Fun fact translate Turkish
261 parallel translation
There's a fun fact for your final exam.
Finalin için komik bir gerçek söyleyeyim mi sana?
Fun fact about wasps.
Arılarla ilgili ilginç bir not.
It's just a fun fact, you know? Like a fruit fly lives for a day, and my wife's hot for my best friend.
Meyve sineklerinin sadece bir gün yaşadığı ve karımın en iyi arkadaşımı seksi bulması gibi bir gerçek!
Hey, fun fact. Guy's mother's name is midge.
Komik olan Guy'ın annesinin ismi, Midge.
Oh, here's a fun fact.
Hey bakın gerçek bir eğlence!
- Here's a fun fact...
İste gerçek bir eğ...
Another fun fact :
İlginç bir gerçek daha.
I thought it was a fun fact.
- Gülersin sanmıştım.
Here's a fun fact for you people.
İşin komik tarafı şurada :
Another fun fact from melinda.
Melinda'dan harika bir açıklama.
another fun fact from the balkans.
Balkanların bir başka komik yüzü.
Hey, here's a fun fact :
Hey, İşte komik bir gerçek :
It's just a fun fact.
Balina avcılığı.
Hey, here's a fun fact.
Komik bir gerçek var.
And here's another fun fact.
Diğer komik mesele ise,
That is a fun fact.
Bu komikti.
Oh, fun fact.
Sanırım eğlence faktörü yüzünden.
I said you looked cute in it, but that didn't mean you could keep i fun fact about samantha newly
Şapkanın sana yakıştığını söylerken demek istediğim.. onu alabilirsin, değildi.
Empire State Building fun fact number one :
Empire State Binası İlginç gerçek 1 :
In fact, it'll be fun watching you and your giant ego trying to make a horse race of it.
Aslında senin ve dev egonun bunu bir at yarışına çevirmesini izlemek eğlenceli olacak.
In fact, it's going to be fun watching you and your giant ego try to make a horse race of it.
Şirketi alabilirsin. Aslında senin ve dev egonun bunu bir at yarışına çevirmesini izlemek eğlenceli olacak. Buddy, bu hisse senedi çin uygun fiyat nedir?
I'm as much fun as the next person. In fact, last weekend,
Aslında, geçen hafta sonu parka gidip sabun köpükleri çıkardım.
In fact, I'm jonesing for a little brainless fun.
Aslında, biraz beyin gerektirmeyen eğlence istiyorum.
That's just a fun little fact.
Onlardan birisin işte. Bunu da bilmek istersin diye düşündüm.
Well, I had a lot of fun, in fact.
Şey, ben gayet keyif aldım.
In fact, it's even a lot of fun.
Hatta çok eğlenceli.
The "Fun On The Farm" fact everyone seems to be aware of but me.
Belli ki benden başka herkes "çiftlikte eğlence" gerçeğini biliyor.
In fact, you know what's a fun game to play?
Eğlenceli bir oyun var ; Sessiz Kızılderili.
- Apparently, Sting's son made fun.. of the fact that Ben's moms are "lesbenims."
- Sting'in oğlu Ben'in annelerinin "lezbenim" olmasıyla alay ediyormuş.
It's fun, in fact... now that the pressure's off, we're finally enjoying each other. It's good.
Hatta biliyor musunuz üzerimizdeki baskı kalktığı için, nihayet her şeyin tadını... çıkartabiliyoruz.
In fact, this sounds like so much fun, I don't want to settle.
Aslında o kadar eğlenmeye başladım ki, anlaşmak istemiyorum.
Fun science fact :
Bilim hakkıdan bunu biliyor muydunuz :
You just couldn't stand the fact that I was prettier than you, that I was more fun than you, that everyone loved me...
Benim senden daha hoş olmamı senden daha neşeli olmamı herkesin beni sevmesini kıskandın.
But just the fact that you want me to have fun with you guys, that's so sweet.
Sizinle birlikte eğlenmemi istemen çok ince bir davranış.
The fact is, and this is the fun part, we actually came to save your ass... es.
Gerçek şu ki, ve eğlenceli kısmı da bu, aslında buraya senin kıçını kurtarmaya geldik.
Here's a fun fact.
Burada ilginç bir gerçekten bahsediliyor!
And Michael arrived home... determined to prove that he was, in fact, fun.
Michael aslında eğlenceli olduğunu kanıtlamaya azimli olarak eve döndü.
As a matter of fact, I think I had so much fun, I'm gonna go back tonight and I'm gonna disappoint Haley some more.
İşin aslı çok eğlendim. Sanırım bu gece oraya tekrar gideceğim Haley'i biraz daha fazla hayal kırıklığına uğratacağım.
He was a bit like Robin Hood, apart from the fact he robbed anyone and gave to himself, and probably killed their familiesjust for fun.
Biraz Robin Hood'a benziyordu. Ondan farkı, herkesten çalıp, kendisine veriyordu! Ve sırf eğlence için öldürüyordu.
Is : "We go to a festival and have fun." And the fact that the outside world does not understand, is fantastic.
'Hadi festivale gidip eğlenelim'derken dış dünyanın bunu anlamaması harika.
So successful, in fact, that he left me enough money to sue the city, this precinct and you two gentlemenpersonally just for the fun of it.
O kadar başarılıydı ki bana şehri, bölgeyi ve siz ikinizi... zevk olsun diye dava edecek kadar çok para bıraktı.
In fact, why don't you just have fun?
Hatta, öylesine eğlen!
In fact, it's quite fun.
Aslında, çok eğlenceli.
- Well, I have an idea for a really fun date, and if, in fact, you are available, I will put thought into action.
Evet, çok eğlenceli bir buluşma ayarladım, ve gerçekten musaitsen, bu düşüncemi uygulamaya geçireceğim.
Would've been fun if it weren't for the fact that he were killing people all along the way.
Önüne çıkan herkesi öldürmese olay, resmen bir komedi gibiydi.
Well, besides the fact that it's really fun...
Eğlenceli olması dışında...
In fact, they went out of their way to say how fun he is, and they implied that mommy's been in a much better mood lately.
Hatta, onun ne kadar eğlenceli biri olduğunu söyleyip durdular, ve annelerinin son zamanlarda kendini çok daha iyi hissettiğini de.
I like that you made that choice, and the fact that you did it on purpose well, it makes it far more fun than if you did it by accident.
O seçimi yapmana sevindim. Bilerek yapman ise kazara yapmandan çok daha eğlenceli olur.
In fact, she's kind of fun to hang out with.
Hatta, eğlenceli bile sayılabilir.
So is part of the torture the fact we get to watch all this fun?
İşkencenin parçaları çok gerçek. Bunu eğlenerek mi izlemeliyiz?
Despite the fact that I'm in a fat suit I can't take off, despite the fact that pretty much everyone is making fun of me behind my back, despite the fact that your girlfriend gave me the stinkeye in art class yesterday.
Çıkaramadığım bir şişko kıyafetinde olmama rağmen ve herkesin arkamdan alay ettiği gerçeğine rağmen ve küçük sevgilin dün derste bana kötü kötü bakmış olsa bile.