English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't leave town

Don't leave town translate Turkish

154 parallel translation
You don't even leave Cape Town.
Cape Town'dan ayrılmıyorsun bile.
Can they make me leave town when I don't want to go?
Ben istemesem de beni buradan zorla yollayabilirler mi?
If you don't, you'II still leave town.
Yapmazsaniz da, yine de sehri terkedeceksiniz.
You don't believe they could leave town? Where would they go?
- Sence kasabayı terk ederler mi?
Why don't you leave town till they find him?
- O yakalanana dek buradan uzaklaşsana.
Ficco : why don't you leave town alone, Ben?
Şehri neden yalnız başına terk etmiyorsun, Ben?
Why don't you leave this town?
Niçin bu şehirden ayrılmıyorsun?
You understand I don't care what they do to each other once they leave town!
Kasabadan ayrıldıklarında birbirlerine ne yapacakları umurumda değil.
Don't leave town.
Kasabayı terketmeyin.
All right, but don't leave town till I tell you.
ama sana söyleyene kadar şehri terk etme.
I don't think he wants to leave town with us here.
Bizimle gelmek istedigini sanmiyorum.
Just don't try to leave town for a while.
Sadece bir süreliğine kasabadan ayrılma.
Why don't you leave town?
İsveçli'lerin orada olacak. Niye kasabayı terk etmiyorsun?
You know somebody who wants to leave town, don't you?
Şehirden ayrıImak isteyen biri var değil mi?
You don't tell somebody to leave town because he's got bad manners.
Hatalı davranışları yüzünden birilerine kasabayı terket denmez.
I know. "Don't leave town."
Biliyorum : "Kentten ayrılmayın."
You don't know whether you're going to leave town or not?
Kasabadan gidip gitmeyeceğini bilmiyor musun?
I gotta go now, but don't you leave town, huh?
Artık gitmeliyim, şehri terk etmezsin değil mi?
Don't leave town.
- Şehri terk etme.
Why don't you just leave me alone? I just lost the last job I'm ever gonna get in this town.
Bu şehirde bulabileceğim son işi kaybedeli çok olmadı.
Don't leave town without my permission.
Şimdi iznimiz olmadan..... şehri terk etmeyin.
Leave this town and don't come back until I say so.
Bu kasabayı terket ve ben söyleyene kadar geri dönme.
Then why don't we just leave town?
Öyleyse neden buradan gitmiyoruz?
Don't try to leave town, Mrs. Martin.
Sakın kasabayı terk etmeyin, bayan Martin.
Even in a ghost town don't leave your wallet in a car that's not locked.
Hayalet bir kasabada bile... cüzdanını kilitli olmayan bir arabada bırakma.
- Yeah. But that's why when I first came here I went to the roof... and I told the whole damn town that I don't plan to leave.
O yüzden buraya ilk geldiğimde çatıya çıkıp bu kenti asla terk etmeyeceğimi haykırmıştım.
Don't give it back till they leave town.
Onlar kasabadan ayrılmadan geri verme.
- Not this time but don't leave town.
- Bu sefer değil ama şehri terk etme.
- Well, don't leave town!
- Kasabayı terk etme!
I don't know, maybe I should just leave town.
Bilmiyorum belki de kasabayı terk etmeliyim.
A HYMN OF PRAISE TO SMALL-TOWN LIFE, WHERE WE LEARN THAT YOU DON'T HAVE TO LEAVE HOME TO DISCOVER WHAT THE WORLD'S ALL ABOUT,
Küçük kasaba hayatını özgün niteliğinin yanında, dünyanın nasıl bir yer olduğunu keşfetmek için evden ayrılmanıza gerek olmadığını, ve dostları olan birinin yalnız olamayacağını öğretiyor.
Why don't you leave town?
Neden kasabayi terketmiyorsun?
Don't! - He's not worth it! - Leave town!
Bunu yapmana değmez.
I don't want to leave this town.
Kasabadan da ayrılmak istemiyorum.
Don't leave town, Mr. Alvarez.
Şehiri terketmeyin Bay Alvarez.
Listen close. Leave town tonight. Don't come back.
İyi dinle.Bu gece kasabayı terket ve geri gelme
Don't leave town.
Şehirden ayrılma.
You'd better leave town until you don't stink so bad.
Kokun geçene kadar şehirden ayrılsan iyi olur.
- We don't leave town until tomorrow.
- Yarına kadar buradan ayrılmayacağız.
But as they say, don't leave town.
Fakat nasıl derler, şehri terketme.
Don't leave town.
Şehri terketme.
Homie, please, why don't you just leave town?
Homie, lütfen, neden bırakıp gitmiyorsun ki kasabayı?
Don't try and leave town.
Şehirden ayrılmayı deneme.
Don't leave town, brother.
Şehirden ayrılayım deme, kardeşim.
If you're really that hard up, why don't you leave this town and go find some other work?
Eğer bu kadar sorun varsa, neden bu şehri terkedip yeni bir iş bulmuyorsunuz?
I don't want him to leave town.
Şehri terketmesini istemiyorum.
Ma'am, don't leave town.
Hanımefendi şehirden ayrılmayın.
Please don't leave town without notifying the NYPD.
Lütfen polise haber vermeden.. .. şehri terketmeyin.
I hope Mel and Linz don't leave town before the wedding. I hope Mel and Linz don't leave town before the wedding.
Umarım Mel ve Linz düğünden önce şehri terk etmezler.
I just don't want to leave town till I know the kid's okay.
Çocuk iyi olmadan kasabadan ayrıImayacağım.
- You, don't leave town.
- Sen, şehirden ayrılmayacaksın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]