English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dance music playing

Dance music playing translate Turkish

49 parallel translation
Hmm. [DANCE MUSIC PLAYING OVER SPEAKERS]
Tek Gecelik İlişki
[dance music playing] Xandir, look around you.
Xandir, etrafına bak.
You'd better lay down the law. ( Dance music playing ) ( hollering ) hey, ladies, ladies, I-I really am a cop.
Kanunları kenara koysan iyi olur. hey, bayanlar, bayanlar, Be Ben gerçekten polisim.
- ( dance music playing ) - Let's go, baby!
Haydi gidelim, bebeğim!
[dance music playing]
ATLANTA, GEORGIA
( DANCE MUSIC PLAYING ) Hey, guys! Come on in!
Çoraplarını tutmaya çalış çünkü bu muhteşem olacak.
( loud dance music playing ) Just the way the cop was questioning me- - I was so nervous.
Polisin sorgulama şekli beni iyice gerdi.
- ( dance music playing )
- ( Dans müziği çalar )
( DANCE MUSIC PLAYING )
( DANCE MUSIC PLAYING )
For me, high is in exercise. ( DANCE MUSIC PLAYING )
Doğal olan ise egzersiz.
I've got something important I need to say. ( dance music playing )
Söylemem gereken önemli birşey var.
[Loud dance music playing]
[yüksek sesli dans müziği]
( Dance music playing )
Parti sürüyor. 11.00
( DANCE MUSIC PLAYING )
[Dans müziği]
( dance music playing )
Çeviri : Mustafa Ali ÖZEL
- ( dance music playing ) - ( in russian accent ) stay away from my husband, whore!
Kocamdan uzak dur orospu!
( Muffled dance music playing )
Ah, dostum! Gerçekten mi?
( dance music playing ) Just in front of all these people?
- Tüm bu insanların önünde mi?
And now for another one of Joe's favorites! [dance music playing]
Simdi Joe'nun sevdigi bir tane daha!
( dance music playing )
( Dans müziği çalarken )
Lord, if this wasn't a Sunday, I do believe I'd do a dance to that music Ike's playing.
Eğer bugün pazar olmasaydı Ike'ın çaldığı müzikle dans ederdim.
( dance music playing )
- ----Kucak Dansı--- - - ---Güzellik Salonu--- -
Remember how Charlie used to dance when there was no music playing...?
Hatırlıyor musun? Charlie, müzik olmadan nasıl da dans ederdi.
( CLASSICAL MUSIC PLAYING ) They can't dance.
- Bu bence eğlenceliydi.
I remember this one night there was a band playing Cuban music down below and my parents started to dance right there in the hotel room.
Bir gece bir müzik grubunun olduğunu hatırlıyorum aşağıda Küba müziği çalıyorlardı ve annemler otel odasında dans ediyorlardı.
That's too big, that's too... ( dance music playing, party
Çok oldu, fazla oldu...
( dance music playing )
- Hayır, çikolatalı gofret.
There's no music playing, and we desperately want to dance.
Burada müzik çalmıyor ve biz de ümitsizce dans etmek istiyoruz.
( dance music playing )
Çeviri :
[dance music playing] - ♪ every time you see me ♪
- ¶ beni her görüşünüzde ¶
- ( Rock music playing ) - Let's see if you and I can dance together.
Görelim bakalım sen ve ben birlikte dans edebilecek miyiz?
( Dance pop music playing ) ♪ I washed my silk shirt ♪ silk shirt ♪ that hurt ♪ that hurt
â ™ ª İpek bluzumu yıkadım â ™ ª yıkadım â ™ ª yandı canım â ™ ª yandı canım â ™ ª etikette diyordu ;
( CLASSICAL MUSIC PLAYING ) There was a sort of a soundtrack of classical music in the background, which I had to sort of dance along to.
Arka planda çalan bir klasik müzik vardı ve bu müzikle dans etmek zorundaydım.
[DANCE MUSIC PLAYING LOUDLY ON SPEAKERS]
KLG'yiz biz!
[DANCE music PLAYING OVER SPEAKERS]
Sezon 1 Bölüm 11 "İçgüdü"
[DANCE music PLAYING OVER SPEAKERS]
Dans müziği çalıyor.
( techno dance music playing ) One, two, three, four, five, six...
Harika.
Sometimes you just have to dance to the music that's playing.
Bazen müzik çaldığında sadece dans etmek istersin.
- [yells ] [ dance music playing] - What are you doing here?
- Ne yapıyorsunuz burada?
I enjoy how harp music causes her fingers to dance as if she's playing along.
Arp müziğinin sanki kendi çalıyormuş gibi parmaklarını dans ettirmesini seviyorum.
♪ Come on ♪ [cheering ] [ dance music playing]
YENİ YIL ARİFESİ GALASI
He'll always open the door for you, he'll never forget your birthday, whisk you away on business trips, and take you in his arms and dance with you even though there's no music playing.
Hep kapılarını açar, doğum gününü asla unutmaz iş gezilerine götürür ve müzik olmasa bile seni kollarına alıp dans eder.
( dance music playing ) ♪ Shake that body show me that la la ♪ ♪ Shake that body... ♪
Ve onu nerede bulacağımızı biliyorum.
[dance music playing] So a brunch, huh?
Kahvaltı demek?
[upbeat dance music playing]
HOŞ GELDİNİZ METS TARAFTARLARI

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]