English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Gentleman's agreement

Gentleman's agreement translate Turkish

33 parallel translation
It's a gentleman's agreement.
Centilmenlik anlaşması.
It's true we have a gentleman's agreement... but unfortunately I am no gentleman.
Bir centilmenlik anlaşması yaptığımız doğru ama korkarım ki ben centilmen değilim.
- It was a gentleman's agreement.
- Bu bir centilmenlik anlaşmasıydı.
Even in Darien, where Jane's house is and my house is, there's a gentleman's agreement...
Jane ve benim evimizin olduğu Darien'de bile bir centilmenlik anlaşması var- -
There's no choice. We must keep the gentleman's agreement we made with Choltitz.
Choltitz'le yaptığımız antlaşmaya bağlı kalmayız.
Ever read "Gentleman's Agreement"?
Ya, "Centilmenler Anlaşması" nı?
Look... isn't there a way that maybe you and I could come to a sort of gentleman's agreement?
Bak... Aramızda anlaşmanın bir yolunu bulamaz mıyız?
Enforceable or just a gentleman's agreement,
Uygulanabilir ya da centilmence bir anlaşma,
Your clownish behavior notwithstanding... we have made a gentleman's agreement... and sworn on our lives to honor it.
Şaklabanca hareketlerin dayanılamaz... Erkekçe anlaştık ve onurumuzu korumak için yemin ettik.
Show of proof, gentleman's agreement.
Beyefendiler arasında yeterlidir bu.
A gentlemen's agreement presupposes there's a gentleman involved.
Centilmen anlaşmasının şartı centilmen olması.
No, I haven't, no, but we have a gentleman's agreement.
Hayır, imzalamadık ama prensipte anlaştık sayabiliriz.
A gentleman's agreement!
Centilmence bir bahis olsun.
We have a gentleman's agreement.
Bir anlaşmaya varmıştık.
A lady's choice and a gentleman's agreement.
Bir bayanın kararı ve bir delikanlının bunu kabul etmesi.
I suppose I should say to have a gentleman's agreement, we need two gentlemen.
Sanırım yaptığımız beyefendi anlaşması İki gerçek centilmen
That is a gentleman's agreement.
O soylu erkeklerin yaptığı bir anlaşma.
- We have- - We have a gentleman's agreement.
- Centilmenlik anlaşması yaptık.
A gentleman's agreement. We do.
- Centilmenlik anlaşması, aynen.
We have a gentleman's agreement.
- Centilmenlik anlaşması yaptık.
Right, well, thanks for that, Hans, but I really wouldn't worry. It's a gentleman's agreement.
Pekala, teşekkürler Hans ama ben pek endişelenmiyorum.
Though Alderman Driscoll being a woman does provide a loophole if it was a gentleman's agreement.
Gerçi eğer bu bir centilmenlik anlaşmasıysa meclis üyesi Driscoll kadın olmanın avantaj sağladığını söyledi.
Gentleman's agreement.
Centilmence anlaşalım.
What do you want, a gentleman's agreement?
- Ne istiyorsun, centilmenlik anlaşması mı?
A gentleman's agreement.
Biz beylerin anlaşması.
A gentleman's agreement.
Beyefendice anlaşmak.
Thought we had a gentleman's agreement. No gunplay.
Erkek sözü verdiğimizi sanmıştım.
There was a gentleman's agreement that this was a lost weekend because Len Kachinsky allowed Brendan to be interrogated without counsel.
Hafta sonu yapılan bu sorgulamanın kullanılmaması için aralarında sözlü olarak anlaşmışlardı, çünkü Len Kachinsky, Brendan'ın yanında avukatı olmadan sorgulanmasına izin vermişti.
Now, if you were to renege on one gentleman's agreement, well, who is to believe that you would guarantee fulfillment of another?
Bir beyefendinin anlaşmasına sadık kalmadıysan başka birinin anlaşmasına sadık kalacağına kim inanır ki?
Gentleman's agreement.
Beyefendilerin Mutabakatı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]