English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Erase it

Erase it translate Turkish

491 parallel translation
You promise you'll erase it?
- Sileceğine yemin eder misin?
I forgot to erase it.
Silmeyi unutmuşum.
"I forgot to erase it."
"Silmeyi unutmuş"...
You forgot to erase it.
Silmeyi unuttunuz...
I wrote it while preparing and forgot to erase it.
Hazırlık zamanı yazmıştım, sonra da silmeyi unuttum.
Erase it from the record!
Kayıtlardan silinsin!
I'll erase it.
Sileceğim.
- It isn't, and you're gonna erase it!
- Doğru değil ve sileceksin.
- Go on, you erase it!
Sil şunu! - Hayır, silmem!
- You big crybaby! You erase it.
Onu sil ve- -
- Well, erase it.
- O halde sil.
You have been able to erase it?
Silmeyi başarabildin mi?
You didn't erase it?
Tamamiyle silmedin değil mi?
Can't we erase it?
Silemez miyiz?
You promised to erase it!
Sileceğine söz vermiştin.
I was going to erase it. The guy stole the camera.
Silecektim ama adam kamera'yı çaldı.
He promised me he'd erase it.
Sileceğine söz vermişti.
Don't erase it.
Bunları silme.
Part of it was indecipherable, as if someone were deliberately trying to erase it.
Kısmen çözülemez. ... sanki birisi kasten silmeye çalışmış gibi.
A person experiences a trauma and they want to erase it from their minds.
Bir şahıs şok geçirir ve bunu beyinlerinden silmeye çalışır.
I felt my silence would protect her... that it would conceal her having killed someone... that time would erase it.
Sessizliğim onu koruyacaktı birini öldürdüğünü gizleyecek olanlar zamanla silinecekti.
There was nothing I could do to erase it.
Onu silmek için yapabileceğim hiçbir şey yoktu.
How about if I just erase it?
Bunu silmeye ne dersiniz?
It appears as though Pyotr isn't the only one to erase memories.
Anlaşılan, hafıza silebilen tek kişi Pyotr değil.
You may have heard that I can erase a memory, good or bad, but it's not true.
İsteyerek veya istemeyerek bir hafızayı silebildiğimi duymuş olmalısınız fakat bu doğru değil.
Even though I had wanted... to erase the picture of this sister, it was impossible.
Onun hatıralarını silmeye çalışmış olsam da bu imkansızdı.
It is beyond our power to erase this from your memory.
Bunu zihninden silmek bizden de öte bir şey.
He used it to erase our memories.
Bunu, hafızamızı silmek için kullandı.
With it, we can erase the memory back to any point in time.
İstediğimiz noktaya kadar olan anıların tümünü silebiliyoruz.
Jim, I made this unit to erase their tape and record our two prints on it.
Jim, bu tertibatı bantlarını silmek, ve bizim iki baskımızı üzerine kaydetmesi için yaptım.
I direct that the tabernacle erase from us all memories of its construction, so we can never destroy it if we should ever crave for death.
Tapınağı, yapımıyla ilgili her türlü anıyı beynimizden silmeye yönlendirdim. Böylece ölme arzusuyla yanıp tutuşsak bile onu asla yıkamayacağız.
Is it possible to erase all traces of a man?
B ¡ r adamin tüm kayitlarini s ¡ Imek mümkün mü?
It will be necessary to erase your memories.
Hafızanın silinmesi gerekiyor.
- It was my duty as a ninja... to erase the dishonour of my defeat.
- Bir ninja olarak yenilgimin utancını silmek için bunu yapmalıydım.
It's what happens when you want to erase guilt.
Suçluluk duygusunu silmek istediğinde bu gerçekleşir.
You always can erase it.
Çünkü istediğiniz zaman silebilirsiniz.
It also won't erase the fact... that we have a vacancy created by Culhane's death.
Culhane'in ölümünden sonra, bir kişi eksik olduğumuz gerçeğini de yok etmez.
If you want you can tape right on this one and send it back to me. You don't have to keep this, you can erase right over my voice.
Eğer istersen bu kasete kendi sesini kaydedip bana geri gönderebilirsin veya sesimi silip kayıtta kullanabilirsin.
Now it's time to erase that mistake.
Simdi o hatayi düzeltmenin sirasi geldi.
Now it's time to erase that mistake.
Artik bu hatayi düzeltmenin sirasi geldi.
Reduced to our present position by the cowardice of some the incapacity of others and the treachery of many we are yet writing a page in history that it will be impossible to forget or erase.
Bir kısım insanın korkaklığı, diğerlerinin yetersizliği ve pek çoğunun ihaneti nedeniyle bu konuma kadar geri çekildik. Ama yine de tarihte unutulması ya da silinmesi imkânsız bir sayfa açıyoruz.
Then it appears, for reasons unknown someone has taken great pains to erase all traces of this man.
Bilemediğimiz bazı nedenlerden, birisi onun varlığını silmek için...
I doubt that a warp bubble could alter computer records or erase memories. Keep at it, Ensign, Mr. La Forge.
Bir warp baloncuğunun bilgisayar kayıtlarını silebileceğinden şüpheliyim.
The trouble is, they erase everything else along with it.
Sorun şu ki beraberinde her şeyi silerler.
Can you erase the short-term memory of everyone on this ship? Remove all knowledge of this event? Allow us to proceed as if it had never happened?
Bu gemideki herkesin kısa süreli hafızasını silip, bu olay hakkındaki her şeyi yok edip, geçmemize izin verebilir misiniz?
I don't know if I'll have enough time to do all the good deeds I need to erase all the bad ones I did. Well, it's Christmas Eve.
Noel arefesindeyiz.
Erase the files from the main frame there... then transport it all here personally.
Dosyaları oradaki ana bilgisayardan sil,... ve buraya bizzat sen getir.
Perhaps if people here in America would try and practice and study the religion of Islam, it might help to erase the plague of racism here.
Belki burada, Amerika'daki insanlar da İslam dinine yönelmeyi deneyebilir. Buradaki ırkçılığı azaltmada, faydalı olabilir.
What, are you going to erase her from the computer, too? It's regarding her paycheck.
Ne yapacaksınız, onu da mı bilgisayardan sileceksiniz?
By authority of the Central Command you are ordered to turn your ships around erase all records of this encounter from your logs and talk of it to no one.
Merkez Komutanlığı yetkilisiyle, gemiyi geri döndür. Bu karşılaşmanın tüm kayıtlarını kayıtlardan sil ve kimseyle bu konuda konuşma.
It could erase that doubIe-bogey.
Çift bogi'yi unutturacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]