English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't worry too much

Don't worry too much translate Turkish

201 parallel translation
Tell them that I'm doing ok so don't worry too much.
Onlara beni merak etmemelerini söyle.
So don't worry too much.
O yüzden çok fazla endişelenme.
Don't worry too much about it.
Bu kadar çok endişelenme.
Listen, dear, if I take five drops three times a day... and if you don't worry about me too much... we'll both live to celebrate our golden anniversary.
Beni dinle hayatım, günde 3 defa 5er pastil alır ve sen de benim için bu kadar endişelenmezsen 50. yıl dönümümüzü kutlayacak kadar yaşayacağız.
Nick, please don't make me worry too much.
Nick, lütfen beni çok fazla kaygılandırma.
Don't worry too much about what people think.
İnsanların ne düşündüğü hakkında fazla endişe etme.
And don't worry too much about what kind of a man I am.
Nasıl bir adam olduğum konusunda da fazla düşünme.
Don't worry too much - I'm sure that soon we'll have some news.
Fazla endişelenme, kısa süre içinde haber alacağımıza eminim.
Don't worry, your reputation is safe. You've been worrying too much... about wax figures and seeing monsters in your dreams.
Üzülme, itibarın güvende Çok fazla endişeleniyorsun... balmumu figürleri yüzünden ve rüyanda da canavarlar görüyorsun.
Don't worry too much.
O kadar da dert etme.
Don't worry too much about your mother.
Aklın annende kalmasın.
- Don't worry too much
- Bu kadar üzülmeyin.
I don't think you have to worry too much about that.
Bunun için endişelenmene gerek yok.
Don't worry too much about him, sir.
Onun için çok endişelenmeyin, efendim.
Don't worry too much because I am a very bad shot.
Çok fazla üzülmeyin, Çünkü çok kötü bir nişancıyım.
Well, humans don't really worry too much about their pets. Oh, no.
İnsanlar evcil hayvanları o kadar merak etmezler.
It's just too much for me. - Okay. Don't worry.
Her gün çamaşır yıka.
- This is too much for me. - Don't worry.
- Bu, benim için çok fazla.
Don't worry too much about it. Don't worry too much about it.
Bunu kafana takma.
I don't worry too much about antidotes.
Eminim onun panzehirini de bilmiyorsunuzdur.
Don't worry too much about it.
Rüyayı kafana takma.
Don't worry too much.
Çok endişe etme.
And thanks a lot for the gold and frankincense but don't worry too much about the myrrh next time, all right?
Altın ve tütsü için çok teşekkürler ama bir daha sefere mürrüsafi getirmeseniz olur, tamam mı?
Now I'm an electrician and I'm very satisfied I don't think the young should worry about the future too much
Şimdi elektrikçiyim ve çok memnunum. Bence gençler gelecekten çok fazla korkmamalı.
Thank you for watching over me, but don't worry too much.
Bana göz kulak olduğun için sağ ol, ama fazla endişelenme.
Don't worry too much, mother.
Endişelenme, anne.
Professor Birack, I don't think we have too much to worry about.
Profesör Birack, korkacak bir durum olduğunu sanmıyorum.
I know that you don't want to say too much about it... does it worry you it's gonna boil up when you get to the States?
Amerika'ya gittiğinizde ortalık kızışacak mı sizce?
Don't worry too much, Satsuki
Endişelenmeyin o kadar kızlar.
I don't think there's too much to worry about.
Bence endişelenecek bir şey yok.
Don't worry too much.
Fazla endişelenmenize gerek yok.
Don't worry, I didn't use too much milk, because I know we gotta make it last.
Merak etme, çok az süt kullandım çünkü son yiyişimiz olabilir.
Don't worry too much about it.
O kadar üzülme.
So don't worry too much.
O yüzden fazla dertlenme.
Don't worry too much
Merak etmeyin.
Don't worry too much about it.
Onun için fazla endişelenme.
Don't worry about it too much.
Fazla meraklanma.
Don't worry too much. It makes you ugly.
Bu kadar endişe etme, seni çirkinleştirir
Don't worry about it too much.
Çok endişelenme.
Don't worry too much.
Çok fazla endişelenme
Wow. Well, I guess you don't have too much to worry about.
Fazla endişelenmene gerek yok.
Don't worry too much.
Endişelenme.
So you don't worry too much, until tomorrow, I'll give you these pills.
Yarın akşama kadar fazla endişelenmemeniz için size haplar vereceğim.
So don't worry too much
Yani, o kadar endişelenmenize gerek yok.
So don't worry too much. Things have settled down.
Elimden geldiği kadar sıkı çalışıyorum, efendim.
Mathieu, don't worry too much.
Mathieu, çok fazla dert etme.
I don't think you have to worry about her too much.
Onun hakkında çok fazla endişe duyman gerektiğini sanmıyorum.
Don't worry too much, we'll do well in the finals.
Fazla üzülmeyin, finallerde daha iyi olacağız.
Don't worry too much about that Kim In Sook stuff
Şu Kim In Sook konusunda çok endişelelenmeyin.
Don't worry too much.
O kadar takma kafana.
Good. Don't worry too much about the big brains.
- Büyük beyinler için fazla endişelenmezdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]