English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Feeling good

Feeling good translate Turkish

2,110 parallel translation
I'm sorry you're not feeling good. Still want me to come over?
Afedersin, kendini iyi hissetmiyordun seninle gelmemi istiyormusun?
This guy's feeling good about himself, huh?
Bu adam kendisini iyi hissediyor olmalı.
- You were doing something that was feeling good.
- Seni iyi hissettirecek şeyler yapıyorsun.
She's feeling good.
Kendini iyi hissediyor.
Two... you are feeling good and glad to be alive.
İki. Mutlusunuz ve yaşadığınız için sevinçlisiniz.
But I was always a little better at the feeling good part than I was with the ripping off part, hence jail.
Ama her zaman onlara güven aşılama tarafım onları yolma tarafımdan daha iyiydi, sonuçta hapisteyim.
I'm feeling good.
İyi hissediyorum.
Taking a deep breath, feeling good about yourself,
Biraz yağ, lezbiyenler ve bir de sığırlara elektrik veren aletten.
I'm feeling good, doctor.
İyi hissediyorum, doktor. Çocuklar gördüğünüz, Chitti.
Not feeling good, I hope
Umarım iyi değilsindir.
Feeling good, right son?
Kendini iyi hissediyorsun, öyle değil mi evlat?
Feeling good?
İyi hissediyor musun?
Not feeling good, huh?
İyi değil misin?
Key to staying fresh and feeling good, you know?
Zinde kalıp iyi hissetmenin anahtarı.
I'm really not feeling good today, so I'll leave early.
Bugün kendimi çok kötü hissediyorum, erken çıkacağım.
I mean, look, I'm all into the body, you know, and for me if the body's feeling good, the mind just follows, you know?
Ben hep vücutla ilgilenirim ve bana göre, vücut iyi hissediyorsa zihin onu takip eder.
I was feeling good as well as ashamed too..
Bu hem iyiydi hemde biraz utancverici.
- Feeling good, Mercedes.
- Kendimi harika hissediyorum Mercedes?
Um, you know, I work so hard to get my girls feeling good about themselves... because it's what's inside that counts.
Biliyor musunuz, kızlarım kendilerini iyi hissetsinler diye çok uğraşıyorum çünkü önemli olan iç güzelliktir.
I have a real good feeling about this, Kitty.
Hissediyorum, haberler iyi olacak, Kitty.
I have a good feeling about it.
İçimde güzel bir his var.
Yep, I've got a good feeling about this guy.
Bu çocuk hakkında gerçekten iyi düşüncelerim var.
I bet you're feeling pretty good about yourself, aren't you?
Kendinle gurur duyuyor olmalısın, değil mi?
I have a feeling they'll have the good sense to side with me.
İçimde benim tarafımı tutacaklarına dair bir his var.
I have a very good feeling about tonight.
Bu gece için çok iyi hislerim var.
- Good thing I followed that bastard. I had a feeling he wouldn't follow through.
Bu piçi takip ettiğim iyi oldu.
And then, you call your mom and tell her, "It went great," and you've got a really good feeling about this year.
Sonra arayıp annene harika geçtiğini ve bu yıl içinde çok harika his olduğunu söylersin.
Oh, It's for my mom, and she ain't feeling too good.
Şey, bu annem için. Kendini pek iyi hissetmiyor.
I have got a good feeling about this.
Bunun hakkında içimde iyi bir his var.
I'm sorry, baby, mama's not feeling too good.
Üzgünüm bebeğim, annen iyi hissetmiyor.
So they get to Africa, feeling pretty good about themselves, definitely feeling superior to the savages they see running in the jungle.
Sonra Afrika'ya geldiler kendilerini oldukça iyi hissediyorlardı ormanda koşan yabanilere karşı kesinlikle üstün hissediyorlardı.
I was feeling so good.
Çok iyi hissediyordum.
- I know but I've got a good feeling about Hagrid's.
- Biliyorum, ama Hagrid'e gitme konusunda içimde iyi bir his var.
I'm not feeling so good.
Kendimi çok iyi hissetmiyorum
Besides, I like being feeling like I'm doing something good.
Ayrıca, iyi bir şeyler yapıyormuşum gibi hissetmeyi seviyorum.
I got a good feeling about this.
Burası hakkında iyi hislerim var.
And trust me, it's not a good feeling to be her!
Bana güven. Onun için iyi olmaz.
I'm feeling pretty good.
Fena değilim, iyi hissediyorum.
I'm feeling really good.
Gerçekten iyi hissediyorum.
I don't know what it is we do, but it gives you a good feeling.
Yaptığımız şey de bu kadar sihirli olan ne bilemiyorum ama sizi iyi hissettiriyor.
There wasn't a good feeling in the room.
Odada olumlu bir hava yoktu.
I got a good feeling like I might be getting laid by one of you ladies.
Bu gecenin sonunda aranızdan birisiyle yatacakmışım gibi bir his var içimde.
If you're feeling the worse for wear for last night, a good feed's your only man.
Dün geceki halin yüzünden kötü hissediyorsan tek ilacın iyi bir yemek.
- I could feel what they were feeling. - Good.
- Onların hissettiklerini ben de hissettim.
- You have a good feeling about him.
Onun hakkında güzel düşüncelerin var.
It's a good feeling, isn't it?
Güzel hissettirir, değil mi?
Whoo! feeling good!
Harika!
Medically, that's good news. Are you feeling feverish?
Tıbben, bu iyi haber.
You know what? I woke up this morning feeling pretty damn good myself.
Ben de bu sabah uyandıktan sonra kendimi oldukça iyi hissetmeye başladım aslında.
Um, you know what, brent? I'm not feeling so good.
Pek iyi hissetmiyorum Brent.
Corrine must be feeling pretty good right now.
Corrine şu an çok iyi hissediyor olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]