Around the world translate Turkish
3,732 parallel translation
You've told that story so many times, it's gone all the way around the world, and even they have heard it.
O kadar çok anlattın ki hikayen tüm dünyayı dolaştı onlar bile dumuştur.
All around the world, traditional rural societies took note.
Tüm dünyada geleneksel kırsal toplumlar, bu durumu dikkate aldı.
For the first time, Americans began to impose themselves around the world.
Amerikalılar tarihte ilk defa kendilerini tüm dünyaya empoze etmeye başladılar.
She was halfway around the world.
Dünyanın yarısını geziyordu.
Good news for good boys and girls around the world.
İyi çocuklar için güzel bir haber.
Boss, she's got seven aliases, and a dozen agencies around the world have her on their watch lists.
Patron, yedi tane sahte ismi ve dünyanın her yerinde onu izleme listesine eklemiş bir düzine resmi kurum var.
She could be halfway around the world, as far as I know.
Bildiğim kadarıyla dünyanın diğer yarısında olabilir.
Then, wherever you looked around the world, there were huge numbers of gods - gods on mountains, gods in rivers and forests, father gods, mother gods, child gods.
Dünyada nereye bakarsanız bakın birçok Tanrı vardı ; ... dağlarda, nehirlerde, ormanlarda, erkek, kadın, çocuk tanrılar.
This is the age of vigorous, young, inquisitive Islam, bringing together ancient texts from all around the world, trying to understand them, pushing forward in science and maths.
Bu araştırmacı, genç, enerjik ve dünyanın dört bir yanından antik metinleri bir araya getirerek onları anlamaya bilim ve matematikte ilerlemeye çalışan İslam'ın çağıydı.
Now brimming with wealth from trade and new ideas from around the world, Christian scholars who had fled from Constantinople found these buzzing towns to be citadels of knowledge, and from within their walls,
Konstantinopolis'ten kaçan Hristiyan bilim adamları ticaretin getirdiği servetle ve dünyanın farklı yerlerinden yeni fikirlerle dolu bu şehirleri bilginin kaleleri olarak görüyordu.
That muddy backwater had absorbed wealth and ideas from all around the world.
Bu durgun çamurlu su birikintisi dünyanın dört bir yanından zenginliği ve fikirleri soğurmuştur.
Britain and France. Their influence around the world would be huge.
Tüm dünyadaki etkileri büyük olacaktı.
But it's not untypical of the problems faced by absolute dynasties around the world.
Bu, dünya üzerindeki diğer mutlak hanedanların da karşılaştığı tipik bir problemdi.
And Jenner's discovery was soon saving lives all around the world.
Jenner'ın keşfi tüm dünyada hayatları kurtaracaktı.
All around the world people have told stories about a great flood, and it really does seem that something happened about 4,000 years ago which caused devastation to many of the first civilisations, including China.
Dünyanın her yerinde insanlar, Çin dahil ilk medeniyetlerin... çoğunun tahribine neden olan Büyük Tufan hakkında... öyküler anlatmış, yaklaşık 4,000... yıl önce gerçekten... olmuş gibi görünüyor.
All around the world, history is shaped by the desire to shape nature to suit us.
Dünyanın her yerinde, Doğanın şeklinin bize uyması için tarih tutkuyla biçimlendirildi.
Word is, he runs his operation like a sweatshop, recruiting computer experts from around the world.
Söylentiye göre işini şeker dükkanı gibi Dünyanın her yerinde korsanları işe alarak yürütüyor.
And while I dreamed of becoming the first woman to surf around the world... Really?
Ve ben dünyanın etrafında sörf yapan ilk kadın olmayı düşlerken...
I mean, marrying me, she's been... been dragged halfway around the world, kidnapped, scared out of her mind.
Yani benimle evlenmeyi dünyanın öbür ucuna sürüklenmeyi kaçırılmayı.. ... korkudan aklını oynatmayı, hiçbirini.
Every crew from around the world's gonna want in with us.
Dünyadaki tüm ekipler bizimle çalışmak isteyecek.
I envy you. Flying every day around the world.
Erkek bir hostes olduğundan her gün uçtuğun için seni kıskanıyorum.
There might be other such proofs, other Thern way stations hidden all around the world.
Bir başkası olabilir. Dünyanın dört yanında saklı Thern istasyonları.
Dr. Sinja has a huge fan base around the world.
Dr. Sinja'nin dunya capinda, dev bir hayran kitlesi var.
And when you're out promoting this film around the world... I will be there beside or, rather, slightly behind you... smiling endlessly for the press, even though I'm ready to drop. And being gracious to people who look through me as if I were invisible... or elbow me aside, because all they can see... is the great and glorious genius, Alfred Hitchcock.
Filminin, dünya çapında tanıtımını yaparken de yanında ya da daha ziyade biraz arkanda durup düşüp bayılacak gibiyken hiç durmadan basına gülücükler saçarım ve bana görünmezmişim gibi davranan ya da beni yana doğru iten insanlara terbiyesizlik etmem.
It's poetry that's so bad, it goes around the world, and it's kind of good.
Şiirlerin kötülüğünden, bütün dünyayı gezecek ve...
Been around the world twice.
İki kez dünyayı dolaştım.
You get to travel around the world, meet interesting people and see exotic places.
Dünyayı geziyorsun, değişik insanlarla tanışıyorsun ve egzotik yerler görüyorsun.
We stop the plundering and theft of powerful historic relics from around the world.
Dünya üzerindeki önemli tarihsel kalıntıların hırsızlığını ve yağmacılığını engelliyoruz.
Thousands of scientists from around the world spent 20 years designing an extraordinary machine.
CERN KONTROL MERKEZİ Tüm dünyadan binlerce bilim adamı sıra dışı bir makineyi tasarlamak için 20 senelerini harcadılar.
The addition of more troops in what are sure to be even bloodier battles ahead has fueled worries within the rebel ranks and around the world.
İleride daha da kanlı geçeceği kesin olan çatışmalara girecek ek asker sevkiyatı asi kademeler arasında ve dünya çapındaki endişeleri artırıyor.
You know, I must confess, I did not come halfway around the world just for mountain air.
İtiraf etmeliyim ki dünyanın bir ucuna sırf dağ havası almak için gelmedim.
All Around the World, Same Song.
Dünya'nın dört bir yanında, aynı şarkı çalıyor.
And these books hold the histories of the Casters from around the world... the laws that keep balance between Light and Dark.
Bu kitaplar da dünyada bulunan Casterler'in tarihini Işık ve Karanlık arasındaki dengeyi sağlayan kanunları taşıyor.
Even if Snake Eyes and Jinx grab Storm, they're still halfway around the world.
Snake Eyes ve Jinx Storm'u yakalasalar bile yine de dünyanın öbür ucundalar.
With the world back in order, rebuilding has begun around the world.
Dünyanın tekrar düzene kavuşmasıyla dünya genelinde yeniden yapılanma başladı.
♪ The world stops turning around ♪
Dünya dönmeyi bırakıyor
And in 1298, copies of the manuscript began circulating around Europe, as Marco Polo's Description Of The World. And Europe was gripped.
1298 yılına gelindiğinde el yazmalarının kopyaları Marco Polo'nun Dünya Betimlemesi adı altında Avrupa'da dolaşmaya başlamıştır.
Writing had developed in Egypt around 5,000 years ago, and at first it would have been the preserve of specialist scribes but the people of Set Ma'at are among the first working people in the world to learn how to write.
Mısır'da yazı 5,000 yıl önce bulundu. Başlangıçta sadece uzman katipler kullanıyordu. Ancak Set Ma'atlılar, dünyadaki... ilk çalışan insanlar, nasıl yazılacağını öğrendi.
With all the craziness of preparing for the world to end, it was easy to forget that Christmas was right around the corner.
Bütün o dünyanın sonuna hazırlık çılgınlığı devam ederken Noel'in yaklaştığını unutmak kolaydı.
David, everyday of the year, I walk around a little self-conscious in the world.
David, yılın diğer günleri utanarak yürüyorum.
Today, we know that these spectacular events play a crucial role in creating the world around us.
Bugün, biliyoruz ki bu olağanüstü olaylar çevremizdeki dünyaların yaratılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Your name was made so that you can fly around the wide world freely.
Bu ad tehlikeli dünyada özgürce uçabilmen için verildi sana.
The world's economy would never stabilize, with endless parades of bankers being led around in chains.
Zincire vurulmuş bankacıların bitmek bilmeyen geçit töreni olsaydı dünya ekonomisi asla dengeye kavuşamazdı.
Microscopes have unlocked our understanding of the cells that make up all living things and revealed the world of the smallest and simplest organisms around us and in us.
Mikroskoplar, bütün canlıları oluşturan hücreleri anlamamızda anahtar görevi görmüş, çevremizde ve içimizde bulunan en ufak ve basit organizmaların dünyasını ortaya çıkarmıştır.
If God really existed... He wouldn't let the world go around like this.
Tanrı olsaydı dünyanın böyle olmasına izin vermezdi.
You remind me of one of those kids from a comic strip, walking around, pushing his sleeve up one arm, hand balled in a tight fist, walking and looking at the world through a squint.
Bana o çizgi romanlardan fırlamış, etrafta dolaşan, bir kolunu sıyırıp, elini yumruk yapmış, dünyaya yan bakan o tipleri çağırıştırıyorsun.
Life has always changed itself to adapt to the world around it.
Hayata daima kendini dünyaya adapte edebilmek için değiştirir.
"The world around me seems to be a lie"
Etrafımdaki tüm dünya yalan görünüyor.
A man can't stay the same with the world evolving around him.
İnsan, etrafındaki dünya gelişirken aynı kalamaz.
You pretty much walk around like... Like you're king of the world.
Ortalıkta öyle bir geziyorsun ki sanki dünyanın hakimisin.
And if the value is different even by a tiny bit, we would radically change what the world looks like around us.
Ve eğer bu değer biraz bile farklı olsa, etrafımızdaki dünyada köklü değişiklikler yapmış oluruz.
around the corner 75
the world is yours 18
the world is changing 33
the world has changed 35
the world 193
world 311
worldwide 40
world of warcraft 18
world without end 18
world cup 17
the world is yours 18
the world is changing 33
the world has changed 35
the world 193
world 311
worldwide 40
world of warcraft 18
world without end 18
world cup 17
world peace 28
world series 29
world war ii 41
around 956
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
world series 29
world war ii 41
around 956
around noon 17
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20