For old times' sake translate Turkish
300 parallel translation
You can't blame Bartley and me for taking a friendly interest in you for old times'sake.
Eski günlerin hatırına sana ilgi gösteriyoruz diye beni ve Bartley'yi suçlayamazsın.
For old times'sake, will you do me a favor?
Eski günlerin hatırına bana bir iyilik yapar mısın?
Just for old times'sake?
Eski günlerin hatırına.
For being honest and for old times'sake.
Dürüstlük ve eski günlerin anısına.
And I'll make you a present of my fee, for old times'sake.
Ben de eski günlerin hatırına muayene ücretini es geçerim.
The superintendent probably comes down from the asylum for old times'sake.
Muhtemelen eski zamanların hatırına akıl hastanesinin müdürü gelecektir.
Or are you going to keep giving me the 10 percent for old times'sake?
Yoksa eski günlerin hatrına bana % 10 vermeye devam mı edeceksin?
"Stick around for a couple of days and we'll bat the breeze for old times'sake."
Bir iki gün bir yere kaybolma, eski günlerin hatırına bir kutlama yapalım.
For old times'sake.
Eski günlerimizi anarız.
Well, for old times'sake, perhaps I can help you.
Eski günlerin hatırına sana yardımcı olabilirim sanırım.
All together, for old times sake, I'll let you have both of them dead for a real bargain.
Hepsi birlikte, eski günlerin hayrına, her ikisinin ölümünü sana yok pahasına bırakırım.
For old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
For old times'sake?
Eski günlerin hatırına mı?
Just like that, for old times'sake.
Önceki gibi. Eski günlerin hatırına.
For old times'sake, like two days ago?
Eski günlerin hatırına mı? İki gün oldu.
Kick him in the backsides for old times'sake?
Eski günlerin hatırına kıçına vuracak mısın?
I just keep'em for old times'sake, to remind me of how things was.
Eski günlerin hatırına tutuyorum, eski hayatı hatırlatsınlar diye.
I'm glad we kept some longhorns, Sam, for old times'sake.
Eski zamanların hatırına, biraz Longhorn tuttuğumuz için memnunum, Sam.
For old times'sake?
Eski günler adına.
For old times'sake, you understand?
Eski günlerin anısına, tamam mı?
Maybe for old times'sake, he will help.
Onu ordan tanırım!
- For old times'sake?
- Eski günlerin hatırına?
For old times'sake.
Güzel günlerin anısına.
I wonder if they'd mount it for me, just for old times'sake.
Acaba onu benim için mi koydular... eski günlerin hatırına?
See me up the aisle for old times'sake?
Eski zamanların hatırına beni uğurla.
But, uh... just for the sake of agreement and old times, let's just say you were doing, uh... 70?
Ama sırf eski günlerin hatırına 110 yaptınız diyelim.
Just for old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
For old times'sake, Rose.
Eski günlerin, Rose.
Well, for old times sake.
Pekala, eskilerin hatrına.
- For old times'sake.
- Eski zamanlar hatrına.
I'll make it quick, just for old times'sake.
Hızlı yapacağım. Eski zamanların hatrına.
This is serious. For old times'sake.
Hadi, eski günlerin hatırına.
♪ For Old Times'Sake?
# # Eski günlerin hatırına #
Try it on, for old times'sake.
Eski günlerin hatırına, giyip denemelisin.
You sure you don't want to, just for old times'sake?
Eski günlerin hatırına bunu yapmak istemediğine emin misin?
- For old times'sake.
- Eski günlerin hatırına.
For old times'sake?
Eski günlerin hatırına?
There you go, a metaphor for old times'sake.
Al sana eski günlerin hatırına bir metafor.
- Listen, man, just one more time. - No, man. - For old times'sake.
Sadece bir sefer daha, eski günlerin hatırına.
For old times'sake.
Eski zamanların aşkına.
We're going to the tunnel for old times'sake, Mueller.
Ama önce eski kiliseye uğrayıp başka arkadaşları göreceğiz.
What do you say? For old times sake.
Eski günlerin hatırına.
Uh, Homer, I snuck you in a beer for old times'sake.
Uh, Homer, sana eski günlerin hatırına gizlice bira getirdim.
I thought, "No, I'm going to do it, just for old-times'sake."
Sonra "Eski günlerin hatırına yapacağım." dedim.
But why not come along quietly... for old times'sake?
Neden güzellikle buraya gelmiyorsunuz...'eski günlerin'hatırı için?
- For old times'sake?
- Eski günlerin hatırına mı?
Will you do something for me, Peterson, for old times'sake?
Benim için eski günlerin hatırına bir şey yapar mısın Peterson?
Once more, for old times'sake.
Eski zamanların hatırına?
And then fuck him for old times'sake.
- Ve sonra da, geçmişin hatırına onunla yatarsın.
Can I give you some fatherly advice? For old times'sake.
Eski günlerin hatırına sana biraz baba nasihati verebilir miyim?
You know, for old times'sake.
Eski zamanların hatırına.
for old time's sake 57
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
for one second 35
for once in my life 49
for one thing 438
for once 763
for one 714
for one moment 21
for one minute 20
for one night 42
for one day 34
for one second 35
for once in my life 49