English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eat them

Eat them translate Turkish

2,024 parallel translation
You can eat them.
O zaman yiyin bakalım!
They can eat them.
Yiyebilirler.
And we're gonna eat them!
Ve onları yiyeceğiz!
Eat them, man!
Yiyelim onları, adamım!
I just want to eat them up, they're so precious.
Onları çıtır çıtır yemek istiyorum. Muhteşemler.
And did she eat them?
Ve onları yedi mi? Harika!
Am I- - Am I supposed to read these or eat them?
Bunları okuyayım mı yoksa yastık yerine mi kullanayım?
You don't eat them raw ; you roast them.
Bunlar çiğ yenmez, kavurman gerekiyor.
Hey, you've got to put the little pieces up higher or he'll eat them.
Ufak parçaları yukarı kaldır yoksa onları yutabilir. Tamam mı?
He's looking at me to see if it's okay to eat them.
Onları yemesi uygun mudur diye bana bakıyor.
- Yes, you may eat them.
- Evet, yiyebilirsin.
Could you grind these up and have your daughter eat them?
- Şunu dövüp kızına yediriver bir zahmet. - Neden sebep?
I'll eat them.
Ben yiyeceğim.
Now you eat them one by one or I'll cut off your head!
Şimdi hepsini bir bir yiyeceksin yoksa senin kafanı koparırım.
Make french fries and eat them.
Kizart ve ye onu.
Fry them on a stick over a fire pit and then sit down and eat them, before those motherfuckers do the aforesaid fucking to you, man!
Sonra da şişe geçirip, ateşte bir güzel çevireceksin ve oturup yiyeceksin. Yoksa bu hergeleler dediğim gibi seni becerecekler.
But the birds know this somehow, so they don't eat them.
Ama kuşlar bunu bir şekilde biliyor ve onları yemiyorlar.
You must eat them... ... and their power will live in you.
Bunu yemelisin ki onların gücü senin içinde yaşamaya devam etsin.
We bring him chocolates, but since he obviously can't eat them, we do.
Ona çikolata getiriyoruz, ama yiyemeyeceği açık olduğundan, biz yiyoruz.
Well, pass them cookies over here. I'll eat them motherfuckers.
Kurabiyeleri gönder.
Everybody runs away because you try and eat them.
Herkes senden kaçıyor çünkü senin onları yemeye çalışacağını düşünüyor.
I eat them before they go away.
Onları kaçmadan önce yemeliyim.
If you don't eat them, then you can talk to them.
Onları yemezsen daha sonra, onlarla konuşabilirsin.
If I don't eat them, I can talk to them, and they can talk to me.
Onları yemezsem, onlarla konuşabilirim... ve onlar da benle konuşur.
That's why when I eat them they don't talk!
Bu yüzden, onları yediğim zaman benimle konuşmuyorlar!
Sandwiches don't give you a run when you try to eat them.
Sadviçleri yemeye kalktığında senden kaçmazlar.
We have all these vegitables, don't you eat them?
Beğenmediğin bir sebze türü var mı?
Just eat them.
Neden yemiyorsun.
- Eat them.
- Yiyecek misin?
Let them eat cake!
Onlara kek yedirelim!
Let them eat the same!
Bırak, onlar da aynını yesinler.
Watched my brother's roommates eat as many cheeseburgers as they could until one of them puked.
İki kızı sevişirken gördüm. Dilleriyle! Dilleriyle!
They'll sprout, put down roots... get bigger and bigger and bigger... and next year it'll be watermelons and watermelons... a whole hill of them, more than you can eat!
Filizlenip kök salacaklar sonra da büyüyecek, büyüyecek ve gelecek sene her yerde yiyemeyeceğimiz kadar karpuz olacak!
Let them eat, will you?
Bırak yemek yesinler, olur mu?
If you tuck them in, maybe we can eat before everything gets cold.
Onları yatırırsan, yemekler soğumadan önce karnımızı doyurabiliriz belki.
I would like to tell you something, the hungry who cannot find bread to eat in Afghanistan they wouldn't accept these $ 25 million of yours to turn in a Muslim they know is waging jihad for them.
Sana birşeyler söylemeliyim, Afganistan'da yiyecek ekmek bile bulamayan aç biri, Senin 25 milyon dolarını kabul etmez!
If there are special foods you'd like to eat, just write them down on the grocery list right here.
Eğer istediğin özel bir yiyecek olursa liste yapıp, buraya asabilirsin.
Each of them have slept where you'll sleep, eaten where you'll eat and each of them was as damned sure about Newton as the man before.
Her biri uyuyacağın yerde uyudular, yemek yiyeceğin yerde yemek yediler ve her biri de Newton'un düşüncelerini fazlasıyla doğru buluyorlardı.
In the Russian campaign, my grandpa said wolves followed them to eat the dead.
Rusya seferine, büyükbabam bana kurtların onları, ölüleri yemek için takip ettiğini söylemişti.
Look, I understand them wanting to eat us, but how does that fit into their plan?
Bak, bizi yemek istemelerini anlıyorum ama bu nasıl planlarına uyar?
Let them eat soot.
Bırakalım küle dönsünler.
These people, they eat and drink like animals, and there's more of them every minute.
Bu insanlar, hayvan gibi yiyip içiyor. Ve her dakika da daha fazlası geliyor.
The things eat sugar and that's what we're giving them.
Virüsler şeker yiyor, biz de onlara bunu veriyoruz.
Because they'll eat anything you put in front of them.
Çünkü önlerine ne koyarsan yerler.
Can't ever do that unless we can get them to eat something that ain't human.
Gerçekten yiyebilecekleri bir şey bulamadığım sürece, bunu asla başaramazdım.
But I didn't want to leave them lying around the house, because then I would eat every last crumb and I didn't want my ass going all Ponderosa, so we thought that we would bring them here.
Evde ortada bırakmak istemedim çünkü o zaman son kırıntısına dek yiyorum. Kıçımın ağaç gibi olmasını istemedim. Biz de sonunda buraya getirelim dedik.
Daddy used to say don't ever let them take this land from you, boy, now, because the real world will eat you up and shit you out. And you'll never survive.
Babam, insanların burayı elinizden almasına izin vermeyin çünkü gerçek dünya işinizi bitirir ve bundan kaçamazsınız demişti.
If my gods eat, drink and fornicate, good for them
Eğer benim tanrılarım yer, içer ve zina yaparsa, aferin onlara!
I remember I was dreaming that a thousand barracudas wanted to eat us, and I was bravely fighting them all!
Binlerce barakudanın bizi yemek istediğini... ve onlarla cesurca savaştığımın rüyasını gördüğümü hatırladım!
Let them eat cock!
Sik yesinler!
We'll eat them when even we're hungry.
Acıkınca yeriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]