English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't know him

Don't know him translate Turkish

8,572 parallel translation
Because you know, you don't want him finding out on his own.
Kendi kendine öğrenmesini istemezsin çünkü.
I don't know if any of it got through to him, but...
Hiç kafasına işledi mi bilmiyorum ama...
I don't know, maybe Vincent feels like I forced him into all of this.
Bilmiyorum. Belki de Vincent onu zorladığımı hissediyordur.
I don't even know why I bother to believe him anymore.
Ben neden rahatsız Ben bile artık ona inanmak bilmiyorum.
I don't know, some creepo picked her up, and I didn't like him, so he went to Cat.
Birkaç saat önce oldu. Bilemiyorum, gıcık bir tip aldı onu. Ben adamdan hoşlanmadım, o da Cat'e gitti.
I don't know, he worked at a hardware store. Wouldn't be hard for him to get materials to make bodies go away.
Cesetleri ortadan kaldırmak için gereken aletleri bulması çok zor olmamalı.
I don't know where she took him. How would you do it?
- Adamı nereye götürdüğünü bilmiyorum.
I mean, I guess he is kinda scary, if you just wake up and you don't know him and maybe you're a bit racist.
Daha yeni uyandıysan, onu tanımıyorsan ve belki biraz da ırkçıysan korkutucu gelebilir sanki.
You don't know him.
Onu tanımıyorsunuz.
I don't know, Mark, OK, but Kyle's been shot, and I need to get him somewhere safe where I can take care of him.
Bilmiyorum. Mark ama Kyle vuruldu ve ona bakabileceğim güvenli bir yere götürmem gerek.
I don't know why you follow him around so blindly, but keep him away from our daughter.
Niye onu böyle körü körüne izlediğini bilmiyorum ama onu kızıma yaklaştırma.
Well, I mean, maybe not the choking part, but him coming over to my house unannounced, wanting to go to George's house unannounced, and trying to get me to take all those pills. I don't know.
- Belki boğma kısmı değil ama evime habersiz gelmesi, George'un evine habersiz gitmek istemesi bana hap içirmeye çalışması.
There are a couple new people there who don't know we used to call him "Mr. Smell-ert," so...
Ona Bay Kokarca dediğimizi bilmeyen yeni insanlar çalışmaya başlamış.
I don't know. I didn't- - I didn't see him face-to-face.
Bilmiyorum onunla yüz yüze görüşmedim.
I don't know him anymore.
Artık onu tanıyamıyorum ya.
I don't know why Nanny lets him live here.
Büyükannem neden burada yaşamasına izin veriyor anlamıyorum.
Promise me, promise me, that when they come you blame it all on me, tell him it was all my fault, I just went crazy, and you don't know where I went, tell them I made you do this.
Bana söz ver, söz ver. İçeri geldikleri zaman bütün suçu bana atacaksın. Tüm hatanın bende olduğunu, delirdiğimi ve nereye gittiğimi bilmediğini söyleyeceksin ve sana bunu zorla yaptırdığımı söyleyeceksin.
I don't know what's going on with him.
Onun neyi var bilmiyorum.
Best case scenario, you take out Malcolm, but you don't know how many people he has with him or who might come looking for him once he's gone.
En iyi ihtimal, Malcolm u öldürürsün, ama yanında kaç kişi var bilmiyorsun. veya öldüğünde peşinden başka kimlerin geleceğini.
I don't know how many times I... hit him.
Ona kaç kere vurduğumu bilmiyorum.
I mean, I don't- - I don't know him exactly, but- -
Sırtımda kocaman bir hedef tahtası var.
I don't know... maybe he thought last-minute compassion would keep him out of hell.
- Bilmiyorum, belki son anda merhamet göstermek istemiştir cehenneme gitmemek için.
And I don't know how we're going to get near him now.
Ve şimdi de, ona nasıl yaklaşacağız bilmiyorum.
We don't know what happens to him--me.
Ona ne olacağını bilmiyoruz. Yani bana.
I don't really know him anymore.
Onu artık tanımıyorum.
I don't know him.
- Onu tanımıyorum.
You don't know anything about him!
Onunla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun.
I... I don't know what happened, but I'm connected to him.
Ben ne olduğunu bilmiyorum ama ona bağlandım.
I... I don't really know what we're gonna do without him.
Gerçekten, onsuz ne yaparız bilmiyorum.
I know you don't like him, ma'am, but he is risking his life for this.
Efendim, ondan hoşlanmadığınızı biliyorum ama bu iş için hayatını riske atıyor.
You don't know him.
- Onu tanımıyorsun.
Don't tell him that I know. Of course.
- Bildiğimi ona söyleme.
'Cause we don't know anything about him - and he could have been a killer...
Çünkü onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, belki de öncesinde katildi.
'Cause we don't know anything about him!
Çünkü onun hakkında hiçbir şey bilmiyoruz!
I don't fucking know nothing about him. Really?
- O adam hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
My dad, you know, my dad left when I was a little kid, and I don't even really know him, but, uh, I'm just glad you had him for a long time'cause he's... he's got to be a real good guy.
Babam daha ben çocukken gitmişti, gerçekte kim olduğunu bile bilmiyorum ama onunla uzunca bir zaman geçirdiğin için mutluyum çünkü gerçekten iyi bir adam olmalı.
I haven't given him an answer because I don't know what I want to do, and I have this long list of reasons why not.
Biliyorum ama şey yapmadım... Bir cevap vermedim çünkü ne istediğimi bilmiyorum ve neden olmasın diye upuzun liste yapmak zorundayım.
You know, I don't think I would have ever found him... um... if you hadn't let me come home, stay here for awhile.
Biliyorsun, onu asla bulamayacağımı düşünüyordum. Eğer eve gelmeme izin vermemiş olsaydın, burada bir süre daha kalsaydım.
I-I don't know him.
- Onu tanımıyorum.
I don't know him!
- Hayır! Onu tanımıyorum!
I don't know him!
Onu tanımıyorum!
I don't mean, er, loved him loved him. - I mean that... - I know what you mean.
Yani sevmiştim derken o anlamda değil.
We don't know why De Merville's partner attacked him.
- De Merville'in ortağının ona neden saldırdığını bilmiyoruz.
Nonsense. We don't know him yet.
Alınma ama daha adamı tanımıyoruz.
We don't know him.
Onu tanımıyoruz.
I do not know what Mr. Markham has got planned for you, but I don't want him to do it to me.
Bay Markham senin için ne planladı bilmiyorum ama aynısını bana yapmasını istemem.
I don't... I don't know what he told you, but you can't trust him, Chuck.
Ne dedi bilmiyorum ama ona güvenemezsin Chuck.
I warned him I don't know how many times that they were playing a dangerous game.
Onlar tehlikeli bir oyun oynamaya olduğunu Yani, ben savaş... Ben Ben kaç kere bilmiyorum onu uyardı.
I don't know if I can change that, but I can at least warn him.
Bunu değiştirebilir miyim bilmiyorum ama en azından onu uyarabilirim.
I don't know how to tell him.
Ona nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Guy gives me a weird vibe. I don't know what to say to him.
- Tuhaf hissettiriyor, ona ne diyeceğimi bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]