English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Dependency

Dependency translate Turkish

131 parallel translation
So I let them talk me into accepting a dependency discharge.
O yüzden, aile durumundan terhis edilmeyi kabul ettim.
Obviously, sadomasochistic dependency.
Bu bir çeşit sado-mazoşist bir evlilikti.
The only thing that keeps you going is the dependency on dope.
Seni hayatta tutan tek şey, uyuşturucuya olan bağımlılığındır.
As a machine, I believe I'm quite fortunate not to have your human dependency upon oxygen for survival.
Bir makine olarak inanıyorum ki, hayatta kalmak için siz insanların oksijen bağımlılığına sahip olmadığım için oldukça şanslıyım.
CHEMICAL DEPENDENCY CENTER
BAĞIMLILAR MERKEZİ
LIBERATION OR DEPENDENCY
ÖZGÜRLÜK YA DA TUTSAKLIK
Because I have regressed into the pathetic condition of total dependency, Doc.
Çünkü ben acınacak bir durumadüştüm. Bütünüyle bir sömürü, Doktor.
Tune in tonight for an exclusive report on chemical dependency among celebrities.
Bu akşam uyuşturucu kullanan ünlülerle ilgili programı kaçırmayın.
Basically, it's when the hostages and the terrorists go through a sort of psychological transference and a projection of dependency.
Aslında, şu sıralar teröristler ve rehineler psikolojik olarak zor bir evreden geçiyorlar. Aralarında bir bağ oluşmuştur.
If you have a dependency, you can deal with it on suspension.
Bir bağımlılığın varsa, mecburi izinde icabına bakarsın.
He'll recommend that the President continues our policy of oil dependency, and more dollars for subsidizing nuclear power, as I've recommended myself.
Büyük olasılıkla Başkan'a petrol bağımlılığı ve nükleer güce teşvik politikamızı sürdürmesini söyleyecek.
Given that disappearance, the artist will then abandon his false sense... of public responsibility... and his audience, or "public," will relinquish its... - role of servile dependency.
Böylelikle sanatçı halka karşı sorumluluk kisvesi altındaki yanlış kanılarından sıyrılacak ve hayran grubu yani "halk" sanatçıyı köleleştirme rolünü üstünden atmış olacak.
Dancing, bowling, fashionable shops, over 100 bars and saloons and a world-class chemical-dependency center.
Dans, bowling, giyim mağazaları, 100'ün üstünde bar ve meyhane ve çok kaliteli bir madde bağımlılığı merkezi var.
I mean, maybe Lucy developed some kind of emotional dependency.
Demek istediğim, belki Lucy bir tür duygusal bağlılık yaşıyor olabilir.
"Do you now have..." "Or have you ever had a problem with alcohol dependency?"
Şu anda ya da geçmişte alkol bağımlılığıyla ilgili bir sorununuz oldu mu?
I'm just feeling really trapped, I can't go on with this co-dependency.
Kapana kısılmış hissediyorum. Bu yarı bağımlılığa devam edemiciim.
- Intimacy through co-dependency.
- Alt kişiliğinin ortaya çıkışı.
We're gonna work, and the subject is dependency.
Bugün bağımlılık konusunu konuşacağız.
I crave dependency, which makes me feel like a failure as a woman!
Sanırım bağımlı olmak istiyorum. Rüyamda feminizmin yüzü olarak'Time'ın kapağına benim yüzümü koyduklarını gördüm. Ve bu benim bir kadın olarak kendimi yenilmiş hissetmeme yol açıyor.
She said she went to Dr Ott to obtain a prescription for Prozac. The good doctor, diagnosing hysteria, recommended an alternative to chemical dependency.
Prozac reçetesi almak için Dr. Ott'a gitmiş ama doktor ona histeri teşhisi koyup, kimyasal bağımlılığa karşı, alternatif bir tedavi önermiş.
We Muslims believe that appetites of the body... such as food, drink, sex... can tie us to a dependency on, or preoccupation with, our physical desires.
Biz Müslümanlara göre, vücudun ihtiyaçları... yemek, içmek, seks gibi... bizi bağımlı hale getirir veya fiziksel arzularla zihnimizi meşgul eder.
Is her drug dependency gonna be a problem?
- Uyuşturucu sorun olur mu?
Speaking of paths, what's up with you and your Cole dependency?
Yol demişken, sen ve Cole bağımlılığın ne durumda?
She was finding consolation from a growing dependency on pills and alcohol.
Teselli için başvurduğu haplara ve alkole bağımlılığı artıyordu.
But with just five days to go before cameras would roll Weinstein feared that a solution to her emotional problems and chemical dependency was eluding even her psychiatrist.
Ama kameraların çalışmasına sadece beş gün kala Weinstein Marilyn'in duygusal sorunlarını ve bağımlılığını doktorunun da çözemeyeceğinden korkuyordu.
I think you need to seriously decrease your cappuccino dependency.
Bence ciddi bir şekilde cappuccino bağımlılığını azaltmalısın.
Unless we can reverse their biological dependency on immature symbiotes, they'll all die as well.
Eğer genç ortakyaşamlara olan biyolojik bağımlılıklarını geri çeviremezsek, onlar da ölecek.
Drugs create dependency. Dependency is weakness, and weakness is death.
İlaçlar bağımlı ülke yaratır. bağımlı ülke zaaftır ve zaafta ölümdür.
Dependency is weakness, weakness is death.
Bağımlı ülke zaaftır zaaf ölümdür.
Drug dependency Unknown.
Günlük yaşamda yaşadığımız trajedilerin hepsinden daha büyük.
We wanted to go through the three D's of sadism : dread, dependency, degradation.
Sadistlik üçlüsünü konuşmak istedik : dehşet, bağımlılık, küçük düşürme.
We've covered dread and dependency.
Dehşet ve bağımlılığı bulduk.
Because I have regressed into the pathetic condition of total dependency, Doc.
Çünkü ben acınacak bir duruma düştüm. Bütünüyle bir sömürü, Doktor.
He's probably just reverting to a state of childlike dependency.
Büyük ihtimalle çocukluk günlerinin özlemini çekiyor.
Comes out with a chemical-dependency problem.
Uyuşturucu bağımlıIığı yüzünden hapisten çıkmış.
- I think you might have some co-dependency issues.
Bazı ortak bağımlılık sorunları - Seni olabileceğini düşünüyorum.
There's inter-country adoption, dependency adoption.
Uluslararası evlatlık var, bağımlılık evlatlığı var.
If Tony had a drug dependency problem, I'd have been the first to know about it.
Tony'nin uyuşturucu problemi olsaydı bunu bilecek ilk kişi ben olurdum.
Like the fact that my chemical dependency is :
Benim ilaç bağımlılığımın sebebleri :
Seems l`ve developed a dependency on barbiturates.
Görünüşe göre, uyku haplarına bağımlılık oluşmuş.
Noribogaine locks onto addiction receptors... blocking the feedback loops that reinforce dependency. In human speak?
Bu da bağımlılık reseptörlerine yapışıp, bağımlılığı güçlendiren geri beslemeyi durduruyor.
And when that merging occurs... the intense mutual dependency can be a deterrent to intimacy.
özellikle iki kadın arasında ciddi bir ortaklık olduğunda ortaya çıkıyor ve bu kaynaşma gerçekleştiğinde, karşılıklı bağımsızlık seksi yıldırıyor.
These are basic psychological, personality, and chemical dependency tests.
Bunlar temel psikolojik, kişilik ve kimyasal bağımlılık testleri.
Mom says it's because you have dependency issues and it was all just a matter of time before you threw it all away on some tramp.
Annem senin kendini çabuk kaptırdığından dolayı olduğunu söyledi. Ve herşeyi bir sürtük için... bir kenara atman an meselesiymiş.
It's not your run of the mill, lick my boots... drink my piss kind of relationship. It's about dependency...
Bu iş sıradan "botlarımı yala" "sidiğimi iç" türünden bir şey değil.
You need me. " A mutual dependency.
Bana muhtaçsınız. " gibi sözlerdir. Buna karşılıklı bağımlılık denir
Yeah, I find isolation and dependency really sexy, too.
Evet, ben herşeyden uzak tutulup ve erkeğe bağımlı olmayı oldukça seksi bulurum.
The Department of Child Services has been provided sufficient evidence by Lieutenant Caine to file a dependency action.
Komiser Caine'in sağladığı deliller sayesinde Çocuk Hizmetleri Şubesi korunmaya muhtaçlık dilekçesi verdi.
Do you realize that if every vehicle in this nation averaged just 2.7 more miles per gallon, we could cut our dependency on Mideast oil?
Farkında mısın, bu bölgedeki her araç galon başına ortalama 2.7 mil yol yapsaydı, biz de Ortadoğu petrolüne mahrum kalmazdık.
It is a disease because it's a physical dependency.
Bu hastalıktır çünkü fiziksel bağımlılıktır.
And they gave a name to this dependency : Love.
Ve onlar bu bağımlılığa bir isim vermişler :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]