Form translate Turkish
15,646 parallel translation
A shapeshifter who could change form... with the power of his magical fish hook.
Sahip olduğu büyülü balık kancasının gücüyle dönüşebilen bir şekil değiştiren!
In song form!
Tabii ki şarkı halinde!
I've discovered that the spiritual nature is attached to the human form at certain points, represented by the three nails of the crucifixion.
Ruhsal alemin insan bedenine belli noktalardan bağlı olduğunu keşfettim. Bu noktaları da çarmıha gerilirken çakılan 3 çivi temsil ediyor.
Once he reaches full trance, he will leave his body in the physical form and he'll manifest himself in spirit in this room.
Tam transa geçtiğinde fiziksel bedenini terk edip kendini bu odada ruhani olarak gösterecek.
- We need to form a band. - What?
- Bir grup kurmamız lazım.
Our democracy is one of the brightest lights of social justice in the history of humankind, and yet most of our fellow citizens engage in frenzied shopping as their primary form of social interaction.
Demokrasimiz, insan tarihindeki sosyal adeletin parlak ışıklarından bir tanesi. Yine de birçok vatandaşımız başlıca sosyal etkileşimleri olarak çılgınlar gibi alışveriş yapar.
Probably a form of postpartum psychosis.
Büyük ihtimalle doğum sonrası ruh hastalığının bir çeşidi.
Phase one, the clue isn't in seeable form.
Birinci aşama, Ipucu görünür biçimde değildir.
It's a form of emotional abuse.
Bu bir duygu sömürüsü yöntemi.
One or two with minor form, sir.
Ufak çapta bir iki bir şey, efendim.
Don't get involved with it in any way, shape or form.
Rüşvet ve yolsuzluk. İğrenç!
The lowest form of wit, Bob.
En ucuz mizah türü.
And remember... a Lycan is never more vulnerable than when he's in wolf form.
Ayrıca, aklınızdan çıkarmayın bir Lycan, asla kurt halinde olduğundan daha saldırıya açık değildir.
In wolf form, they cannot use weapons... and their thinking becomes much more primitive... driven only by bloodlust.
Kurt formunda, silah kullanamıyorlar kana susamışlıkla tahrik olan düşünme tarzları da çok daha ilkelleşiyor.
Form up, at 65.
Pozisyon alın.
There are souls imprisoned in even the lowest form of life.
Ruhlar var Hatta hapse atılmış En düşük yaşam biçimi.
President Johnson must decide whether to continue it in its present form, to enlarge it, or seek a negotiated settlement.
Başkan Johnson karar vermeli, Mevcut halinde devam mı edilecek, büyütülecek mi, yoksa bir uzlaşmaya mı varılacak?
I thought it was poor form to bring your work home with you.
Eve iş götürmenin kötü olduğunu söylediğini sanıyordum.
My ride's downstairs in the form of a motorcycle.
Aşağıda motosikletim var.
" Take thy form from off my door!
Kıçınızı kapımdan kaldırın!
How many of us here deny the human condition, in one form or another?
Burada kaçımız insan durumunu inkar ediyor? Bir şekilde mi yoksa başka birinde mi?
- Tight form on that barricade!
- Barikatta sıkışık düzen!
I've been watching a lot of dressage, which is a very elevated, uh, competitive form of horse dancing, and I've been doing a lot of painting and a lot of sketching.
Çok fazla dresaj izliyorum, çok gelişmiş bir at dansı biçimi, ayrıca bol bol resim ve eskiz yapıyorum.
They're calling the men to form lines.
Safları oluşturmak için adamları çağırıyorlar.
A Western-style wing by an English architect and a Japanese wing form the main house.
Ana binanın bir kanadı İngiliz bir mimar tarafından Batı tarzında bir kanadı ise Japon mimarisine göre inşa edilmiştir.
Father almighty Lord I bless you for allowing a baby to form in the womb of your daughter.
Her şeyin yaratıcı olan Tanrı'm. Bu kızının rahminde bir bebek oluşmasını sağladın.
I do not have time for this shit. Dude everyone's got their own form of preparation, all right?
Dostum, her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır değil mi?
a form of molecular organization, and there's nothing transcendent or divine about it.
moleküler organizasyonun bir şekli ve onun hakkında ki hiçbir şey yüce yada ilahi değil.
Do you have any I-9's?
Form var mı?
The choir will form the head of the parade while the platoon brings up the rear.
Takım arka tarafı çıkarırken koro da geçit törenine liderlik edecek.
Not in its current form, no.
Şu anki hâliyle yok.
It's a weird form of cancer, it doesn't really respond...
- Bu tuhaf bir kanser türü. - Peki. - Yanıt vermiyor.
He was in great form today.
Bugün harika formda.
And I believe that it is our mission as Americans to help Benghazans form a free, democratic and prosperous Libya.
Ve inanıyorum ki, Amerikalılar olarak bizim en önemli görevimiz Bingazi'ye yardım edip özgür, demokratik ve refah dolu bir Libya kurmaktır.
Imagine that your skin works like a form of Velcro, uh, under a sort of lock and key.
Derinin bir çeşit cırt cırt gibi olduğunu düşün bir tür kilit ve anahtar.
We should form a doo-wop group.
Bir akapella grubu kurmalıyız.
Just take a ticket down from the board for the job you want... and turn it back in with the form.
Hangi işi istiyorsan onun altındaki etiketlerden al. Form ile birlikte buraya geri gel.
That's what I would write down on any form.
Her türlü forma aynı şekilde yazarım.
I see from the form here, you also have no siblings... so it's just you and your parents at home... if I'm to take what you've written here to be accurate.
Gördüğüm kadarıyla tek çocuksun. Bu yüzden evde sadece sen ve ebeveynlerin vardı. Tabi burada yazılan her şeyi doğru olarak kabul edersek.
The suppleness of her breasts, the slender size of her waist, the length and form of her legs, all these factors predict the healthy earning years a prostitute earns.
Göğsünün dolgunluğu belinin inceliği bacaklarını uzunluğu ve biçimi tüm bu faktörler bir fahişenin sağlayacağı düzenli kazanç yıllarını belirler.
Have you ever witnessed Thomas Durant offer an elected official a bribe, in form of stock or cash in exchange for favorable legislation?
Thomas Durant'in lehine mevzuat için seçim ile makama gelmiş bir yetkiliye hisse ya da nakit olarak rüşvet verdiğine tanık oldunuz mu?
There we form the world, which surrounds us.
Orada çevremizdeki dünyayı oluştururlar.
In the form of humanoids.
insanımsılardan gibi.
Pay that much now, and then mail this form into the insurance to get your reimbursement.
Şimdi bu kadar ödeyeceksiniz. Bu formuda sigortanıza ödemenizi almak için mail olarak göndereceksiniz.
The paint was never exposed to any form of sunlight.
Boya hiç güneş ışığına maruz kalmamış.
You see, that's the beautiful thing about poetry... it's not contained by any traditional form or structure.
Şiir hakkındaki en güzel şey... herhangi bir geleneksel formda ya da yapıda olmamasıdır.
DICK : Good form, Jasper.
Çok iyi Jasper.
You need to fill out the usual spousal conflict form.
Önce şu formu doldurman gerekecek.
The Changeling is an ancient Demon, a shape shifter that can inhabit the form of any being it chooses.
Şekil Değiştiren, kadim bir Şeytandır seçtiği herhangi bir varlığın formunda yaşayabilen bir şekil değiştiricidir.
What that response will be, what form it will take, what face it will wear... by the time we do know it, there will be no time to prepare for the blow that follows.
O cevap ne olacak... Hangi şekle sahip olacak... Hangi yüzü giyecek...
It can inhabit the form of any being it chooses.
Seçtiği herhangi bir varlığın formunda yaşayabilir.