English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Fine girl

Fine girl translate Turkish

347 parallel translation
Well, gee, I don't know how fond she is of me... but I think she's a fine girl.
Tanrım, benden hoşlandığını bilmiyordum ama bence iyi bir kız.
You're a fine girl.
Harika bir kızsın.
She's a fine girl.
O iyi bir kız.
On second thought, I'm sure she's a fine girl... upstanding, honest, and a great soul.
Bir kez daha düşündüm de, iyi bir kız olduğuna eminim... namuslu, dürüst ve temiz ruhlu.
She's a fine girl and a hard worker and she's a good salesgirl, and you shut up!
O iyi bir kız, çok çalışkan biri ve iyi bir satıcı, sen de çeneni kapat!
You're a fine girl.
İyi bir kadınsın.
Charlie's a fine girl.
Charlie çok hoş bir kız.
Fine girl, Miss Linden.
İyi kadın, Bayan Linden.
She's a fine girl.
İyi bir kadındır efendim.
You're a fine girl, Katie.
Sen iyi birisin, Katie.
- She's a mighty fine girl.
- O çok güzel bir kız.
- She's a fine girl, Gladys.
- Çok iyi bir kız Gladys.
But I couldn't ask a fine girl like you to do it.
Fakat senin gibi güzel bir kızdan böyle bir şey isteyemem.
"A fine girl," he said.
"İyi bir kız" dedi.
Eddie, this is Shirley, a very fine girl.
Eddie, bu Shirley. Çok iyi bir kızdır.
You're my fine girl.
Sen benim iyi kızımsın.
Elvia's a fine girl.
Elvina iyi bir kız.
She's a fine girl.
İyi bir kız.
Fine girl.
İyi biri.
Tom, Emma is a fine girl.
Emma hoş bir kız.
She's a fine girl.
Aynen öyle.
she's a fine girl
Çok iyi bir kızdır.
You deserve it, you're a fine girl.
Ne yaptık ki? Sana daha iyisi layık. Sen iyi bir kızsın.
Fine, why don't you try your best to lure me with your ghost friends? You perverted Candy girl with your dirty hair.
Peki, hayalet dostlarınla konuşup saçlarını bağla ve Candy ol.
You're a fine simple girl.
Düzgün basit bir kızsın.
Fine, sensitive girl like you.
Senin gibi duygusal, iyi bir kız.
Regarding the light of a young woman, she's a fine, handsome girl.
Aslına bakarsan oldukça hoş, güzel bir kız.
A fine little girl like you singing someplace like that...
Öyle bir yerde şarkı söyleyen senin gibi iyi bir kız.
You're a fine one, running off with my girl.
Adama bak yahu, kadınımı elimden almış.
I'll not have a fine young girl like that married to a cheat and a liar.
Bir hilebaz ve yalancıyla evlenmiş harika, genç bir bayan bulamayacağım.
You're a city girl. You don't fit in here. You should wear fine clothes... not those old rags.
Siz böyle paçavralar değil güzel elbiseler giymek için yaratılmış bir şehir kızısınız...
Now, she's a fine, healthy girl.
Unutma, o genç ve sağlıklı bir kız.
I take her off the streets, a girl with no references, no family, no money, and... colors, monsieur... and I give her place to sleep and food to eat and a fine opportunity to learn a trade.
Onu sokaktan aldım... Referansı ailesi, parası olmayan bir kız. Renkler, beyefendi.
That fine, nice-looking girl is interested in you?
Yani bu tatlı, güzel kız seninle ilgileniyor mu?
- And you're a fine, simple girl.
- Ve iyi, basit bir kızsın.
I'll cut it off and be a fine new girl for you.
Kesip senin için yepyeni bir kız olacağım.
And this girl I'm gonna show to you is first of all an American girl, a girl with fine character, a girl with good background, good education, good family, good blood.
Sana göstereceğim bu kız, öncelikle bir Amerikan kızı. Karakteri çok iyi bir kız. Mazisi oldukça temiz.
Be a brave girl, now, and everything will be fine.
Cesur bir kız ol şimdi, her şey düzelecek.
Everything's fine here... yes, yes, the girl's left.
Hayır kötü bir durum yok... Evet evet kız gitti.
Particularly if you're bringing up a fine, decent young girl.
Özellikle de hoş, edepli bir genç kızsa.
You grab the first girl that comes along and everything is fine.
Önüne çıkan ilk kıza yazıl ve her şey yoluna girsin.
"I'm delighted with my little girl, and I can see that she is a fine child, straight of limb, quick of mind."
"Küçük kızımla birlikteyken çok memnundum, ve onun iyi bir çocuk olduğunu görebiliyorum, tüm uzuvlarıyla, zekasıyla."
That's fine if you're married to a Girl Scout.
Bu güzel, şayet izci bir kızla evliysen.
I hope it's a girl this time. You're a fine boy.
Çok hoş bir çocuksun.
Okay, fine, she's the most beautiful girl in Paris.
Peki, Paris'in en güzel kızıdır.
This girl had a fine mama.
Kızımın harika bir annesi vardı.
You did fine, little girl.
İyi iş çıkardın kızım.
Hum. Is that girl fine?
Kız iyiydi değil mi?
I've a girl, a job, I'm just fine.
Bir sevgilim ve bir işim var. Gayet iyiyim.
I remember how happy I was to become the father of a fine baby girl.
Bir kız çocuğum olduğunda ne kadar mutlu olduğumu hatırlıyorum.
You're a fine-looking girl.
Sen güzel bir kızsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]