Enterprise translate Turkish
3,998 parallel translation
Reed to Enterprise.
Reed'den Atılgan'a.
Archer to Enterprise.
Archer'dan Atılgan'a.
I better get back to Enterprise.
Atılgan'a dönsem iyi olacak.
Last time on Enterprise
Enterprise'da daha önce.
I want to remain aboard Enterprise.
Enterprise'da kalmak istiyorum.
I'm Captain Archer of the starship Enterprise.
Ben Yıldızgemisi Atılgan'dan Kaptan Archer.
Archer to Enterprise :
Archer'dan Atılgan'a :
This is Enterprise.
Burası Atılgan.
You'd be in far better hands with a security force who knows Enterprise inside and out.
Atılganın içini-dışını bilen bir güvenlik kuvveti ile daha iyi ellerde olursunuz.
That had nothing to do with who knows Enterprise inside and out.
Bunun, kimin Atılganın içini-dışını bildiğiyle bir ilgisi yok.
The three alien warships followed Enterprise for nearly an hour, but couldn't keep up with us.
Üç yabancı uzay gemisi Atılgan'ı yaklaşık bir saat takip etti ama devam edemediler.
One of them was led by Enterprise.
Bir tanesine de Atılgan önderlik ediyordu.
It was a mistake ordering you to leave Enterprise.
Atılganı terketmeni emretmek bir hataydı.
You're needed on Enterprise.
Sana Atılgan'da ihtiyaç var.
We're going to Enterprise.
Atılgan'a gidiyoruz.
Captain Archer will have remained in command of Enterprise.
Kaptan Archer Atılgan'ın komutasında kalmış olacak.
I'm working a case on the Enterprise.
Enterprise'da bir olaya bakıyorum.
Special agent Gibbs, special agent Todd, welcome to the enterprise.
Özel Ajan Gibbs. Özel Ajan Todd. Enterprise'a hoş geldiniz.
There goes our latest enterprise.
İşte son girişimimiz de uçup gitti.
She's the owner of this new enterprise in Oz.
Oz'a yapılacak bu yeni yatırımın sahibi.
- The Atlantic Light is a huge enterprise.
- "Atlantik Işığı" büyük bir yatırım.
And he wishes to invest in the Cody enterprise?
Ve şimdi, Cody girişimciliğe yatırım yapmak mı istiyor?
Therefore, if it weren't for him, we wouldn't have today's thriving free-enterprise system.
Bu yüzden, eğer bu onun için olmasaydı, bugünün gelişen hür teşebbüs sistemine sahip olamazdık.
Send that to the Territorial Enterprise, the Denver Post and the Wichita Eagle.
Mesajı Territorial Enterprise, the Denver Post ve the Wichita Eagle gazetelerine gönder.
I thought it was understood that when it came to our little enterprise, "mum" was the word.
Konu küçük girişimimiz olduğunda aramızda kalacağı konusunda anlaştık sanıyordum.
This is a criminal enterprise, not to put too fine a point on it, entailing any manner of risk not involved in honest labor.
Bu dürüst işlerde bulunmayan riskler taşıyan bir suç girişimi.
An enterprise not ignoble. " We merry band. Unbound by the constraints of society and the prejudices of the common ruck.
Toplumun baskılarına ve kayaların ön yargılarına karşı koyduk.
Not that I don't appreciate you giving the matter the benefit of your thought. But recall, my dear boy, our respective functions in this enterprise.
Fikrini benimle paylaştığın için seni takdir etmediğimi sanma ama sana buradaki işlevlerimizi hatırlatayım sevgili oğlum.
See, that's the kind of winning attitude that'll take this enterprise to the top.
Böyle bir yaklaşımla, bu girişimi zirveye çıkaracağız.
Well, it's free enterprise.
Yani, serbest teşebbüs.
It is one of the men most scholars I know, Also the environment of the international publishers... that is pleased to be considered a cynical enterprise.
Edebi aIanda ünIü oIan David'e bizi kırmayıp buraya geIdiği için çok teşekkür ederim.
We run a quiet and peaceful small smuggling enterprise - -
Burada sessiz bir kaçakçılık işi yapıyor olmamız gerekiyor.
Okay, if it makes you feel any better, he was a criminal involved in a continuing criminal enterprise.
Tamam, eğer seni rahatlatacaksa, yasadışı işler yapan bir suçluydu o.
My boss and owner of this tragic enterprise.
Patronum ve bu trajik kuruluşun sahibi.
To our enterprise.
Ortaklığımız, şerefine.
You have to remember that when Mosconi created YPF, the first State enterprise in the world, oil was considered to be very strategic, and the sale of fuel to be of national interest.
Hatırlarsanız, Mosconi'nin dünyanın ilk devlet girişimi olan YPF'yi yarattığı dönemde petrol çok stratejik olarak değerlendiriliyor, ve yakıt satışı ulusal çıkarlar çerçevesinde görülüyordu.
We celebrate the 9th year of'Socialism is Science'... and are thankful for the great work done by our General... whose iron will and unshakeable confidence... will save the great enterprise of Socialism through Science.
"Sosyalizm Bilimdir" ilkesinin 9. yılını kutlamaktayız, ve Sosyalizmin bilimden geçtiğini, büyük bir inanç ve gizlilik içinde yürüten, Büyük Liderimiz İkinci Kim Jong'a teşekkür borçluyuz.
Being this is the first day of my enterprise, i wore this frock-coat.
Müessesemin açılış günü olduğu için bu frak ceketi giydim.
Previously, on Enterprise :
Atılgan'da daha önce :
You are a long way from Enterprise.
Atılgan'dan çok uzaklardasınız.
Enterprise was supposed to leave orbit an hour ago.
Atılgan'ın bir saat önce yörüngeden ayrılması gerekiyordu.
Enterprise hasn't left orbit.
Atılgan yörüngeyi terk etmedi.
They took damage, but they're heading back to Enterprise.
Hasar aldılar ama Atılgan'a geri dönüyorlar.
Drive Enterprise from orbit.
Atılgan'ı yörüngeden çıkartın.
The Vulcan ships are firing on Enterprise.
Vulkan gemileri Atılgan'a ateş ediyor.
The moment Enterprise is beyond scanner range... begin bombardment of the compound.
Şu an Atılgan tarayıcı menzilinin dışında. kampı bombalamaya başlayın.
- You're on Enterprise.
- Atılgan'da.
Enterprise-J, to be exact.
Aslında Atılgan-J'desin.
There are Xindi serving aboard Enterprise-J.
Atılgan-J'de hizmet eden Xindiler var.
You're the least expendable man on Enterprise.
Atılgan'daki en son harcanabilir kişisin.
Enterprise, respond.
Atılgan, cevap ver.