Town girl translate Turkish
472 parallel translation
Well, you told me, small-town girl comes to big city... Uh-huh.
Sen söylemiştin, taşra kızı büyük şehre gelir...
See, like a town girl who was raped a couple of weeks ago.
Sanirim, birkac hafta once tecavuze ugrayan kizi duymustunuz.
"To the prettiest girl in town!"
"Şehirdeki en düzel kıza!"
Big church wedding, girl's family very social... whole town there.
Elbette. Büyük bir kilise düğünü ve kızın ailesi çok sosyal. Bütün kasaba orada olacak.
We-well, you see, he, uh... tried to keep awake one night... when he was gonna catch a stage to a nearby town and he... he had a girl over there he was courtin'and...
Sonra... Sahne zamanını kaçırmamak için gece boyunca uyanık kalmaya çalıştı ve flört ettiği bir kız vardı...
This is no town for a girl like her.
Burası öyle bir kıza uygun bir kasaba değil.
Half-hour later, I found out every boy in town had also kissed the girl.
Yarım saat sonra, kasabadaki bütün delikanlıların o kızı öptüğünü öğrendim.
He's just getting around to asking if his girl is still in town.
Sadece kız arkadaşı hala kasabada mı diye merak ediyor.
You're just an ordinary little girl living in an ordinary little town.
Sen sadece küçük sıradan bir kasabada yaşayan küçük sıradan bir kızsın.
You know, if it wasn't me talking, I'd say you were the prettiest girl in town.
Konuşan ben olmasaydım şehirdeki en güzel kız olduğunu söylerdim.
What do you reckon a girl like her's doin'anyway livin'in a town like this?
Sen onun gibi bir kızın böyle bir kasabada neden yaşadığını sanıyorsun?
What small-town American girl would not be at a proposal of marriage... from a gentleman as distinguished as you.
Hangi Amerikan kasaba kızı sizin gibi seçkin bir beyefendiden gelen evlilik teklifi karşısında duymaz ki?
"He said the hottest show in town Was called The Florodora Girl"
Şehrin en iyi revüsü, "Florodora Kızı" dedi
- I hear you got a girl in town.
- Kasabada bir sevgilin varmış.
Who's the prettiest girl in town?
Kasabadaki en güzel kız kim?
A girl named Beth Forbes, in a town called Whitmore in Wyoming, August 10th last year.
Wyoming'te Whitmore kasabasında, geçen yıl Ağustosun 10'unda.
You won't find a girl in this town to marry you.
Bu kasabada senle evlenecek kız bulamazsın.
New girl in town.
Kasabadaki yeni kız.
She's the prettiest girl in town.
Kasabanın en güzel kızı o.
Thought she was like any little girl that stayed home and minded her mother... and didn't go traipsing all over town with important appointments.
Onun kasabada randevudan randevuya koşan biri değil evde oturup annesinin sözünü dinleyen minik bir kız olduğunu düşünmüştüm.
If we take that girl down into town, we have to give away everything we got.
Eğer o kızı kasabaya götürürsek, elimizdeki her şeyi mutlak kaybederiz.
I feel badly about this, but this is no town for a girl like you.
Bunu üzülerek söylüyorum ama burası senin gibi kadınlara göre bir kasaba değil.
Have one of the boys take the guy and the girl back to town.
Bizimkilerden biri adamı ve kızı kasabaya götürsün.
If you want something on Max Cady... he's up in a room with a girl who just blew into town a few days ago- -
Max Cady'nin açığını yakalamak istiyorsan... birkaç gün önce kente gelen bir kızla birlikte bir odada- -
- Prettiest girl in town.
- Kasabanın en güzel kızı.
Not only the prettiest girl in town, but her father's an ex-Major, and he's got a lot of...
Sadece kasabanın en güzel kızı değil, babası da eski binbaşı, bir sürü de...
Well, I'm sure Upper Sandusky is a delightful town but it hardly prepares a girl for this kind of situation.
Şey, Upper Sandusky'nin çok hoş bir kent olduğundan eminim ama bir kız için bu tür bir durum uygun değil.
They used to say, "Emily, " you can take the girl out of the small town, " but you can't take the small town out- -
Derlerdi ki, "Emily bir kızı küçük kasabadan çıkarabilirsin ama küçük kasabayı kızın içinden çıkaramazsın."
That way, it'll be better for you, better for the girl and about the only way I'll get this town back to normal.
Bu durum senin için de kız için de daha iyi. Ve kasabayı normale döndürmek için tek çare bu.
In this town he met a girl, mysterious, extraordinary like you!
Bu kasabada bir kızla tanışmış. Senin gibi gizemli, olağanüstü biri!
In this golden throat there's a hidden character. The girl directs the town.
O sadece bir artist değil, Şov dünyası ondan sorulur.
I'm married to the prettiest girl in town.
Korkuyorum, Barney. Sana söylüyorum, korkuyorum.
You're the only girl in town... who doesn't throw herself in front of me in the mud and scream, "Take me."
Bu kasabada kendini ayaklarımın dibine atıp da "Al beni", diye yalvarmayan tek kız sensin çünkü.
By the way, in my town a man kidnapped a girl who was a Party member.
Bu arada komşu bölgede damat adayı parti üyesini kaçırmış.
One day a girl came into town, just stepped off the stage and...
Günün birinde kasabaya bir kız geldi, at arabasından indi ve...
He says... "Hey, little girl, you know what the coolest spot in town is?"
Dedi ki "hey, küçük kız" "bu kasabadaki en serin yerin neresi olduğunu biliyor musun?"
If a guy knocks up a girl in this town, where can he go for help?
Bu kasabada bir adam, bir kızı hamile bırakırsa çaresine bakmak için için nereye gider?
You can't take the small town out of the girl.
Köy kızı hiç bir zaman büyük kentli olamıyor işte.
In every port a pretty girl, in every town some tender hours
# Her limanda güzel bir kız Her kasabada eğlenceli saatler #
Well... You're not as smart as Stewart, but you're the only girl in town.
Stewart kadar akıllı değilsin, ama buralardaki tek kızsın.
I went to the town hall to ask for a little girl And instead of a little girl, they gave me you.
Küçük bir kız istemek üzere Belediye Sarayı'na gittim ama bana küçük bir kız yerine sizi verdiler.
The body of a little girl that had been raped has been found in another town.
Başka bir kasabada bir kız çocuğunun cansız bedeni bulundu.
I'm just a dumb little girl from a hick town in a jerkwater part of the country.
Ben ülkenin salakların yaşadığı tarafında oturan basit, budala bir kızım.
They can throw a girl out of a meeting, but they can't defend their town against a bunch of cutthroats like the Danbys.
Bir kızı salondan atmayı biliyorlar, ama kasabalarını Danby'ler gibilere karşı savunmaktan acizler.
But give her a good-for-nothing rat who pinches her money and every girl in town, and she'll turn into an angel of love.
Ama parasının ve şehirdeki her kızın üzerine yatan beş para etmez bir sıçanı ver, bir aşk meleğine dönüşür.
That, my dear Mr. McCabe, is because every geezer in this town was taking a bath in your bathhouse or having it off with a girl in your whorehouse.
Bunun nedeni şu McCabe : Kasabadaki bütün erkekler... ya banyonda yıkanıyordu... ya da genelevinde bir kızla yatıyordu.
Nicest girl in town.
Kasabanın en delişmen kızıdır.
There's no girl like that in this town.
Bu kasabada öyle bir kız yok.
I may be leaving town tomorrow and it's very important... that I reach this girl right now.
Yarın kasabadan ayrılabilirim ve bu kıza hemen ulaşmam... çok önemli.
Especially when he could've had any girl in town if he'd given it a try.
Özellikle de istese kasabadaki her kızı elde edebilecekken.
Then you are going to be the busiest girl in town.
Bu durumda kasabadaki en meşgul kız olacaksın.
girl 5298
girls 4202
girlfriend 1187
girly 48
girls' night out 16
girlie 124
girl power 27
girls' night 20
girlfriends 145
girl talk 30
girls 4202
girlfriend 1187
girly 48
girls' night out 16
girlie 124
girl power 27
girls' night 20
girlfriends 145
girl talk 30