English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Feelin

Feelin translate Turkish

1,105 parallel translation
How are you feelin'?
Nasıl hissediyorsun?
How're you feelin'tonight, Cora?
Bu gece kendini nasıl hissediyorsun, Cora?
Feelin'a little better? Huh?
Daha iyi hissediyor musun?
♪ "Anytime you're feelin'Ionely"
# Ne zaman kendini yalnız hissettiğinde
♪ "Anytime you're feelin'blue"
# Ne zaman için burkulsa
Come on now, Tim. You're not feelin'his mouth.
Gayret, Tim, ağzına dikkat etmiyorsun.
Flyin'low and feelin'mean!
Alçaktan uç ve adi ol!
I get my strongest feelin'... the point of origin is in the child's closet upstairs.
İçimde güçlü bir his diyor ki... bu olayın başlangıçnoktası çocuğun üst kattaki dolabı.
How you feelin'?
- Sen nasılsın?
Feelin'any better? - Ohh.
Daha iyi hissediyor musun?
Because I got a feelin'you're gonna be leakin'from three or four holes in a minute.
Çünkü bir dakika sonra, üç ya da dört delikten su sızdıracağını hissediyorum.
I have this awful feelin'.
İçimde çok kötü bir his var.
But next time you're feelin'sad and blue, don't expect old Skipper here to put on his big red nose and floppy shoes just pour vous.
Ama bir dahaki sefere üzgün olduğunda Skipper'i yanında bulmayı... ve sırf seni eğlendirmek için büyük kırmızı burnunu ve kocaman ayakkabılarını giymesini bekleme.
You feelin'all right?
İyi misin?
How you feelin'?
İyi misin?
I got a feelin'this kid can lead us to something.
Sanki bu çocuktan bir şeyler çıkabilir.
- I'm really feelin'better! Like I just stepped off the assembly line!
Dönüşün ve onun hayatı için gidelim.
I've been feelin'sick the last couple of days.
Son bir kaç gündür kendimi berbat hissediyorum.
- Feelin'better now, aren't you?
- Daha iyisin ya? - Seni duyamıyorum!
- Are you feelin'OK?
Hadi. - İyi misin?
I'll have you feelin'better in no time.
Senin daha iyi hissetmeni sağlayayım.
This crazy feelin
# Bu çılgın duygu #
You gonna stop so feelin You can get them in focus? - Hush.
You gonna stop so feelin'bu ayarlanabiliyor mu?
I'm not feelin'too good.
... pek de iyi hissetmiyorum.
I got a feelin',
Hissediyorum.
I got a feelin'...
Hissediyorum.
IT MEANS, I GOT FEELIN'FOR YA.
- Anlamı, seni seviyorum.
- l'm feelin'like an outsider here.
- Kendimi burada bir yabancı gibi hissediyorum.
Feelin'much better now, Jeff.
Daha iyi hissediyorum, Jeff.
- I ain't feelin'real good.
- İyi hissetmiyorum.
i got a feelin we're not in kansas anymore, uncle toto.
Artık Kansas'ta olmadığımızı hissediyorum Toto Amca.
I ain't feelin'Too good, sir.
- İyi hissetmiyorum, efendim.
Yeah, I do know that feelin'.
Evet, bu duyguyu bilirim.
- I get the feelin'that this ain't workin'out.
-... bence işler yolunda değilmiş gibi.
Hey, how you feelin'?
- Nasılsın?
- Actually, I'm feelin'pretty stupid.
- Aslında aptal hissediyorum.
# I'm feelin'like I never knew that it can sometimes #
# Sanki bunun olabileceğini hiç bilmiyordum. #
# I'm feelin'like I never # # Knew that it could sometimes come to this #
# Bazen bunların olacağını asla # # bilemeyecekmişim gibi hissediyorum. #
# I'm feelin'like I never # # Knew that sometimes it can come to this #
# Bazen bunların olacağını asla # # bilemeyecekmişim gibi hissediyorum. #
# I'm feelin'like I never knew # # That it can sometimes come to this #
# Bazen bunların olacağını hiç... # # bilemeyecekmişim gibi geliyor. #
# I'm feelin'like I never knew # # That sometimes it can come to this #
# Bunların olacağını hiç... # # bilemeyecekmişim gibi hissediyorum. #
- My momma's not feelin'well.
Annem kendini pek iyi hissetmiyor da...
I had a feelin'you'd be calling.
Sanırım baksan iyi olur.
I was feelin'a little queasy...
Biraz kusacak gibi oldum.....
Feelin'any better?
Şimdi nasılsınız?
Feelin'a little dizzy?
Başınız dönüyor mu?
Gee, I'm not feelin'that well...
Ne yapacağım?
How you feelin'?
Nasıl hissediyorsun?
- How are you feelin'?
- Kendini nasıl hissediyorsun?
Feelin'better?
Daha iyi hissetmek mi?
Feelin'good. Hey, babies. How ya doin', man?
Hanımlar, çok güzel görünüyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]