English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Doubled

Doubled translate Turkish

939 parallel translation
His little revenge video doubled the show ratings.
İntikam videosu reytingleri ikiye katladı.
Well, you certainly have doubled in size since last I set eyes on you, Mildred.
Seni son gördüğümden beri neredeyse 2 kat büyümüşsün, Mildred.
I've more than doubled your business since our bridal night... and after I leave you, it's liable to triple.
Düğün gecemizden beri iş hacmini en az ikiye katladım ve seni terk ettikten sonra, en az üçe katlanacak.
We've doubled the search party around Kemp's house.
Kemp'in evinin etrafındaki devriyeleri iki katına çıkarttık.
You better cross yourself, Manny, and make it double, because this is once you doubled-crossed yourself.
Kendine daha çok kız Manny, hatta ikiye katla, Çünkü bu kendine yaptığın ikinci kötülük.
She doubled, then tripled her bets.
Oynadığı parayı iki, üç katına çıkartmıştı.
I doubled my fortune tonight at his expense.
Bu akşam servetimi ikiye katladım.
Everybody doubled in brass.
Herkes iki iş birden yapıyordu.
See that the guard is doubled immediately and if they still remain stubborn, order a firing squad for 6 : 00 in the morning.
Bak birken iki oldular. Direnmeye devam ederlerse, sabah 6 : 00 için bir yangın birimi hazırlayın.
He was doubled up on his face... in that bag-of-old-clothes position that always means the same thing :
Suratının üstüne çöküp kalmıştı... Çamaşır bohçasına benzeyen o duruş her zaman aynı anlama gelirdi :
He's doubled back on his tracks... and holed up right here at Terrapin Tanks.
Yoldan sapmış olmalılar. Yolu değiştirip kuzeye gitmişlerdir. Şu anda buradalar.
He may have doubled back along the alley and gone up the fire escape.
Geri dönüp yangın merdiveninden tırmanmış olabilir.
Overnight, populations of inland cities were more than doubled.
İç bölgelerdeki kentlerin nüfusu bir gecede iki kattan fazla arttı.
Calvero gave me three horses and I doubled up on them!
Calvero bana üç at önerdi, iki misli kazandım.
On the first page... you doubled a negative, split an infinitive, and left out three commas.
ilk sayfada... bir olumsuzluğu, bölünmüş bir mastar yapıyı kullanmışsın ve üç adet boşluk vermeyi atlamışsın.
A year ago tonight at the Ralstins, Junior and I made seven spades, doubled and redoubled.
Tam bir sene önce Ralstonlardayken Junior'la 7 Pik'e kontr ve sürkontr atmıştık.
It was just a dumb crack that doubled right back at me.
Sonunda ucu bana dokunan aptalca bir laftı işte.
Three spades, doubled.
Üç pik, konturlu.
I doubled my fortune, as physician to the wealthy.
Bir doktor olarak bu da benim kaderim.
Maybe I should have doubled the ante.
Belki bunu ikiye katlayabilirdim.
Fox doubled on him.
Tilkiler çoğaldı.
You could've doubled back and met him.
Dönüp karşısına çıkmış olabilirsin.
I'd have doubled to know this.
Ben sana iki katını öderdim, bunu biliyorsun.
And it doubled in size in a few hours?
Bir kaç saatte iki katı boya mı ulaştı?
I want all training procedure doubled immediately.
Egitim talimleri hemen iki katina çikarilsin.
Seven spades, doubled and redoubled.
Yedi kız, çiftledi ve ardından yine çiftledi.
- Permanently doubled my intellectual capacity.
Sok zihinsel kapasitemi kalıcı olarak ikiye katladı.
One of the girls doubled her money in a month.
Kızlardan biri bir ayda parasını ikiye katladı.
Receipts doubled and redoubled.
Hasılat arttıkça arttı.
We've doubled our force the day after the first murder.
İlk cinayetten sonraki gün gücümüzü iki katına çıkardık.
Even so, if my money's doubled in six months...
Öyle olsa bile, para altı ayda ikiye katlayacaksa...
All my life I've been like a doubled-up fist pounding and smashing and driving!
Bütün hayatım boyunca... it gibi çalışıp kendimi hırpalayıp durdum.
They've doubled, maybe tripled, the guards around that place.
Korumaların sayısını ikiye, belki de üçe katlamışlar.
Then my husband's suicide has doubled his shame?
O zaman kocam intihar etmekle suçunu katlamış mı oluyor?
Doubled back on the Lordsburg run.
Biz Losworth'e doğru devam edeceğiz.
Francesco da Pisa, who raped two thousand nuns the Count Zum Felsenstein whose virility doubled the Silesian population.
İki bin rahibeye tecavüz eden Francesco da Pisa, mertliği Silezya nüfusunu iki misline çıkaran Kont Zum Felsenstein.
He started working on his boat and his appetite doubled.
Gemisine başladı ve iştahı iki kat arttı.
She's doubled back on us, sir!
Bize doğru döndü, efendim!
It doubled back.
İki kat hızlandı.
They suddenly doubled up in pain and vomited what looked like blood.
Birdenbire acıyla kıvranmaya başladılar ve sonra kan gibi bir şey kustular.
Wesselrin disappeared after the death of his aunt who'd cut him out ( so he thought ) of an inheritance he badly needed to restore his precarious financial situation, but his inheritance is now doubled after his cousin Christian Wesselrin's fatal car crash.
Halasının mirası kendine bırakmadığını öğrenen Wesselrin beş parasız kalıp kayıplara karışmıştı. Kuzeni Christian Wesselrin bir trafik kazasında ölünce tekrar mirasa konmuş oldu.
Captain Bligh had doubled our quota, thinking to please the West Indies Company and make amends for his tardiness.
"Kaptan Bligh kotamızı ikiye katlamıştı..." "Batı Hindistan Şirketi'ni mutlu etmek için..." "... ve yavaşlığını telafi etmek için. "
Not doubled, trebled.
İki değil tam üç katına.
When he rejoins his people, their strength will be doubled.
Tekrar halkına katıldığında güçleri artacaktır.
You and your eastern provinces will send us Twice the grain they've been sending The taxes on them will be doubled.
Sizin ve Doğu vilayetlerinizin bizlere gönderdiği tahıl miktarı ve ödediği vergiler iki katına çıkarılacak.
- No, I doubled back a couple of times just in...
- Hayır, aynı yönde bir kaç tur attım.
- Yes! - I've doubled the guards, sir.
- Davamız adaletli ve erdemli mi?
I've doubled in thousands like you, the dregs, the dross, the filth of the gutters.
Sizin gibi pislik, adi posalardan binlercesini buraya aldım.
But when I've doubled them out, they've turned out like you two, like men.
Ama buradan gönderdiğimde, siz ikiniz gibi adama dönmüşlerdi.
Ah, he must have doubled back.
Bizi atlatmış olmalı.
And doubled.
Hem de iki katı!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]