Erased translate Turkish
1,630 parallel translation
You can tell how you knocked out Jimmy and erased your photo.
Böylece, onlara Jimmy'yi bayıltıp, fotoğrafını nasıl sildiğini de anlatırsın.
I erased everything from my memory.
Demek istediğim bu değildi.
I erased the.
Sildim.
I mean, Christianity more or less erased our original cultures anyway.
Hiristiyanlık bizim orjinal kültürümüzü az çok sildi.
All memory of you will be erased.
Sizinle ilgili bütün anılar silinecek.
It's blank, like her memory's been erased.
Adı boş. Sanki oradan silinmiş gibi.
Video sequence erased.
Video silindi.
I've erased all my info, so you can totally make it yours.
Tüm bilgilerimi sildim, tamamen sana ait olabilir.
- Yes, you know when I took the exam for our art college.. ... I worked for three days on the drawing and then I erased it.
Evet, güzel sanatlar sınavına girmeden önce bir tablo üzerinde üç gün boyunca çalıştım ve sora onu sildim.
White men erased my memories as Superman and gave me strange pills.
Beyaz adam, Süpermen olduğum hatıralarımı sildi ve bana tuhaf haplar verdi.
All of my accomplishments will be erased and replaced with a scarlet letter.
Tüm başarılarım silinecek, ve pembe bir mektupla yer değiştirecek.
But your greed erased any righteousness.
500 daha iyi olurdu sanki. Tamam 500.
You erased the drawing from your cast.
Onun çizimini alçidan sildin.
It's really hard for me to believe that you actually ever were... this overweight kid, it... it's like you've erased that girl.
Senin bir vakitler de olsa, kilolu bir çocuk olduguna inanmak zor. O kizi tamamen silmis gibisin.
If it were up to you, I would've been erased, Along with all deviates.
Eğer sana kalmış olsaydı, ben ve tüm Deviate'lar, yok edilmiştik.
And the boundary between inside and out, that had once been so important to the humans who called this building home, is forever erased.
Ve insanlar için bir zamanlar önemli olan ve dışarısı ile içerisi arasında sınır teşkil eden, ev denen bu yapı, sonsuza kadar silinip gider.
After an initial die-Off, the remaining gulls took advantage of the recovering oceans, where plentiful schools of fish erased any memories of the human-manufactured feasts they used to enjoy.
Başlangıçtaki ölümlerin ardından, hayatta kalan martılar, insan yapımı ziyafetleri unutup balık yönünden bereketli okyanusların tadını çıkarmaya başlayacaklardır. İnsanlardan 200 yıl sonra.
So he erased his past found employment at WilPharma and gained unrestricted access to their research facilities.
Bu yüzden geçmişini silmiş WilPharma'da iş bulmuş ve araştırma tesislerine sınırsız giriş hakkı kazanmış.
Erased. Eradicated.
Silindi, kökü kazındı.
Arthur Petrelli erased his memory.
Arthur Petrelli hafızasını sildi.
Arthur petrelli erased his memory.
Arthur Petrelli hafızasını sildi.
From all the times he's forced his thoughts, erased your memories.
Düşüncelerini zorla benimsettiği her seferde hafızanı her silişinde açılan yaralar.
I erased all of them.
Hepsini sildim.
Two new identities, complete with new histories, bank accounts, cash, passports, keys to a new house, all your debts erased.
Yeni hikayelerle tamamlanmış iki yeni kimlik, banka hesapları, nakit para, pasaportlar, yeni bir evin anahtarları, bütün suçların silindi.
You see, people think that that stuff just gets erased.
İnsanlar bu tarz şeylerin yok olduğunu düşünüyor.
I even have stuff he erased.
Sildiklerine bile ulaştım.
Do you know that her entire memory was erased?
Tüm hafızasının silindiğini biliyor musunuz?
Something's been written here and erased.
Buraya bir şey yazılmış ve silinmiş.
Even the memory of the code key at the door has been erased.
Kapıdaki şifrenin hafızası bile silinmiş.
You erased it? Whoa!
- Sildin mi?
- His identity's erased.
- Kimliği silinmiş.
My point is that you're gonna leave her with bad memories that can only be Erased by removing herself from anything that reminds her of you- - like me.
Anlatmak istediğim onu kötü anılarla birlikte terketmeni... o da seni hatırlatmayacak her şeyi silerek başedecek, ki benim yaptığım gibi.
Or the time that you erased my online'N Sync diary.
Ya da benim internet günlüğümü sildiğin zaman.
He hacked into the city database and erased all my parking tickets.
Belediyenin veri tabanına girdi ve tüm park cezalarımı sildi.
A history of old characters had been erased.
Eski yazı, koca bir tarih tamamen sıfırlanmıştı.
It appears this droid's mission memory has never been erased.
Droidin görev hafızası ortaya çıkıyor, hiç silinmemiş.
I erased your existence.
Varlığını sileceğiz.
Part of your memory has been erased, and it seems that a certain person has been erased from mine.
Senin hafızanın bir kısmıyla bizim normalde tanıdığımız biriyle ilgili anılarımız aklımızdan silinmişe benziyor.
To put it simply, a part of our memory's been erased.
Kısaca açıklayacak olursam ; hafızamızın bir kısmı silinmiş.
That was because this Hollow erased your memory.
Bunun nedeni o Hollow'un hafızanı silmiş olması.
You have erased all the good memories... I had of you!
Bütün güzel anıları sildin!
Anything that's here, can never be erased.
Burda ne varsa asla silenemez.
You erased these tapes.
Bu kasetleri sen sildin.
They all got erased.
Hepsi silindi.
No, I erased all the tapes.
Hayır, tüm kasetleri ben sildim.
– But we erased that, so...
- Ama biz oraları sildik, yani...
Well, the reason there is no evidence is because 18 and a half minutes of the conversation with Bob Haldeman from this June period have mysteriously been erased.
Herhangi bir kanıt olmamasının sebebi, sizin Bob Haldeman ile haziran ayı içerisinde yaptığınız konuşmanın on sekiz buçuk dakikalık kısmının gizemli bir şekilde silinmiş olması.
They have erased all traces.
Bütün izleri sildiler.
- Our tracks are erased.
İzlerimiz siliniyor.
This tunnel's been erased.
Bu tünel silinmiş.
Like threads, because of that, if the memories of one person are erased, everything done by that person will be erased. Probably.
Büyük ihtimalle.