English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fashionably

Fashionably translate Turkish

120 parallel translation
Or perhaps you fashionably and happily believe... that it's all a simple matter of evil dictators... rather than whole populations of evil people like... ourselves?
Ya da belki de sizler, modaya uyarak ve mutlulukla bu olayın bizler gibi kötü insanların oluşturduğu toplumlardan ziyade basitçe, kötü diktatörlerden kaynaklandığına inanıyorsunuzdur.
All the fans who died so fashionably... and gallantly at my nightclub act.
Ve gece kulübü performansımda modaya uygun olarak... ölen gösterişli hayranlarım.
He wears a suit, and dresses fashionably
Avrupai giyiniyor, sanırım modayı takip eden biri
I suppose this is what they call "fashionably late."
Sanırım buna bir çeşit "sosyetik gecikme" diyebiliriz.
You know women, they're probably just being fashionably late.
Kadınları bilirisn, hazırlanmaları uzun sürmüştür.
Fashionably late.
Geciktin.
Fashionably late, I see.
Görüyorum ki sonunda teşrif ettin.
And fashionably late, of course!
Ve tabi ki zarif bir şekilde geç geldi.
Are we fashionably late?
Modaya uygun olarak geç mi kaldık?
You're fashionably late again.
Sende de geç kalma alışkanlığı var.
Before police could arrive on the scene the enraged, yet fashionably attired young woman escaped.
Polis olay yerine gelene kadar öfkeli, ancak şık ve çekici kadın kaçtı.
I was going for a fashionably late entrance, but I was too late.
- Partiye geç katılmayı planlamıştım. Ama geç kalınca tüm kızlar gitmişti.
- Fashionably five minutes late.
- Sadece 5 dakika geç çıkacağız.
But I'll be fashionably late.
Ama geç gideceğim.
Buxom, fashionably attired, passionate about politics.
Dolgun, modaya uygun giyinmiş, siyasete meraklı.
No, I like guys that smoke fashionably.
Hayır, zarif şekilde içen erkekleri beğenirim.
How do you smoke fashionably?
Zarif şekilde nasıl içiyorsun?
Fashionably?
Zarif şekilde mi?
Fashionably late, Katlin.
Kesinlikle geç kaldın Katlin.
It's fashionably late.
Modaya uygun bir gecikme.
But for a privileged few... Manhattan is merely a place to kill time between weekends... at their fashionably rustic, New York country homes.
Ama bazıları için Manhattan, modaya uygun rustik kır evlerinde hafta sonları arasında zaman öldürülecek bir yerdir.
Well, welcome to the party, Miss "Fashionably Late".
Partiye hoşgeldin. Bayan "Modaya geç gelen".
I know you're always fashionably late... but I would just love to know what kept us all waiting for you today.
Her zaman muazzam bi şekilde geç kaldığını biliyorum... ama bizi bu kadar bekletmenin sebebini öğrenmeyi çok isterim.
Whatever happened to fashionably late?
Modacıya ne oldu gecikmese bari.
You don't show up fashionably late for a surprise party.
Bir sürpriz partiye bu kadar geç gelemezsin.
WHERE THE HELL IS BRIAN? FASHIONABLY LATE.
Geç kalma modası.
She said she wanted to be fashionably late.
Biraz geç kalacağını söyledi.
Fashionably late.
Biraz geç kaldı.
Look, women are always fashionably late.
Bak, kadınlar her zaman geç kalır, sorun yok.
Well, if I'm fashionably late, then Alek is very fashionable.
Eğer zarif bir şekilde geç kaldıysam, Alek çok zarif demektir.
You're impeccably dressed, you're fashionably late and everybody is waiting for you.
Kıyafetin şahane, modaya uygun biçimde geç kaldın, herkes seni. bekliyor.
Fashionably late, my annoying English cousin.
Can sıkıcı İngiliz kuzenim geç kaldı.
Fashionably late Comrade Ashraf
Modaya uygun geç Ashraf.
well, just try and dress fashionably.
Sadece modaya uygun giyinmeye çalış.
I'm here to teach fashion, so I'm fashionably late.
Moda öğretmek için buradayım, gecikmek modadandır.
Let's be fashionably late.
Haydi bizde modaya uyup geç gidelim.
It's time the party committee turned up fashionably late.
Modaya uygun kızların partiye gidip kendilerini gösterme zamanı geldi.
Spotted- - S. Not so fashionably late and dressed down by B.
S., geç kalmış ve B. tarafından azarlanmıştı.
The little shoe. Do you thinkhe's fashionably late, or been arrested again?
Acaba modaya uyup geç mi kaldı yoksa yine tutuklandı mı?
Oh, fashionably late, I suppose. So we're good now, right? You and me?
Oh, biraz geç kaldı sanırım, yan aramız artık iyi değil mi?
But I'm gonna have to push the boundaries... of fashionably late on this one. Yeah.
Evet.
They'll just be fashionably late.
Her zamanki gibi geç kaldılar.
Fashionably late?
Modaya uyup geç mi kalıyor?
Yeah, well, you knew enough to be fashionably late.
Geç gelerek meşgulmüşsün havası vermeyi de iyi biliyorsun.
They're just fashionably late.
Bilerek geç kalıyorlar.
Wow, they're all so fashionably dressed.
Vay canına, herkes ne kadar modaya uygun giyinmiş.
Sometimes. I'm fashionably late.
Bazen
- Thought I'd be fashionably late. - You came.
- Geç gelirsem, havalı olur demiştim ama...
Let's hope now he turns up fashionably late.
Umalım da şimdi geç kalmasın.
Fashionably late.
İzninizle senatör.
and for the fashionably rich and reverential rendition of them, by the performance of them by La Perichole.
La Perichole'nin performansı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]