Department of justice translate Turkish
320 parallel translation
Well, if it isn't old man Department of Justice himself.
Tek kişilik adalet bakanlığının ta kendisi.
I've joined the Department of Justice.
Adalet Bakanlığına geçtim.
I've joined the Department of Justice.
Artık Adalet Bakanlığında çalışıyorum.
A very smart way for a Mob to get a stool pigeon in the Department of Justice.
Mafya için çok zekice bir yöntem, adam sokup Büro'da neler döndüğünü an be an öğrenmek.
The Department of Justice is handicapped.
Adalet Bakanlığının eli kolu bağlı durumda.
Have you a statement for the department of justice?
Adalete söyleyecek son bir sözünüz var mı?
I think the investigation that has just concluded itself has probably been one of the most intensive that the Department of Justice and the FBI has ever been involved in.
Bence bu soruşturma, Adalet Bakanlığı ve FBI'ın... Bugüne kadar yürüttüğü en kapsamlı soruşturmadır.
Let the record show that I'm James J. Wells, assistant Attorney-General for the Organized Crime Division of the United States Department of Justice.
Adalet Bakanlığı Organize Suçlar Dairesi'nde... başsavcı olduğum kayıtlara geçsin.
One is that the United States Department of Justice is gonna know what in the good Christ, excuse me, Angie, is going on around here.
Birincisi, Birleşik Devletler Adalet Bakanlığı... affedersin Angie, burada ne haltlar döndüğünü öğrenmiş olacak.
I'm employed by the United States Department of Justice... the Immigration and Naturalization Service... at the Forensic Document Laboratory in McLean, Virginia.
Birleşik Devletler Adalet Bakanlığı Göçmen ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde Mclean, Virginia'daki Adli Deliller Laboratuarında görevliyim.
- The Department of Justice.
- Adalet Bakanlığı.
Rollins, Department Of Justice.
Adalet Bakanlığı'ndan.
We're from the Department of Justice Fish and Wildlife Division.
Adalet Bakanlığı'ndanız. Balık ve Vahşi Hayat Bölümü.
Department of Justice!
Adalet Bakanlığı!
Two days ago the Las Vegas D.A. and the U.S. Department of Justice asked us to help find a witness who was gonna testify against the head of a Chicago crime family.
İki gün önce Las Vegas savcılığı ve Adalet Bakanlığı, Chicago'daki mafyanın başı aleyhine ifade verecek bir şahidi bulmak için yardım istedi.
She's made no attempt to contact the Department of Justice or the Las Vegas D.A. since then.
O zamandan beri Adalet Bakanlığı veya Las Vegas savcılığıyla temas kurmadı.
I'm with the Department of Justice.
dalet Bakanliginda calisiyorum.
An investigation by the Department of Justice has identified several bank accounts, from Luxembourg to the Cayman lslands, used for laundering drug money on an unprecedented scale.
Adalet Bakanlığı'nca yapılan bir araştırma sonucunda, Luxembourg'dan Cayman Adaları'na kadar uyuşturucu gelirleri için kullanılan bir çok banka hesabı açığa çıkarıldı. Eşi ve benzeri görülmemiş bir şey.
We work for the Department of Justice.
Adalet Bakanlığı adına çalışıyoruz.
You've hacked into the US Department of Justice.
ABD Adalet Bölümü'nün sistemine girdin.
An investigation by police, fbi, and the Department of Justice, has uncovered a body in the house of Arthur Denker, the man believed to be a Nazi war criminal.
Polis, FBI ve Adalet Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü bir soruşturmada, eski bir Nazi Savaş Suçlusu olduğu sanılan Arthur - - Denker'in evinde bir ceset bulundu.
The U.S. Department of Justice reports that the typical prisoner in America is an undereducated, young male minority, but you could've guessed that.
Gerçekleri mi istiyorsunuz? Adalet Bakanlığının raporuna göre tipik Amerikalı mahkûm, yetersiz eğitim almış, azınlık genci. Ama bunu tahmin ederdiniz.
Department of Justice.
Adalet Bakanlığı
The Department of Justice says that if we acquire Netmail they will view it as anti-competitive.
Eğer kazanırsak Adalet Bakanlığı bunu rekabet dışı olarak görecek.
I think that Department of Justice case has made people aware of the fact that you should at least look for alternatives to Microsoft.
Sanırım bu Adalet bölümü departmanı insanları gerçeğin farkına vardırdı.
Department of Justice.
Adalet Bakanlığı web sitesi.
There's a woman working at the Department of Justice, Shannon McMahon.
Adalet Bakanlığında çalışan bir kadın var. Shannon McMahon.
She works for the Department of Justice.
Adalet Bakanlığı için çalışıyor.
"Super-soldiers, a navy ship, and a woman at the Department of Justice who drowned two men, all disappeared now, but which constitute a conspiracy like a cancer in the US government."
"Süper Askerler, bir donanma gemisi... " Adalet Bakanlığında çalışan iki adamı boğan bir kadın. "Amerikan Hükümeti içinde kanser gibi oluşturulan gizli plan dışındaki her şey şimdi yok olmuş."
And the Department of Justice has joined forces with the DEA to fight the war on drugs and the heavy trafficking in the inner city.
Adalet Bakanlığı, Narkotik ile iş birliği yaparak... şehrin göbeğindeki uyuşturucu ticaretine karşı savaş açtı.
Can you imagine how far the United States Department of Justice... is gonna crawl up your ass behind this?
Adalet bakanlığının kıçının ne kadar yakınına sokulacağını tahmin edebiliyor musun?
You'll get it when the Department of Justice closes its case.
Adalet Bakanlığı davayı kapattığında paranı alırsın.
I am trying to convince the Department of Justice that you need to see a shrink
Senin psikoloğa görünmen gerektiğini mahkemeye inandırmaya uğraşıyorum.
The Department of Justice of Rio de Janeiro accuses Sandro do Nascimento e Ricardo Vieira. On February 17, 1998, around 1 pm, in Copacabana, the accused began a hold-up
İlk telefon geldiğinde, arayan muhtemelen valiydi, çeşitli direktifler aldı.
He has maligned a member of a minority group and I shall report this to the Civil Rights Division of the Justice Department the Human Rights Commission of the United Nations, the NAACP CORE, the American Civil Liberties Union...
Azınlıkları oluşturan gruplardan,..... biri için hakaret edici sözler sarf etti. Bunu Adalet Bakanlığı..... İnsan Hakları Birimi'ne, Birleşmeiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'na..... CORE'a ve Medeni Haklar Birliği'ne rapor edeceğim.
I've been made the New York head of the Justice Department Joint Strike Force Against Organized Crime.
New York Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nün başına atandım.
Your cables only focus the Justice Department's attention on her, and the most seditious thing they can accuse her of is being your wife.
Telgrafların Adalet Bakanlığı'nın ilgisini ona yöneltir. Onu sadece senin karın olmakla suçlayabilirler.
Subject was granted a special parole by the minister of justice on orders from the Department of Political Surveillance.
# Şahıs, Adalet Bakanlığınca, # # politik takip bölümünün talimatları doğrultusunda, # # özel bir şartlı tahliyeye tabi tutuldu. #
Could you get me a breakdown of Justice Department agencies on this thing?
Şu şeyde Adalet Bakanlığının bölümlerinin dökümünü yapabilir misin?
If that's what the Justice Department calls evidence then that is the scariest part of this whole conversation.
Adalet Bakanlığı bunlara delil diyorsa bu konuşmanın en korkutucu kısmı bu.
And did you know, from the Justice Department's own research, at least 343 innocent people have been convicted of capital crimes?
Adalet Bakanlığının yaptırdığı araştırmaya göre 343 masum kişinin... ağır suçlardan mahkum olduğunu biliyor muydunuz?
Elizabeth Rose Quinn, a clerk at the Justice Department, recognized the injustice of the decision in United States vs Cook and came to me.
Ama Cook davasında alınan haksız kararı... bakanlıkta sekreter olarak çalışan Elizabeth Rose Quinn fark etti... ve bana geldi.
We understand that there was shooting..... the presence of Justice Department officials?
Ateş edildiğini anlıyoruz Adalet Bakanlığı görevlileri olduğu sırada mı?
Dr. Lamont teaches the pathology of psychopathic behavior at Stanford... and also on the Justice Department Psychological Profile Team.
Doktor Lamott, psikopat davranış patalojisi konusunda ders veriyor. Adalet Bakanlığının önem verdiği uzmanlardan biri.
I'm sorry I wasn't able to tell you this before, but... six months ago, the Justice Department asked me... to help them in their investigation of Thadius.
Bunu sana daha önce söyleyemediğim için beni affet ama altı ay önce Adalet Bakanlığı, Thadius'u araştırmak için yardımımı istedi.
You're helping the Justice Department catch Moxley, and I want to blow him out of the water.
Moxley'i yakalamak için Adalet Bakanlığı'na yardım ediyorsun. O herifin küçük düşmesini istiyorum.
But first, the Justice Department reports an alarming rise in the number of poisoning murders.
Ama öncelikle Adalet Bakanlığının zehirleme yoluyla cinayet konusundaki artış uyarılarına bir göz atacağız.
This administration is not going to allow public attention to be diverted from all the good it's done by some kind of a witch hunt in the Justice Department.
Yönetim, kamu dikkatinin bunca başarıdan sonra Adalet Bakanlığı'nda bir cadı avına çevrilmesine izin vermeyecek.
If you have to go down to the janitor at the justice department fire that son of a bitch.
Bu o... pu çocuğunu yak. O onu sordu
I think when the facts are in, the Justice Department will conclude that I made an error in judgment but there was no real intent of treason.
Gerçekler ortaya çıktığında, Adalet Bakanlığı kararın yanlış olduğunu, ortada bir ihanet olmadığını görecek.
As of right now, your case will be put in the hands of the Justice Department.
su andan itibaren, sorusturmani Adalet Bakanligi yurutecek.