Gor translate Turkish
7,867 parallel translation
- Well, go see Eddie. - Heh, okay.
- Hadi git Eddie'yi gör bakalım.
Call him that and see what happens.
- Öyle seslen ve ne olacağını gör.
You watch!
İzle de gör!
Watch.
İzle de gör.
See your mother.
Anneni gör.
Go to Florrick-Agos and see for yourself.
Florroick-Agos'a git ve kendin gör.
Yeah, I understand that, but pussy... pardon the disrespect... can't get in the way of what it is we do.
Evet, anlıyorum ama karı saygısızlığımı mazur gör, yaptığımıza engel oluşturabilir.
Shut your eyes and see the map inside your head.
Gözlerini kapat ve beyninin içindeki haritayı gör.
- Do it quickly, ok?
- Çabuk gör işini?
If something happens to me, you just wait and see.
Bana bir şey olursa, bekle de gör.
Go see her.
Gidip onu gör.
Since the article came out, it's been feeding time at the zoo back at the hotel.
- O yazı çıktığından beri otel tımarhaneye döndü. - Seni buraya getirtmemi mazur gör.
And yet, in that time, Rini has changed her entire life.
Ve gel gör ki, bu zaman zarfında Rini tüm hayatını değiştirdi.
Call me.
- Gör beni.
See what happens.
Ne olacağını gör.
Let us go and you'll find out.
Bırak gidelim ve gör.
The date didn't happen because she got upset that I was going on a date, but then she's going on a date, too.
Başkasıyla çıktığım için sinirlendiğinden buluşma gerçekleşmedi. Gel gör ki o da birileriyle çıkıyormuş.
Anyway, take that, Peter.
Herneyse, gör bakalım, Peter.
And if Peter thinks I am naive now, wait till he finds out that I am dating a gay guy.
Peter saf olduğumu düşünüyorsa bir de gay bir adamla çıktığımı öğrendiğinde gör.
You know, tell Daniella one true thing and see what happens.
Daniella'ya tek doğru bir şey söyle ve neler olacağını gör.
Wait and see, Saul.
Bekle ve gör Saul.
Watch me.
- İzle de gör.
Oh, you just wait and see.
sadece bekle ve gör.
Take an hour.
- Git onu gör, bir saat ara ver.
Then again, perfect doesn't exist.
Ama gel gör ki, mükemmel diye bir şey yoktur.
But now he's back, and there is a part of me that just... wants to go to him.
Ama şimdi geri geldi, kalbimin bir parçası gidip gör onu diyor.
Indeed. See for yourself.
Aynen, kendin gör.
You watch, Mom.
İzle ve gör anne. Bu şehirde çok yükseleceğim.
I got dressed up just for you.
Sırf bir parça güzel gör beni diye giyindim.
You try having visions like mine, and see if you're still interested in dabbling.
Benimki gibi görüler görmeye çalış da kafa olmakla hâlâ ilgileniyor musun gör.
See- this human lover lied to become accepted by us.
Gör- bu insan sevgilisi yalan söylediği tarafımızdan kabul olur.
Just give yourself a ride, see what happens.
Kendini sürüşe ver, bak gör neler oluyor.
See for yourself.
- Kendin gör.
Hey, wait till you see this.
Şunları bir gör önce.
You should see her when she's angry.
Sen onu bir de kızgınken gör.
Had the time of his life.
Hatta belki aşık oldu, gel gör ki...
Forgive me for my ardor.
Heyecanımı mazur gör.
Just you watch, we'll be a bigger success than Richard Branson.
İzle ve gör, Richard Branson'dan daha başarılı olacağız.
Just wait till they find out I'm still alive.
Onları bir de benim hayatta olduğumu öğrendiklerinde gör.
See what I see.
Benim gördüklerimi gör.
Oh, you know what, let's go.
Gidelim. Dene de gör bakalım.
Hey, don't mind the condoms.
Kondomları maruz gör.
GO SEE FOR YOURSELF.
Git kendin gör.
Eliza, wait till you see what's just up ahead!
Eliza, bekle ve olacakları gör!
Watch me. Liv.
- İzle de gör o zaman.
Turns out Wendigo holds controlling stock in a small but lucrative concern called Emerson-Concorde Imports that you recently identified to a lovely young friend of mine as a front for the Mombasa Cartel.
Ama gel gör ki Wendigo, Emerson-Concorde İthalat denilen ufak ve iyi kâr getiren bir şirketin stoklarını kontrol ediyormuş. Benim çok sevdiğim bir arkadaşımın adını, Mombasa kartel üyesi diye çıkardığın şirket.
See your target, understand what you're aiming for, don't just physically let fly.
Hedefini gör, neyi amaçladığını anla, ve yayı öyle bırak.
Stick around five minutes, and you'll find out who's bluffing.
Beş dakika daha buralarda takıl ve kim blöf yapıyormuş gör bakalım.
See more clearly what you could not see before.
Daha önce çok net göremediğini şimdi gör.
And yet, DNA evidence puts me at her apartment, a place I've never been.
Ve gel gör ki DNA kanıtı beni onun evinde gösteriyor ki hiç gitmedim.
And yet you have a nine-millimeter in one hand and a dog with anxiety issues in the other.
N'aber Trigger? Ama gel gör ki elinde 9 mm.lik bir silah ve korku sorunu yaşayan bir köpeğin var onun yerine.