English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He'll be fine

He'll be fine translate Turkish

1,252 parallel translation
HE MAY SQUAWK A LITTLE BIT, BUT HE'LL BE FINE.
Biraz söylenebilir, ama birşey olmaz.
He'll be fine.
O iyi olacaktır.
He'll be fine. Doc have any idea what they exposed him to?
Doktorun, onu neyin etkilediğine dair bir fikri var mı?
- He'll be fine.
- İyi olacak.
He'll be fine.
Her şey yolunda gidecek.
He'll be fine.
Bir şey olmayacak.
I doubt I'll ever convince him to set foot on another desert, but he'll be fine.
Başka bir çöle daha ayak basacağından şüpheliyim, ama... iyi olacak.
I understand how uncomfortable... his behaviour must be for you, but trust me, it would be unnatural for the captain not to be affected by grief... under these circumstances. It's human nature. He'll be fine.
Nasıl anlatayım, umm, onun davranışları size göre rahatsız edici, ancak güvenin bana bu koşullar altında etkilenmesi kaptan için normal bu, uh... insanın tabiatı o iyi olacak.
Are you gonna be all right- - Marie. he'll be fine.
- İdare edebilecek misin Raymond?
He'll be fine.
İyi olacak.
He'll be fine.
Alınmaz.
- He'll be fine.
Düzelir.
HE'LL BE FINE.
O iyi olacak.
He'll be fine!
Güven de olur!
He'll be fine.
Bir şey olmaz.
He'll be fine.
Üstesinden gelecektir.
He'll be fine.
Merak etme O iyi olacak.
He'll be fine.
İyileşecek.
Don't worry, He'll be fine, I used to be a paramedic,
Merak etme, iyileşecek. Ben sağlık ekibindeydim.
- l'm telling ya, he'll be fine,
- Söylüyorum sana, iyileşecek.
He may have had the wind knocked out of him temporarily, but with a little first aid, I think he'll be just fine,
Geçici olarak nefessiz kalmış olsa da küçük bir ilkyardımla iyileşecektir.
He'll be fine, He may complain about a sore throat, but he's in a lot better shape than this chandelier,
İyileşecek, biraz boğaz ağrısı çekebilir. Ama şu avizeden iyi durumda olduğu kesin.
He'll be fine.
O iyi olacak.
He'll be fine.
Bir şeyi kalmaz.
Don't worry, he'll be fine.
Merak etmeyin, o iyi olacak, tamam mı?
When we get back from Sweden, he'll be fine.
İsveç'ten döndüğümüzde iyi olacak.
- He's tough. He'll be fine.
- Belalı. iyi olacak.
He'll be fine. You pumped so much atomic waste into him that the area where the chimp bit him healed immediately.
Siz o kadar çok atomik atık vermişsiniz ki... şempazenin ısırdığı yer hemen iyileşti.
He says he'll be fine.
- Çok rahat edecekmişim, öyle diyor!
He'll be fine.
O zaman sorun yok.
- No. He'll be fine.
- Hayır, düzelir.
Don't worry, he'll be fine just as long as we don't mess anything up.
Merak etmeyin, o sadece bir şey pisliği yok sürece kadar iyi olacak.
He'll be fine.
Ona bir şey olmaz.
My mother said he'll be fine.
Annem yakında iyileşeceğini söyledi.
He'll be fine.
Jackson kızmaz.
All he needs is a little more time - black top - to learn the ropes and he'll be fine.
Zamana ihtiyacı var.
He has your incantation, Nina, so he'll be fine.
Senin iyi şans büyün var, o yüzden iyi olacak, Nina.
'He'll be able to pay off the Blockbusters fine,'plus I'll be able to order him around.
Harika. Devasa borcunu ödeyebilecek. Ayrıca ona emir verebileceğim.
I'm sure he'll be fine.
Eminim düzelecektir.
He'll be fine.
Düzelecektir.
He'll be fine.
- Düzelir.
Okay, I think he'll be fine.
Sanırım bir şey olmamıştır.
He'll be fine.
Iyi olacaktır.
- You let me in, he'll be fine. - Fine.
Beni içeri al, sorun çıkmasın.
Tell my Baptistin that I so love that he'll be fine if he listens to his dear mother.
Çok sevdiğim Baptistin'e annesini dinlerse her şeyin yolunda gideceğini söyle.
He'll be fine.
Kendini toplar.
- He'll be fine.
- İyileşecek.
He'll be fine.
Düzelir.
He'll be fine.
Bunu atlatacak.
But don't worry, he'll be fine.
Ona bir şey olmaz, korkma. Gel yanıma.
I'm sure he'll be fine.
Umarım iyidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]