Delighted translate Turkish
2,787 parallel translation
" My dear lord, I am delighted to hear that you have escaped the sweat.
" Sevgili Lordum, Vebadan kurtulduğunuza çok sevindim.
Tell the vice president I have been delighted to write press releases for the last three months and work on rapid response, but I will not be able to accept his eight-year demotion at the current time.
Başkan Yardımcısı'na de ki : Üç aydır basın bildirgesi yazmaktan ve tez cevaplar kısmında çalışmaktan memnunum ama 8 senelik aşağı terfiyi de kabul edemem.
Well, I'd--I'd be delighted to speak to them, bree.
Onlarla, seve seve konuşurum, Bree.
I'd be delighted.
Seve seve.
I'm delighted to see you returned to His Majesty's good graces.
Majesteleri'nin himayesine döndüğünüzü görmekten çok memnun oldum.
I am delighted to meet you.
Sizinle tanıştığıma memnun oldum.
I am delighted.
Sevindim.
Your application has been accepted, and we are delighted to offer you a post in Nairobi working as part of the health-care program that focuses on children orphaned by AIDS. "
Başvurunuz kabul edilmiştir ve Nairobi'deki AIDS'li yetim çocuklara yardımcı olan Sağlık Hizmetleri programımızın bir parçası olmanızı memnuniyetle kabul ediyoruz. "
I'd be delighted to
Büyük bir zevkle.
- Mr. Pierre will be delighted to reply.
Bay Pierre, bu konuda sizi memnuniyetle cevaplayacaktır.
Louise, I'm delighted you've done a good job passing on information...
Louise, herkesi direkt bilgilendirdiğine çok memnun oldum.
No, I'd be delighted.
İsterdim ama olmaz.
I'm delighted to introduce myself to you properly, Miss Austen.
Size kendimi tanıtmak bir şereftir, Miss Austen.
Delighted.
Muhteşem.
Delighted, Victor.
Memnun oldum, Victor.
I'm absolutely delighted.
Gerçekten memnunum.
I'm delighted you could make it too.
Senin de gelmene sevindim.
Delighted to meet you, at last.
En sonunda tanıştığımıza memnun oldum.
Not at all, I'm delighted.
Hiç değilim hem de, keyifliyim.
Delighted.
Memnun oldum.
- She'd be delighted, yes, Butter!
- Zevkle. Evet.
Maurice and Ralston loved their father and delighted in his magical tricks and insisted on learning every one of them.
Maurice ve Ralston babalarını sevdiler ve sihirli numaralarından çok hoşnuttular ve her bir numarayı öğrenmek için ısrar ediyorlardı.
Polanski, of course, was delighted.
Polanski, tabii ki, çok memnundu.
Well, obviously our research suites are classified, so we can't grant you access to those, but we'd be delighted to give you the PR tour.
Güzel, tabii ki araştırma bölümümüz gizli, yani oraya giremezsiniz, ama size tanıtım turu attırmaktan zevk duyarız.
- I'd be delighted to.
Çok memnun olurum.
- Now, just delighted!
- Şuanda çok mutluyum!
I am delighted to see these wonderful works, I had heard much.
Bu çalışmaları görmeyi gerçekten çok istiyorum, çünkü onlar ile ilgili çok şey duydum.
I am delighted that Alex is okay.
Alex'in iyi olduğuna sevindim.
I'm equally delighted to remake your acquaintance, Senator.
Beni tekrar tanımanızdan aynı derecede memnun oldum, Senatör.
We are delighted to have such a distinguished professor as yourself visiting us.
Böyle seçkin bir profesörün bizzat kendisinin bizi ziyaret etmesinden çok memnunuz.
I am delighted to see you.
Sizi gördüğüme çok sevindim.
They must have been delighted that you showed up.
Buraya çıktığın için epey memnundurlar.
- I'm delighted to meet you, Flavia.
Tanıştığıma memnun oldum, Flavia.
We're delighted to be here to present this film of which we're very proud.
Birlikte olduğumuz için çok mutluyuz.
I'm delighted!
Çok keyiflendim!
I'm delighted. We've never had so many girls in the house before.
Hiçbir masraftan kaçınmadan yalnızca ikinizin olacağı harika bir doğum günü geçir!
Of course, if Belly were still here, he'd be delighted.
Tıbbi Tetkikçi'yle bunu ayarlayabilir misin?
The prosecutor will be delighted!
Savcı çok memnun olacak!
Ms.Serabian, I know how fond you are of lieutenant provenza here, so I imagine that you will be delighted to know that we have recovered his car and all its contents.
Ayrıca dul bir kaldım. Bayan Serabian, Komiser Provenza'dan hoşlandığınızın farkındayım. Komiserin arabasının ve kanıtları ele geçirdiğimizi duymanız sizi oldukça memnun edecektir.
Delighted to hear it.
Bunu duymak güzel
I would be delighted.
Memnun olurum.
It's Bill, and I'd be delighted.
Lütfen, bana Bill deyin. Memnuniyetle imzalarım.
Now your mother always said that I never delighted enough in the mundane.
Annem bana hep sıradan şeylerden yeterince zevk almadığımı söylerdi.
Okay, you're a diabolical fashion genius, and I'm delighted to be your first assistant again, but your baby... And others are in the hospital.
Pekala, şeytani bir moda zekan var, tekrar birinci asistanın olduğuma da çok memnunum, ama bebeğin ve öteki hastanede.
Delighted to meet you.
Tanıştığımıza memnun oldum.
I'm glad to hear it. I'd be delighted to work with you alone.
Seninle yalnız çalışmaktan memnun olurum.
- I am delighted...
- Bu öğleden sonra...
I am delighted to stand before you this afternoon, as your perspective... parliamentary candidate...
Bu öğleden sonra muhtemel milletvekili adayınızmış gibi karşınızda durmaktan kıvanç duydum.
We were delighted to receive your letter.
Mektubunuzu alınca gerçekten çok sevindik.
Sooner or later, you will be on my throne, delighted by your accession and grieved by my death.
Er ya da geç tahtıma sen oturacaksın. Tahta çıktığın için mesut lakin ölümüm yüzünden kederli olacaksın.
Mr Trueman would like to see you, Clyde. And I'm sure he'll be delighted to see you, Miss Smith.
Bay Trueman seni görmek istiyor Clyde ve eminim sizi görmekten de memnun olur Bayan Smith.