Doubtful translate Turkish
563 parallel translation
So either the killer didn't know Reg very well, which is doubtful, or they were in a panic and not thinking.
Yani katil ya Reg'i iyi tanımıyordu, ki bu şüpheli, ya da panik içindeydiler ve düşünemediler.
If any member is doubtful of his strength to keep this solemn pledge, he will please be seated.
Üyelerden biri, bu onurlu yeminin gücünden şüpheye düşerse ;.. .. lütfen, otursun yerine.
It's a lesson to us all : not to mix with doubtful company on the Sabbath.
Hepimize bir ders oldu : Tatil günü şüpheli arkadaşlarla kaynaşma.
Has it ever occurred to you that friendship, at best, is a rather doubtful asset?
ArkadaşIığın en iyi durumlarda bile fazla güvenilmeyecek bir değer olduğu hiç aklına geldi mi?
Because I don't think Liz would like it and I'm not sure you would and I'm even a little doubtful about myself.
Çünkü bu Liz'in hiç hoşuna gitmez. Senin gider mi emin değilim. Hatta kendimden bile biraz şüpheliyim.
I think it's doubtful, don't you?
Bence şüpheli.
A little less doubtful about the belt now, commander?
Kemer konusunda hala süpheniz var mï, komutan?
D-O-U-B-T. "Doubt." F-U-L. "Doubtful."
K-U-Ş-K-U. "Kuşku." L-U. "Kuşkulu."
That's very doubtful.
Fazlasıyla müphem.
A man of doubtful reputation.
Şüpheli bir itibarı olan bir adam...
- I was doubtful.
- Kararsızdım.
She's just beginning to be a little bit doubtful.
Bir parça şüpheci olmaya başlamıştı.
never shall, by the pronouncing of some doubtful phrase as, "Well, we know" or "We could, an if we would" or such ambiguous giving out, do note that you know aught of me.
"Bir söylesek, bir bilseler." Ya da bunlara benzer manalı sözlerle bir şeyler biliyor görünmeyin.
Her death was doubtful, and but that great command o'ersways the order she should in ground unsanctified have lodge till the last trumpet.
Nasıl öldüğü anlaşılamadı. Yukarıdan gelen emirle geleneği bozmasaydık, kutsal topraklar dışında yatacaktı mahşer gününe kadar.
'Tis safer to be that which we destroy than by destruction dwell in doubtful joy.
Yıktığın hayat kendinin ki olsun daha iyi, yıkmakla kazandığın kuşkulu bir mutluluksa.
The dancer who relies upon the doubtful comforts of human love... will never be a great dancer.
Aşkın şüpheli rahatlığına bel bağlayan biri asla mükemmel bir dansçı olamaz.
S - Space a little doubtful.
Sığdırma biraz sorun olur.
Not ceased to is doubtful.
Sizde böyle şeylere izin vermelisiniz.
Women of doubtful reputation seek the company of honest women in a a kind of nostalgie for virtue.
Dürüst bir kadının, saygınlığı şaibeli bir kadınla arkadaşIık etmesi bir tür erdem yoksunluğudur.
- Why should you be so doubtful?
- Neden böyle kuşkulusun?
It's doubtful that a man would hit himself over the ehad with a poker.
Bir adamın kendi kafasına demir çubukla vurmuş olması da şüphe uyandırıcı olabilir tabi.
But it is doubtful yet whether Caesar will come forth today or no, for he is superstitious grown of late.
Ama daha pek belli değil Sezar'ın bugün evden çıkıp çıkmayacağı. Kör inançlara düştü son günlerde.
Most mighty sovereign, you have no cause to hold my friendship doubtful.
Ulu hükümdarım, sadakatimden şüphe etmeniz için hiçbir neden yok.
To the shore throng many doubtful hollow-hearted friends... unarmed and unresolved to beat them back.
Bizden de pek çok asker düşmanı püskürtmek için kıyıya toplandı, ama hepsi tedirgin, gönülsüz, kararsız ve silahsız.
I, as I may, with best advantage will deceive the time... and aid thee in this doubtful shock of arms.
Bana gelince, elimden geldiği kadar birilerini aldatıp bu belirsiz savaşta size yardımcı olacağım.
We must sail uncharted waters with a doubtful crew.
Bilinmeyen sularda, güvenilmez bir tayfaylayız.
- It's a doubtful truth.
- Bu şüpheli bir gerçek.
- There's the idealistic Dr Vogler who practices medicine according to Mesmer's doubtful methods.
- Mesmer'in şüpheli yöntemlerine göre ilaç denemesi yapan bir idealist Dr. Vogel var.
- Let me know at once if you're doubtful.
- Kararsız kalırsan hemen bana bildir.
Just a joke in doubtful taste.
Biraz garip bir espri yapmış.
He's doubtful
O şüpheli!
I admit, i was doubtful at first, but you've convinced me, absolutely.
itiraf etmeliyim ki, benim ilk başta şüphelerim vardı. ama anlattıkların beni ikna etti.
Father would like to continue as now but it's doubtful
Babam şimdi olduğu gibi devam etmek istiyor ama bu şüpheli.
It's only a cigarette packet - of doubtful significance, I'd say,
Sadece bir sigara paketi - bir önemi olduğunu sanmam.
Although Captain Nemo was confident, Ý was extremely doubtful.
Kaptan Nemo emin olsa da ben çok şüpheliydim.
It's doubtful any of them survived.
Sağ çıkan olmamıştır büyük ihtimal.
You sound doubtful.
Kuşkulu gibi konuşuyorsun.
It's doubtful if the women will ever meet again
Bu iki kadının tekrar karşılaşacakları şüpheli.
You're not as doubtful as your friend, I hope?
Sen arkadaşın kadar şüpheci değilsindir, umarım?
I've already had that doubtful pleasure.
O'sözde'zevki zaten tattım.
It's extremely doubtful that they were both deaf!
İkisinin de sağır olması oldukça şüphe verici.
Over a hundred civilian prisoners volunteered... and from them the Major took six, and they were doubtful at best.
Yüzden fazla sivil tutuklu gönüllü olarak başvurmuştu. Binbaşι, aralarιndan altι kişiyi seçti. Ne kadar işe yarayacaklarι şüpheliydi.
A woman, if I might say so, of rather doubtful virtue.
Hem de iffetinden şüphe edilecek bir kadιnιn.
have we had any word of them? No, and I'm doubtful that we'll ever get them.
Hayır, onlardan bir haber alacağımıza dair şüpheliyim.
- Was he trying to kill himself? - It's doubtful he meant to.
- Kendini öldürmeye mi çalışıyordu?
Spock, we would need such great amounts of blood that even if the drug worked on the Vulcans as well as a Rigelian, which I am doubtful, it would still drain Sarek to a critical level.
Çok büyük miktarlarda kana ihtiyacı olacak ilaç Vulcanlardaki gibi Rigelianlarda da işe yarasa bile, yine de Sarek'in kritik bir seviyede kanaması olacak.
Both Spock and McCoy are doubtful of this, and I sense they also doubt my decision to stay and fight the thing.
Spock ve McCoy şüpheyle yaklaştılar ve bu şeyle burada kalarak savaşma kararımla ilgili de şüphelilerdi.
The "free repetition of doubtful words skit, spoof, jape, or vignette" By a very underrated writer.
Belirsiz Kelimelerin Bedava Tekrarı Skeç, Muziplik, Hile, Nükte Kıymeti Hiç Bilinmeyen Yazar'dan.
I have come For some free repetition of doubtful words On an inland telegram.
Ülke içi bir telgraftaki, belirsiz kelimelerin bedava tekrarı için geldim.
The "free repetition of doubtful words thing" By a justly underrated writer.
Belirsiz Kelimelerin Bedava Tekrarı Skeç, Muziplik, Hile, Nükte Kıymeti Haklı Olarak Bilinmeyen Yazar'dan.
If you show further disloyalty, it's doubtful how long you'll live.
Bu sadakatsizliğine devam edersen ne kadar yaşayacağın çok şüpheli olur.