Doubts translate Turkish
2,371 parallel translation
I had my doubts.
Kuşkularım vardı.
Even Domina doubts me. I see it in her eyes.
Sahibe benden kuşkulansa bile, gözlerinde gördüm.
Do you see where I have doubts?
Ben gerekeni yapıyorum
For such an important task. I had my doubts about your abilities.
Henüz böylesi mühim bir vazife için yeteneklerinden şüphem var.
I had my doubts. - What are you talking about?
Sen neden bahsediyorsun?
It's difficult to start with, but once you get the money, any doubts disappear.
Başlarda zordur ama bir kez karşılığını aldın mı, tüm çekingenliğin gider.
If anyone has doubts or feels he or she is doing this simply for social convention, or any other reason, don't be afraid, leave.
Eğer şüphesi olan, veya bunu basit gelenekler yüzünden yaptığını hisseden veya başka bir nedeni olan varsa korkmayın, vazgeçin.
I have my doubts.
Endişelerim var.
The psychiatrist seriously doubts that Mrs von Ribeck... will be able to properly fulfill her duties as a doctor in the future.
Bayan von Ribeck'in bir doktor olarak görevlerini gelecekte düzgün bir şekilde... yerine getireceğinden psikiyatristin ciddi şüpheleri vardı.
I have my doubts.
Yine de şüphelerim var.
Someone once told me that the spirit of Christmas is embodied in the hearts of children, untouched as yet by the fears, doubts and disappointments of the adult world.
Bir keresinde biri bana gerçek Noel ruhunun henüz yetişkinler dünyasının korkularının, şüphelerinin hüsranlarının etkilemediği çocuk kalplerinde gömülü olduğunu söylemişti.
Even if I have many doubts and I ask myself questions which I can't answer.
Şüphelerim olsa da... kendime cevaplayamayacağım sorular sorarsam bile.
Any doubts, I remembered everything,
Her detayı, herşeyi hatırladım,
To give you up that easy To the doubts that complicate your mind
Pes etmek kolay olandır şüpheler aklını karıştırırken.
When I rang you a month ago, I must admit, I had my doubts.
Bir ay önce seni aradığımda, itiraf etmeliyim ki, şüphelerim vardı.
You couldn't possibly be having doubts, could you?
Şüphelerin olamaz mümkün değil, değil mi?
So you have had doubts then?
O zaman şüphelerin vardı?
- which you have no doubts about at all.
- ki senin bununla ilgili hiçbir şüphen yok.
Doubts!
Şüpheler.
I have doubts, you see.
Şüphelerim var, anlıyor musun?
You're having doubts about this.
Bu konuda şüphelerin var.
Don't you have any doubts!
Hiç şüpheniz olmasın!
It is all right to have doubts.
Şüphelerinin olması doğal.
I did have some doubts.
Bazı şüphelerim olmuştu.
But my doubts were fleeting.
Şüphelerim çok kısa bir zaman sürdü.
And I have faith that every one of you will soon shed any doubts that you may have about him.
İnanıyorum ki birazdan hepiniz onunla ilgili şüphelerinizin hepsinden kurtulacaksınız.
Kill off all your doubts!
Tüm şüphelerinin katili ol!
Having doubts, Rin?
Teredütüdün mü var, Rin?
Or maybe she's having doubts because of something else.
Ya da başka bir şeyler yüzünden endişeleri vardır.
That deep down... You're having doubts about Ryan Because you know that you're meant
Kalbinin derinliklerinde Ryan'la ilgili endişelerin var çünkü Baze'le beraber olman gerektiğini biliyorsun.
Do you ever have any doubts about the success of your own quest?
Görevini başarıp, başaramayacağın konusunda kuşkuların oluyor mu?
If our people out there are having doubts, I need you to reason with them.
Halkımız şüphe içindeyse onları ikna etmene ihtiyacım var.
You're saying good things, but your tone indicates you have doubts.
Çok iyi şeyler söylüyorsun lakin ses tonun farklı bir şeyi haykırıyor.
I'm sorry for my doubts.
Şüphe ettiğim için üzgünüm.
Let's hope the others aren't punished For their doubts.
Diğerlerinin, şüphelerinden dolayı, cezalandırılmadıklarını umalım.
Anyone who doubts that- - I'm doing some actual good out here, and all I get are these bullshit accusations!
Bunu düşünen herkes gerçekten iyi birşey yaptığımı anlar.
Given you doubts about Mr. Draper's allegiance to the United States,
.. sadakati konusunda sizi şüpheye düşürecek herhangi bir şey..
I have my doubts.
Şüphelerim var.
But despite the doubts, cosmology needs dark matter.
Fakat şüphelere karşın, kozmoloji karanlık maddeye gereksinim duyuyor.
But if you have any doubts at all, open that fucking door right now and run back to her.
Ama kafanda herhangi bir kuşku varsa lanet kapıyı aç ve ona dön.
You know, I had my doubts about you at first.
İlk başta senden şüphelerim vardı.
I've always had my doubts about these specialized divisions.
Bu uzmanlık bölümlerine karşı, daima şüphelerim olmuştur.
You had doubts?
Şüphelerin mi vardı? - Efendim?
Sid said you had some doubts about the Vic's gunshot wound.
Sid senin, maktûlün kurşun yarasıyla ilgili şüphelerin olduğunu söyledi.
All their doubts and mistrust.
Şüpheleri ve güvensizlikleri vardı.
It takes advantage of people's doubts.
İnsanların şüphelerini kullanıyor.
It feeds on our doubts, our fears, and our distrust.
Şüphelerimiz, korkularımız ve güvensizliklerimiz onu güçlendiriyor.
Apparently, the police have doubts concerning your guilt.
O niçin burada? Polisin işlediğiniz suç konusunda kuşkuları var.
I had my doubts that the enemy was only 3 m away.
Düsmanin sadece 3 m. ötede olduguna dair sahsi süphelerim vardi.
It's completely natural to be having some doubts.
Şüphelerin olması çok normal.
If a reasonable person knowing the relevant facts would harbor doubts about a judge's impartiality, he must recuse himself.
Eğer makul bir kişinin, hâkimin tarafsızlığına dair şüpheleri varsa hâkim kendini azletmelidir.