English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cranky

Cranky translate Turkish

945 parallel translation
Don't be cranky with me.
Aksilik etme.
Was he cranky?
- Huysuz biri miydi?
You feel Pinky, cranky?
Bir Pinky misin tuhaf?
You feel cranky, Pinky?
Bir tuhaf mısın Pinky?
My, my, why so cranky today?
Neden böyle huysuzsun bu gün?
I bet a lot of you dream about that sometimes with all them breakfast dishes piling up. And them cranky husbands to get off to work.
Eminim birçoğunuz, bütün o kahvaltı bulaşıkları birikmiş ve huysuz kocalarınız işe gitmeye hazırlanırken bunun hayalini kuruyorsunuz.
I'm damp and cranky.
Terli ve huysuzum.
It's been a long day and they're both tired and cranky.
Uzun bir gün oldu ve her ikisi de yorgun ve huysuz.
Because, honestly, Miss Dobie does get mean and cranky every time cousin Joe comes.
Miss Dobie Kuzen Joe her geldiğinde sinirli ve acımasız oluyor.
So in the end, these have been nothing but the useless grumblings of a cranky old man.
Yani neticede tüm söylediklerim tuhaf ve yaşlı bir adamın lüzumsuz dırdırlarıydı.
No cranky stuff.
Eksiği gediği yok.
I'm a good guy when I get enough sleep, but if I don't, I get cranky and say mean things.
Ama uykumu alamazsam sevimsiz bir insan oluyorum.
I get cranky and impatient and...
Huysuz ve sabırsız oluyorum ve...
He's cranky this morning.
Bu sabah çok ters.
The job makes you cranky at home every bloody day anyway.
Zaten o iş seni her geçen gün biraz daha huysuzlaştırıyor.
I mean, the job makes you cranky at home every bloody day anyway.
Zaten bu iş seni her geçen gün biraz daha huysuzlaştırıyor.
That cranky old cowhand Denver has been more of a pa to you than J.D.
Denver denen o ihtiyar sığırtmaç bile sana J.D.'den çok babalık etmiştir.
He's cranky.
Çok huysuz biri.
I'm sorry, my lady, it is Mr. Gipping, he is one of the cranky moods again.
Üzgünüm efendim. Bay Gipping, yine asabi hallerinden birinde.
" My grandpa has gout in his foot which makes him cranky. But he is better now.
Dedemin ayağında gut vardı ve bu onu sinirlendiriyordu şimdi daha iyi.
But let's just say I make her cranky?
Ama varsayalım ki kızınızı üzdüm?
For cranky, I guess you'd probably just break my ankles.
Üzsem, herhalde kemiklerimi kırarsınız.
People dress different, feel different, they sweat more wake up cranky and never recover.
İnsanlar farklı giyiniyor, terliyor, kötü uyanıyor ve kendine gelmiyor.
Hes cranky.
Çok huysuz.
Don't want Sheriff Cranky-Pants... picking up your stink.
Çabuk ol, şerifle karşılaşmak istemeyiz... İnan bana,
- Cranky in the morning. Cranky all day.
- Sabah huysuz olan bütün gün huysuz olur.
I'm sure Mr. Hagopian's just a little cranky... because he got tired polishing all these nifty boats.
Eminim Bay Hagopian bu havalı tekneleri cilalamaktan bıktığı için biraz huysuzluk etmiştir.
Somebody's cranky.
Birileri sinirli.
bill, you look kind of cranky this evening.
Bill, bu akşam gevşek gibisin.
You are so cranky when you haven't had enough sleep.
Yeterince uyumadığında çok huysuz oluyorsun.
I'm just a little tired and cranky.
Biraz yorgun ve sinirliyim.
You're still cranky about that Rojas case, aren't you?
Hala o Rojas davası yüzünden bozuksun, değil mi?
The next day they were cranky as mules.
Eminim ertesi gün katır gibi huysuzdular.
That's what he always does this, you know. He gets a little cranky like this. It's only'cause he's getting psyched up for a big game.
O daima yapar bunu.He always does this.Huysuzlaşıyor çünkü büyük oyunla ilgili psikolojik.
You are cranky.
çok gıcıksın.
Evelin and Hollyn's brothers are cranky. It means growns dumpty.
Evelin ve Hollyn's abisi gıcık.
Be like living with a cranky, demanding old bastard.
Huysuz, aksi bir ihtiyarla yaşamanın nasıl olacağını.
Well, you are a cranky, demanding old bastard.
Sen zaten huysuz, aksi bir ihtiyarsın.
Oh, don't be a such a cranky old man, Bernie.
Huysuz ihtiyarlaşma Bernie.
He gets cranky.
Huysuzlanıyor.
It's my cranky maintenance lady being her usual self, cranky.
Benim bakımdan sorumlu huysuz kadınım. ... her zaman ki hali işte, huysuz.
Since the beginning of time what have mothers done to calm cranky babies?
Asırlardan beri anneler, ağlayan bebekleri susturmak için ne yaparlar?
She's cranky.
Huysuz biri.
I'm just cranky.
Huysuzluk ediyorum.
You're pretty cranky at 3 : 14 am.
Sabahın 3 : 14 ünde ne de huysuz oluyorsun.
But what we saw was big, hairy and kind of cranky.
Ama gördüğümüz şey büyük kıllı ve birazda asabiydi.
Talk about cranky women.
Çatlak kadınlar.
I'm cranky in the morning, I'm grouchy in the afternoon...
Sabahları çelikmez olurum Öğlenleri sinirli olurum
I'm sorry for seeming cranky.
Böyle aksi göründüğüm için özür dilerim.
You've had a bad day. You're cranky.
Kötü bir gün geçirdin.
- He's always cranky when he wakes up.
- Uykudan uyandığında hep huysuz olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]