English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fallible

Fallible translate Turkish

61 parallel translation
The one life granted him by his creator is in the hands of fallible men like you and me.
Yaratıcısının verdiği bir tek yaşam sizin ve benim gibi hata yapabilecek insanların ellerinde.
But the Articles are fallible as any Articles are bound to be.
Ama bu yasalar da bütün yasalar gibi hatalı olabilir.
How fallible of me. Oh, I did so want to make you feel at home.
Sizlerin kendinizi burada evinizde hissetmenizi istemiştim.
And if he's fallible, he can't be all-powerful.
Ve hata yapabildiğine göre, çok da güçlü olması mümkün değil.
We're all fallible.
Hepimiz hata yapabiliriz.
You're the most fallible, stubborn, self-deluded, bull-headed man I've ever known in my entire life.
Sen tüm yaşamımda tanıdığım... en inatçı, en yapışık, en ısrarcı... en vazgeçmez adamsın.
To the gods that he is fallible.
Tanrılara... Hata yapabileceğini göstermek için.
And I also know I'm fallible.
Ama biliyorum ki ben hata yapabilirim.
I'm fallible.
Hata yapabilirim.
You see yourself as fallible?
Kendinizi hatalı mı görüyorsunuz?
Church laws are fallible because they're created by man.
Kilise yasaları yanılabilir, çünkü insanlarca konulmuşlardır.
Pacey Witter is nothing if not the walking, talking embodiment of the fallible protagonist.
Yürümek ve konuşmak, yanılabilir belirginin somutlaşması değilse Pacey Witter bir hiçtir.
Or maybe you've simply become as fallible as those of us who are made of flesh and blood.
Yada belkide et ve kemikten olan bizler gibi sizde basitçe bir yanılgıya düştünüz.
They're just as fallible as auto mechanics.
En az teknisyenler kadar hata yapabilirler.
I don't believe but I'm fallible.
Ben inanmıyorum ama hatalı olabilirim.
Not this fallible...
Bu hata değil...
Malleable, permeable... fallible.
Dövülgen, geçirgen... yanılmaya açık.
People are fallible.
Yanlış yapabilirler.
We are fallible, Leland.
Biz de yapıyoruz, Leland.
Even a routine pregnancy is fallible.
Normal bir hamilelik bile risklidir.
Humans and medicine are so... fallible.
İnsan ve tıp birlikteliğinde, çok fazla... hataya düşülebiliyor.
There was nothing fallible in your transformation of Ava Moore.
Ava Moore'a yaptığınız dönüşümde hatalı birşey yoktu.
The Jaffa are weak-willed and fallible.
Jaffa isteksiz ve kolayca yenilebilecek durumda.
- Wiggin is fallible.
- Wiggin de hata yapabilir.
I only hope that you don't disqualify or marginalize the message... because it's coming through such a fallible messenger.
Tek dileğim bu mesajı göz ardı etmemeniz ve bir çok hata yapmış bir ulaktan geldiği için marjinal bir gözle bakmamanızdır.
And they're all fallible.
Ve hepsi çok değerli.
I mean, we are all fallible.
Yani herkes hata yapabilir.
Keep a memory of me, not as a king or a hero, but as a man, fallible and flawed.
Beni her daim hatırla, ama bir kral ya da bir kahraman olarak değil yanılan ve kusurlu bir adam olarak.
You've pushed a bunch of ordinary and fallible and undistinguished citizens out of the guardroom and onto the streets.
Bir avuç sıradan ve yanılabilir ve sönük vatandaşı nöbetçi kulübesinden sokaklara sürdün.
Every man is fallible and even the people who were the prime examples of how to run your life in the bible screwed up.
Her insan yanılabilir, hatta İncil'deki, hayatını kendilerine bakarak düzenlediğin baş örnekler bile işi berbat edebilir Herkes berbat edebilir.
And fallible.
Ve hataları vardı.
Men, as we both know, are fallible.
Bildiğimiz üzere de insanlar hata yaparlar.
- We cannot be fallible.
- YanıIıyor olamayız.
Flesh is fallible. So?
Hatasız kul olmaz, yani?
"Flesh is fallible"?
"Hatasız kul olmaz" mı?
Rossum's mainframe was both fallible and vulnerable.
Rossum'un merkezi işlem biriminin çökertilebilir ve dayanıksız olduğunu buldum.
It's fallible.
Kusursuz değil.
You know. By day I'm a scientist. But by night, I'm fallible.
Sabah bir bilim adamı olup gecesine hataya düşebiliyordum.
You know, it can be... it can be very empowering to start to understand our parents as fallible and to see how often their actions spring from their own insecurities, rather than our inadequacies.
Ailemizi hatalı olarak anlamamız, ve hareketlerinin kaynağının kendi yetersizliklerimizden değil de onların kendi güvensizliklerinden geldiğini görmemiz çok güçlü olabilir.
I have revealed to all mankind that the Pope is but a fallible prince, and not the voice of God.
Bütün insanlığa Papa'nın da hata yapabileceğini gösterdim. Onun, Tanrı'nın sesi olmadığını açığa çıkardım.
They're fallible.
Hata yapabilirler.
But also to recognise that everybody is fallible.
Ama aynı zamanda hatasız kul olmayacağının farkına varmalıyız.
That's probably why our actions are fallible and sometimes lead to disaster I'm talking too much.
Hareketlerimizin hatalı olması muhtemelen bundan. Hatta bazen büyük felaketlere yol açar. Çok konuşuyorum.
The good lord and creator made us fallible creatures.
Tanrı bizi hata yapabilen yaratıklar olarak yaratmış.
He specifically said he knows fingerprint science is fallible.
Parmak izi karşılaştırmalarının yanıltıcı olabileceğini özellikle belirtti.
I guess it's kind of cool to realise that world-class filmmakers are just as fallible as the rest of us, huh?
Sanırım dünya çapında film yapımcılarının da geri kalanı gibi hata yapabilir olduğunu anlamak çok güzel.
But now, Hitler was beginning to appear all too fallible. He'd told the German people that the Red Army would never rise again. But it just had.
Himmler inanıyordu ki, Hermann'ın 2000 yıl önce Alman kahramanlarının en büyüğü olduğunu ispatladığı gibi Adolf Hitler de günümüzün kahramanı olduğunu ispatlayacaktı.
But now, Hitler was beginning to appear all too fallible.
Ama şimdi Hitler de yanılmaya başlamış gibi görünüyordu.
'They are fallible, riddled with errors.'
Hatıralar hatalı olabilir ve yanlışlarla doludur.
You know, Robin, we're all fallible.
Ama Robin hepimiz yanılabiliriz.
Humans are fallible.
İnsanlar hata yapar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]