you find it.
Bulduktan sonra, benimle temasa geç.
If we have to adjust the arrangements for the summit, please contact me quickly.
Zirve ile ilgili düzenleme yapılması gerekirse lütfen beni arayın.
She isn't the sort of person who would want to contact me.
O beni arayacak türde biri değil.
If you come back to Seoul again, you have to contact me.
Seul'e tekrar dönerseniz, beni arayın.
If something is wrong, contact me right away.
Bir sorun olursa, hemen beni ara.
Please, don't contact me to say you're dead.
Lütfen, öldüğünü söylemem için benimle bağlantı kurma.
Contact me on that.
Bununla temas kur.
Contact me after you get the intel.
İstihbaratı alınca benimle temasa geç.
But he sent someone to contact me.
Bana birisi aracılığıyla ulaştı.
I turn - 97 % to 98 % Of the patients who contact me, I turn them down.
Benimle kontak kuran hastaların yüzde 97 ya da 98'ini geri çeviriyorum.
When that day comes, you contact me through Lenny and we have another conversation.
Günü geldiğinde benimle Lenny üzerinden bağlantı kur o zaman bir görüşme daha yaparız.
She tried to contact me and I missed her call.
Benimle irtibata geçmeye çalıştı ve ben aradığını duymamışım.
He only told me that someone would contact me when it was safe to retrieve it.
Bana yalnızca, geri almak güvenli olduğunda birinin benimle bağlantı kuracağını söyledi.
Contact me immediately if anything happened.
Bir şey olursa hemen ara beni.
Contact me quickly. Before I find someone else.
Başka birini bulmadan önce ara beni.
Mostly people contact me by my website.
Genellikle insanlar internet sitem aracılığıyla benimle temas kurar.
Hi, this is Sameer BehI, you can contact me on 9820131 139.
Merhaba, ben Sameer Behl, bana bu numaradan ulaşabilirsiniz 9820 9.
So many years... Why didn't you contact me?
Bu kadar yıl neden beni aramadın?
I called every pharmacy in the area, asked them to contact me if a new C cup tried to fill out the prescription I wrote.
- Bölgedeki tüm eczaneleri arayıp yeni silikon taktırmış biri benim reçetemi kullanmaya kalkarsa haber vermelerini rica ettim.
Don't contact me again, I'm done.
Bir daha benimle temas kurma, işi bıraktım.
You expect me to contact the North Koreans and say what?
Kuzey Korelilerle temas kurup onlara ne dememi istiyorsun?
I was hoping you could put me in contact with his mother.
Onun annesiyle benim iletişim kurmamı sağlarsın diye umut ediyordum.
The only human contact I had was an Eskimo boy who sold me salmon jerky and painkillers.
İnsanoğluyla kurduğum tek iletişim,... bana kurutulmuş somon ve ağrı kesici satan Askan çocuğuyla oldu.
Give me a few hours. I'll slip back into the city and I'll make contact.
Bana birkaç saat ver. Gizlice şehre iner, birkaç bağlantı ayarlarım.
He advised me not to have much human contact, but I approach people because I think they are characters, too.
İnsanlarla çok temas kurmamamı söylese de, ben insanlara yaklaşıyorum, çünkü onlar da birer karakter.
I'm afraid in the future he might reapproach me, so I chose not to contact him.
Bana tekrar yaklaşmasından korktum, bu yüzden onu aramadım.
She was with me in Jeju Island and I returned ahead, but I still can't contact her.
Benimle beraber Jeju Adası'ndaydı. Döndükten sonra ona ulaşamadım.
Will she end all contact with me just because of that?
Bunun yüzünden mi o beni aramayı bırakacak?
She told me to contact her secretary?
Sekreter mi bağlantı kuruyor?
Yes, I had contact with them. I told the police, I gave up all connections, they gave me another with a different name,
Onlarla ilişkimi kestim, Alman polisi beni yakaladı bütün bağlantılarımı ele verdim.
Keep your eye on the ball, give me a swing, make contact.
Gözünü toptan ayırma, topa iyi vur.
Tell me... who was your contact in the American Embassy... and what did you give him specifically... you can save yourself.
Eğer bana Amerikan elçiliğindeki bağlantının kim olduğunu ve ona tam olarak ne verdiğin söylersen canını kurtarabilirsin
You let me know who visits the house any talk of the copyright to his work, any contact with the Church anything the countess says.
Herşeyi bilmemi sağlayacaksın, eve kimin girip çıktığını, çalışmalarının telif haklarıyla ilgili konuşmaları, kiliseyle bağlantılı herhangi bir şey, Kontes her ne söylemişse bilmeliyim.
Tell to me if you please, do you have much contact with Mdms Pebmarsh?
Söyler misiniz, Bayan Pebmarsh'la sık sık görüşür müydünüz?
A contact of mine just told me Joe Tobin reached out to ABC.
Bir bağlantımın bildirdiğine göre ABC Joe Robin'e ulaşmış.
My attorney wouldn't want me to have any contact with you.
Avukatım sizinle herhangi bir bağlantı kurmamı istemiyor.
So, my contact gave me a tip, and I did some research, and I think you might be able to use this.
Bağlantım bana bir ipucu verdi. Ben de biraz araştırma yaptım. Bunu kullanabileceğinizi düşünüyorum.
Your contact at the State Department got back to me.
Dışişleri Bakanlığı'ndaki kaynağın haber verdi.
I'll try to establish contact with the mummy to see if it agrees to entrust the keys to me.
Şimdi mumyayla bağlantı kurup anahtarı benimle paylaşmayı kabul edecek mi bir bakacağım.
If she tries to contact you again... Or if you could tell me where she last held a job, I would appreciate it.
Eğer sizinle kontak kurarsa, ya da bana son çalıştığı yerin adresini verirseniz... çok memnun olurum.
And then he actually expects me to have physical contact with him? You know, part of me, Iike, in my loins...
İçimden bir ses hayatında başka biri olduğunu söylüyor.
He is the one who with me make contact, you know.
O beni buluyor, bunu biliyorsun.
'Cause you never broke eye contact, which means you really wanted me to believe it, because if it were true, Cassie, you wouldn't give a fuck.
Çünkü benimle konuşurken göz kontağını hiç bozmadın bu da, bu hikâyeye gerçekten inanmamı istediğini gösterir, çünkü doğru olsaydı Cassie, bu hiç umurunda olmazdı.
Do you want me to contact the Washington Troopers?
Washington polisiyle bağlantı kurmamı ister misiniz?
Can you tell me how to contact him?
Onunla nasıl iletişime geçebileceğimi söyler misiniz?
Contact lenses don't work for me and glasses give me headaches.
Lensler bana göre değil ve gözlükler bende baş ağrısı yapıyor.