English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Eh bien

Eh bien translate Turkish

47 parallel translation
You know, I've been too modest with you... but since I have said 20,000 pieces of eight... eh bien, I have said 20,000 pieces of eight.
Bilirsiniz, size karşı hep alçakgönüllü oldum. Ama eğer 20,000 pound dediysem 20,000 pound demektir.
Eh bien, mon cher, comment ça va?
"Ee, aziz dostum, nasılsın?"
- Eh bien!
- Harika!
Eh bien!
Pekala!
Eh bien.
Pekala.
Eh bien, voila.
İşte burada.
Eh bien, Hastings.
Pekala, Hastings.
Eh bien, apart from Mme. Rice, is there any other friend you can trust, mademoiselle?
Madam Rice'dan başka güvenebileceğiniz başka bir arkadaşınız var mı, Matmazel?
- Eh bien, I can relax and enjoy myself.
- Olsun. Ben de rahatlayıp keyfime bakarım.
- Eh bien Madam it was nothing
- Lafı bile olmaz, Madam.
- Eh bien, and who had access to his office?
- Pekala,... ofisinize kimler girebiliyordu?
Et bien, Countess, tomorrow I will take you to the Tate Gallery to see their collection of the Turners.
Eh bien ( "Eh iyi" ), Kontes, yarın sizi Tate Gallery'deki Turners'ın koleksiyonunu görmek için alacağım.
Et bien! Tell me all that you have discovered.
Eh bien, o zaman bana neler keşfettiğinizi anlatın.
Eh bien, tomorrow is a Sunday.
Pek güzel, yarın Pazar günü.
Eh bien, mademoiselle.
Peki, Matmazel.
Eh bien, M. Blunt. It is here that we disagree.
İşte bu konuda aynı fikirde değiliz, Mösyö Blunt.
- Eh bien, Hastings, when it is cold and dark, and there is nothing else to eat, it is... passable.
Eh, Hastings, hava soğuk, karanlık ve yiyecek başka hiçbir şey yokken.. ... mümkün.
Eh bien, Miss Lemon.
Eh bien Eh iyi, Miss Lemon.
Eh bien.
Eh bien. Eh, iyi.
Eh bien.
Eh bien.
Eh bien. Now I must return to Kings Abbott.
Evet, benim de King's Abbott'a dönmek gerek.
Eh bien. Does nothing odd strike you about that?
Evet, bu sözlerde size tuhaf gelen bir şeyler yok mu?
Eh bien, I thank you, Sir Montague.
Evet, çok teşekkür ederim, Bay Montague.
Eh bien, Monsieur Blake,
Evet, Bay Blake.
Eh bien, Madame Woodward. How is it that Poirot he may be of assistance in this matter?
Bayan Woodward, Poirot bu konuda nasıl yardımcı olabilir size?
- Ah! Eh bien.
Olsun.
Eh bien, les gars, it seems you've chosen another form of suicide, pas vrai?
- Pekala delikanlı, görüyorum ki, intihar için başka bir yol seçmişsin, doğru mu?
Eh bien, let us to consider.
Evet, şimdi düşünelim.
Eh bien, Madame Battersby, this Mademoiselle Norma Restarick rendered to me a visit, and she requested my assistance with... well, some difficulties she...
Bayan Norma Restarick, beni ziyarete geldi ve karşılaştığı bazı zorluklarla ilgili olarak yardımımı istedi.
Oui? Eh bien, OK.
- Var, değil mi?
Eh bien, now we go en arriere, to the rear to a Monsieur and Madame Bland.
Biz şimdi yine Bay ve Bayan Bland'ı ziyaret edeceğiz.
Eh bien, mademoiselle I have reason to believe that Mademoiselle Nora Brent may have visited the studio here to have a photograph taken with a gentleman, and I wondered if I might take you up on your offer most kind to have a look through your records.
- Bayan, anlaşılan Bayan Nora Brent bir beyle birlikte gelerek, stüdyonuzda fotoğraf çektirmiş. Bu nedenle, büyük bir nezaketle önermiş olduğunuz gibi arşivinize bakabilir miyim diye sormak istemiştim.
Eh bien. Tell to us what you thought about her.
Peki, onun hakkında ne düşündüğünüzü söyler misiniz?
Eh bien, I have verified what was told to me by Mdm Goodbody.
Bayan Goodbody'nin anlattıklarını teyit ettirdim.
Eh bien, there is still a murder not solved here in Woodleigh Oommon, eh?
Woodleigh Common'da çözülmemiş bir cinayet var değil mi?
Eh bien, it has been a marriage unfortunate.
Talihsiz bir evlilik olmuş.
"Eh bien, mon prince, so Genoa..."
"Eh bien, mon prince, demek Cenova..."
¿ Murió bien, eh?
¿ Murió bien, eh?
Et bien, at 6 : 00, I have coming to my apartment a friend of mine who is a chemist, eh?
Saat 6'da kimyager bir arkadaşıma gideceğim.
Eh, bien.
Eh, bien. ( Pekala. )
Eh, bien, that is very simple, monsieur.
Pekala, bu çok basit, monsieur.
Eh bien.
Fotoğraftaki kanı sildiğimde... görülmesi güç olan oğlun kimliği... ortaya çıkıverdi. Eh bien.
Et bien, mademoiselle, I am a man most simple, I always believe that the person most obvious is always the one who commits the crime.
Eh Matmazel, ben çok basit bir adamım, her zaman suçu en bariz kişinin işlediğini düşünmeye meyilliyim.
Eh, bien, what we are searching for is a murderer who is impulsive, who will seize the opportunity, whatever the risk.
Neyse, bizim aradığımız atak bir katil. Risk ne olursa olsun..... fırsatı değerlendiren biri.
Eh, bien.
Pekâlâ.
Eh bien.
- Evet.
ÿcómo está? Eh, bien.
İyiyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]