English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / Handlebar

Handlebar translate Turkish

48 parallel translation
Ouch. I turned the handlebar the wrong way.
Gidonu yanlış tarafa döndürdüm.
You'd hardly say life at Rimspoke's is one mad rush, but now and again a buckled wheel or a bent handlebar needs attention.
Rimspoke'nin evindeki hayatın koşuşturmayla geçtiği söylenemez, ama bazen bükülmüş bir tekerlek ya da eğrilmiş bir gidon için de zaman harcamak gerekir.
The handlebar's no sweat.
Direksiyon bizi zorlamaz.
" SLIP DISC WASHER'C'OVER HANDLEBAR SPROCKET.
" Slip disc washer'c'over handlebar sprocket.
I wonder how she'd look with a handlebar mustache?
Acaba palabıyıklı olsa nasıl görünürdü?
Grab the handlebar.
Kapın şunu yahu.
You selling a handlebar?
Bir şey mi satıyorsun?
Guy with the handlebar moustache, that is Karl Denver.
Bu adam, Karl Denver.
He apparently caught his own reflection in the handlebar mirror, and became so aroused by it that he burst his Speedo shorts which then got caught in the gears and just threw him on his face, splatter.
Gösterge camında kendi yansımasını görmüş ve daha sonra buna uyandığında hız göstergesi patlamış daha sonra vitesi yakalamış ve suratına fırlamış.
This rope was woven from handlebar moustaches.
Bu halat bıyık kıllarından örülüyor.
Your father will promise They will return to him freely today, this evening He takes to the adjacent place where you live to use the handlebar
... ve baban yemin edecek ve gece geç saatte onu arabaya yeniden bindirip yaşadığınız yere yakın bir yerde serbest bırakacaklar.
No, but the last one was, like, 300 pounds, had a handlebar mustache.
Hayır, ama en son gelen 160 kg falandı, ve kaytan bıyıkları vardı.
And I have to bartend at The Handlebar, and frankly, it's beneath me.
Ve benim hiç böyle bir şansım olmadı.
Uh, you all work at The Handlebar too?
Handlebar'da da mı çalışıyorsunuz?
Top of the line, 3-speed, aluminum frame, handlebar ribbons, and a bell, and you'll notice it's royal blue to match your pretty little eyes.
En iyisinden, üç vitesli, alüminyum çerçeve, gidon kurdelesi ve bir zil. Ve senin güzel gözlerin gibi mavi.
I love his handlebar moustache. - You do it.
Onun bıyığını seviyorum.
Victor, with the sexy handlebar moustache.
Seksi bıyıklı Víctor?
Gave him the handlebar look.
Palabıyık görünümü verirdi.
- A shoulder is nothing but a handlebar. - Ok.
- Omuz gidondan başka bir şey değildir.
Hold on tight to the handlebar.
Gidonu sıkıca tut.
The one with the weird handlebar mustache.
Birisinde tuhaf bir palabıyık vardı.
Handlebar mustache?
- Palabıyık.
The creepy assassins with the handlebar mustache and the plot and the counterclockwise water, please.
Korkutucu suikastçılardan. Pala bıyıklıdan, plandan ve saatin tersi yönde akan sudan, lütfen.
That's a good looking handlebar.
Çok şık bir pala bıyıkmış.
Fu Manchu, a handlebar, pencil?
Fu Manchu. Palabıyık. Kalem bıyık.
Handlebar mustache. Holding God's hand, who's wearing a blouse.
Gidon bıyığıyla Tanrı'nın elini tutuyor, bluz giyen bir Tanrı'nın.
To go right you apply pressure to the right handlebar.
Sağa gitmek için sağ elciğe basınç uygularız.
The idea that we lean to steer comes from the fact that, when you lean right, you unconsciously pressure the right handlebar.
Vücudu sağa çevirince yön değiştirmemizin sebebi, sağa yattığımızda bilinçsizce sağ elciği itmemizdir.
This method will reduce problems from unwanted handlebar and body inputs.
Bu yöntem el ve vücut hareketlerinden kaynaklanan problemleri azaltır.
Didn't you just kind of assume he'd have a handlebar moustache?
Siz de bir tür gidon bıyığı olmasını beklemiyor muydunuz?
Mm, I'm thinking about adopting some quirky affectation, like a pipe or a monocle or a handlebar mustache.
Enteresan bir numara edinmeyi düşünüyorum mesela pipo, tek camlı gözlük ya da palabıyık.
I shaved my pubic hair to look like a 19th-century handlebar mustache.
Benim kasık traşıma bak 19. yüzyıl gidon bıyığı gibi.
Handlebar clipped her stomach.
Direksiyon midesini kesmiş.
People were growing out their mutton chops and waxing their handlebar mustaches?
Uzun favoriler bırakıp... bıyıklarının ucunu kıvırırlardı?
- Really? These are astonishing, Handlebar Pete.
Bunlar nefes kesici, palabıyık Pete.
Right, Handlebar Pete?
Değil mi, palabıyık Pete?
Only if you tell me... how you think I'd look with a mohawk and a handlebar mustache?
Mohawk saç ve palabıyık ile nasıl görüneceğimi söylersen sana yardım edebilirim.
What? The handlebar mustache?
- Palabıyıklı olanı mı?
Dude, you wouldn't be the tyre, you wouldn't be the handlebar.
Dostum, sen tekerlek olmazdın, direksiyon da olmazdın.
He had a huge handlebar mustache.
Kocaman bir bıyığı vardı.
Handlebar mustache?
Palabıyıklı mı?
- and streamers dangling from the handlebar. - Those streamers, Okay!
Tamam, gidip alalım hadi!
The handlebar thing was fake.
Gidon sahteymiş.
Thank God for handlebar mustaches... is something I never thought I'd say.
Pala bıyıklar için şükürler olsun tanrım diyeceğim hiç aklıma gelmezdi.
If you got a handlebar mustache all I wanna hear you talk about is Slinkys and kazoos, and that's it.
Trabzan gibi bir bıyığın varsa konuşmak istediğin tek şey Slinkys ve kazoo'dur, ve işte bu.
Four-speed gear box, classic long saddle... original handlebar headlamp unit!
Dört vitesli şanzıman, klasik uzun koltuk, orijinal gidon, ön far ünitesi!
He has taken a handlebar to More than ten minutes and a far place of journey
Onu uzağa götürdüler.
Two guys with handlebar mustaches! A man painted silver who makes robot noises! Garmanarnar!
Bir dilim tost palabıyıklı iki adam robot sesleri çıkaran gümüşe boyanmış bir adam Garmanarnar üç onlara sonra dönerim, erkeklerin içinden görebildiği bir delik ve 25. kez peşpeşe yıldan sonra yeniden karşınızda Bobby Moynihan!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]