Don't look around translate Turkish

I look like a crazy person walking around like this, don't I?

Bunu giydiğim için deli gibi görünüyorum değil mi?

Don't you have to go around to look at things?

Dolaşıp eşyalara bakman gerekmiyor mu?

That may make you look a little crazy, just sitting around, filling in O's, but I don't see anything wrong,'cause that helps you think.

Orada oturup O'ları doldurmanız sizi çılgınca gösterebilir ama bence yanlış bir şey yok çünkü düşünmenize yardım ediyor.

And have a little look around anyway, if you don't mind.

Mahzuru yoksa biraz etrafa göz atmak istiyorum.

Oh, I don't have to look around.

Etrafa bakmama gerek yok.

Don't mind if I have a look around, do you?

Etrafa bakmamın sakıncası var mı, Senatör?

Hey, look, mister, we serve hard drinks in here for men who want to get drunk fast. And we don't need any characters around to give the joint atmosphere.

Biz çabuk sarhoş olmak isteyen erkeklere sert içki satıyoruz ve buraya gelip hava atacak tipleri de istemiyoruz.

I'll look around for them, and if I find them, I'll give them to the doorman, don't worry.

Onlara bakacağım ve bulursam kapıcıya teslim ederim, merak etme.

Wilson, why don't you take a careful look around the place?

Wilson, etrafa iyice bir bak bakalım.

Look, Pop, you don't have to hang around.

Bak, baba... Burada oyalanmana gerek yok.

Why don't you go up and look around Fabian's house?

Neden gidip Fabian'ın evini araştırmıyorsunuz?

Don't look around.

Arkana bakma.

Don't you want to look around a little, as long as we're here?

Buradayken biraz etrafına bakmak istemez misin?

Mieh Yang look around and he say, "I don't see Holy Ghost!"

Mieh Yang etrafına bakındı ve, "Ben Kutsal Ruh'u görmüyorum!" dedi.

And this time if you don't mind, I'll take a little look around.

Ve bu sefer izin verirseniz, etrafa biraz bakacağım.

Look, I don't intend to advertise this, but if you ever try to slip the noose around the neck of one of my clients, that's something else.

Bak, bunu reklam etme niyetinde değilim, fakat olur da benim müvekkillerimden birinin boynuna ilmik geçirecek olursan, durum değişir.

Don't look back, but as long as she's paying most of the taxes around here we play along with her.

Sakın arkana bakma, bu civardaki en yüksek vergileri ödediği sürece istediğini yapacağız.

I don't want to look at that... Phi Beta Kappa's puss around here any longer.

Akademik başarı timsali kişileri... etrafımda görmek istemiyorum artık.

You say Barberosa sent you? You don't look dry around the ears yet.

Henüz deneyimli biri gibi görünmüyorsun.

And you don't look like the type to go around bumping your head.

Kafasında şişlikle dolanacak bir tipe benzemiyorsun.

Why don't you have a look around here and see if there's something that strikes your eyes. And meanwhile, I'll have my mechanic give yours the once-over.

Gözünüze çarpan bir şey var mı bakın, ben de sizinkine bir göz attırayım.

Don't look around.

- Sakın bakma.

Look straight ahead, Kelly, and don't turn around.

Dosdoğru karşıya bak Kelly ve sakın ola arkana dönme.

No, you don't - Oh, Dad, look around!

- Hayır olmaz... - Baba etrafına bak!

You gonna stick around with her if you don't have me to look at?

Bana bakma fırsatın yokken onunla takılır mısın?

I don't know. I'd have to look around

Bilemiyorum. Kalkıp, bakmam lazım.

Please don? t look around.

Lütfen etrafa bakmayın.

Why don't you have a look around?

Neden çıkıp etrafa bakmıyorsun?

Now, if somebody gets dressed up to look like me, so they can hang this thing around my neck, I don't like it none.

Şimdi, biri benmişim gibi giyinse, şunu boynuma asmak için hiç de hoşuma gitmez.

I don't have any plans, just wander around a bit and take a look.

Hiç bir planım yok, sadece etrafı dolaşıp bakınacağım.

Look, you've been around us long enough to know that when I badmouth my brother I don't want to hear an echo.

Kardeşime kötü bir şey dediğimde karşılık vermesini istemiyorum.

Jake, why don't you look around the desk and see if you can find a deputy's badge?

Jake, şu masayı bir karıştır bakalım, belki bir yerlerde şerif yardımcısı rozeti bulursun.

Oh, look, I don't want you to think of the Wood party - as a load of old men that like hanging around on ropes, only I...

Odun Partisini iplerden sarkan ihtiyarlar olarak görmenizi istemem...

Look, can't you get it through your head that I don't want you around?

İstemiyorum seni, basmıyor mu kafan?

Look, I don't want to rush you soldier, but it's going to be dark in a couple of hours and we can't hang around here.

Acele etmek istemiyorum ama iki saat içide karanlık basacak. ve biz buralarda kalamayız.

Don't look around. Look at the water.

Etrafına bakma, suya bak.

Don't look around. I said don't!

- Bu kadar lakaytlık iyi mi?

Look, why don't you just hang around?

Neden burada takılmıyorsun?

I thought maybe I'd look around your island a little more, Mr. Crockett, if you don't mind.

Eğer sakıncası yoksa, biraz daha adanızı gezinmek isterim.

Look, I don't know what's going on around here, or if it's happening anywhere else, but we're a bunch of damn fools if we don't face the fact that we're in a hell of a lot of trouble, and we're gonna have to get together and fight it.

Burada ne olduğunu bilmiyorum, yada başka yerlerde ne olduğunu... ama zor durumda olduğumuz gerçeğinle yüzleşmezsek bir yığın lanet aptalız demektir... ve hep beraber kalıp, direnmek zorundayız.

If you don't look out for yourself around here...

Buralarda kendine dikkat etmezsen...

Charlie, why don't you take a look around the place if you want to?

Charlie neden etrafa bir göz atmıyorsun?

Oh, Marian, don't look around, but I do believe we're surrounded.

Oh, Marian, çevrene bakma, ama sanırım çevremiz sarıldı.

Look, why don't you stop mooning'and moping'around?

Bak, neden inleyip ortada amaçsızca dolaşmayı kesmiyorsun?

There's a guy out there I don't need to see. Don't look around.

Dışarıda görmek istemediğim biri var Etrafına bakma.

Now, if somebody gets dressed up to look like me so they can hang this thing around my neck I don't like it none.

Şimdi, biri benmişim gibi giyinse,... .. şunu boynuma asmak için..... hiç de hoşuma gitmez.

But look, you boys... don't wanna go messing around an old house.

Ama dinleyin, siz çocuklar eski evin etrafında dolaşmak istemezsiniz.

Don't look around.

Etrafa bakınma.

Why don't you look around, and we'll figure on moving in August.

Sen ev falan bak, ağustosta da taşınırız.

You don't suppose I could sort of get on that thing, and just look around, do you?

O şeye binmeme ve etrafa bakınmama izin vermezsiniz, değil mi?

Hey, Todd, I don't suppose we could take a look around?

Hey, Todd, etrafa bakmaya izin vereceğini pek ummuyorum?