English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He's dead to me

He's dead to me translate Turkish

169 parallel translation
He's using you to be near me... to smile at me behind your back... to try to rouse something in my heart that's dead.
Benim yanımda olmak için seni kullanıyor... arkandan bana gülümsüyor... kalbimde ölmüş olan şeyi canlandırmaya çalışıyor.
That's young Longstreet's dog, Red. Looks like he's dead to me.
Longstreet'lerin köpeği Red, bana ölmüş gibi geldi.
And with his dying breath, he told me that this was the very asp that Cleopatra clutched so closely to her bosom. One stroke, two, and she was dead.
Son nefesinde, bana dedi ki bu, Cleopatra'yı ısıran yılandır.
These things are so important to me now that he's dead.
Artık öldüğü için böyle şeyler benim için çok önemli.
- Look, he has a bitter quarrel with me, but I'm not about to get myself dead for somebody else's woman.
Bak, bana kızgın olmasının bir sebebi var. Karısı veya başka bir şeyi için ona kendimi öldürtmeyeceğim.
Looks to me like he's dead, boss.
Görünüşe göre ölmüş patron.
It's funny, when he gave it to me, he said : "You will drink it when I am dead."
Çok garip. Bunu verirken bana dedi ki... " Bunu, ben öldüğüm zaman içeceksin.
Yes, he's dead, and it doesn't look a natural death to me.
Evet, ölmüş ve hiç de normal bir ölüm gibi gözükmüyor.
If 007 says he saw Derval last night at Shrublands and he was dead, that's enough for me to initiate inquiries.
Eğer 007 dün gece Shrublands'da Derval'i gördüğünü ve ölmüş olduğunu söylüyorsa, benim için araştırmayı başlatmak için yeterlidir.
He's fled me across all the years, all the empty years to a dead future, on a murdered planet he destroyed.
Katlettiği bir gezegene.
First time I tried to take him, he plumb outdrew me... and left me for dead with a gut shot.
Onu ilk defa öldürmeye çalışırken silahını önce çekti ve karnımdan vurulmuş halde beni ölüme terk etti.
And when he finally decides to roll back home... bombed out of his empty, dead head... and drop kicks your face over the county line again, don't call me.
Eve dönmeye karar verdiğinde..... ve aradığını bulamadığında..... bunun acısını senden çıkartmaya kalkarsa..... sakın beni arama.
He's no good to me dead.
Ölürse bir işime yaramaz.
Living Dead is a fool, he didn't stop you, but instead discussed swordsmanship, and let you come in to bother me.
Yaşayan ölü salağın teki! Seni durdurmak yerine, kılıç felsefesi konuştu... sonra seni buraya canımı sıkman için yolladı!
On Friday night, he's taking me out and promised to have a real dead body in it...
Cuma akşamı beni cenaze arabası ile çıkartacak. Hem de içinde gerçek bir ölü varken!
He's come back from the dead, just to get me!
sırf beni haklayabilmek için!
I don't know why he kept this hidden back here except maybe... because it had a picture of his wife naked, which leads me to believe that... the relationship wasn't as dead as they were pretending.
Bunu bu gizli yerde neden sakladığını bilmiyorum, belki... belki karısının çıplak resimleri vardı, bu da beni... ilişkilerinin öldüğüne inanmamı sağlamıyor.
But I don't want to think about Frank...'cause I remember he's dead and it makes me sad.
Şu an Frank'i düşünmek istemiyorum çünkü öldüğünü hatırlıyorum ve bu da beni çok üzüyor.
It sure looks to me like he's been dead longer than that.
Bana daha önce ölmüş gibi geldi.
I gave him your book to stash for me. Now he's dead.
Benim için saklaması için kitabınızı ona vermiştim.
I don't want him to think that I've abandoned him, that he's dead to me.
Onu terk ettiğimi düşünmesini istemiyorum, yoksa beni siler.
Listen to me Daniel, he's dead meat!
Dinle beni Daniel. O artık bir ölü.
One night, he came to me in tears. Father's dead.
Bir gece ağlayarak yanıma geldi.
Listen to me, talking about himlike he's alaready dead, he...
Beni dinleyin, onun hakkında böyle sanki şimdiden ölmüş gibi konuşmak,
He's going to kill me! You're dead meat!
Durdurun şunu yoksa beni öldürecek!
Maybe this whole thing's just been blown way out of proportion and he's already gone back to wanting me dead.
Belki de olayı çok büyütmüşümdür ve eskisi gibi beni öldürme planları yapmaya devam ediyordur.
Why should he wait until he's dead to give me the money?
Neden bana parayı vermek için ölmeyi beklesin ki?
It's a bullshit rumor. He's dead. I hope you're not lying to me, Fran.
- Sana söyliyim, saçma bir rivayet, öldü o
So, he tells me to show him what I have in the back... So I open up the back of the freezer and see a dead man.
Dondurucunun kapısını açtığımda bir de ne göreyim?
Hohne, he's dead because of this.... because he tried to help me.
Hohne, öldü çünkü bana yardım etmeye çalışıyordu.
Tell him yourself, he's dead to me.
Kendin söyle, o benim için öldü artık.
And the way he gave it to me, believe me, he's the last guy I'd want dead.
Beni o kadar iyi becerirdi ki inan bana, ölmesini istediğim son erkekti.
I'll find Fry's coffin, get his corpse... And keep it under my mattress to remind me he's dead.
Fry'ın tabutunu bulacağım, cesedini alıp bana öldüğünü hatırlatsın diye yatağımın altında saklayacağım.
I loved my husband, but he's been dead to me for two years.
Eşimi seviyordum ama benim için iki yıldır ölüydü.
So what if I shut the door on Keith like he's dead to me?
Keith'e kapıları kapasam ve benim için ölse ne olur?
You are the one who told me to forget him, that... that he's dead.
Bana onu unutmamı, onun ölü olduğunu söyleyen sendin.
He's fucking dead to me.
Benim için o bir ölü artık.
- he's fucking dead to me.
- O benim için öldü.
He's not worth shit to me dead! Go on!
Bence bok kadar değeri yok ya.
And now he's dead and you're here to... eliminate me.
Şimdi o öldü ve sen de beni öldürmek için buradasın.
He was trouble to me alive and he's trouble to me dead.
Hayattayken de başıma bela oluyordu, öldüğünde de olmaya devam ediyor.
It's really a matter of indifference to me whether he's alive or dead.
Yaşayıp yaşamaması benim için fark etmeyen biriydi.
He's dead to me.
Benim için bir ölü.
Next time you wake me, he better be so close to dead there's a tag on his toe.
Bir daha beni uyandırdığında ayak başparmağında etiket olacak kadar ölüme yakın olsun.
- He's dead to me, the son of a bitch.
- Benim için öldü orospu çocuğu.
Somebody better tell him to stop, or god help me, he's dead!
Biri ona durmasini soylesin, yoksa Tanri sahidimdir, olmus olacak!
Bum-ass motherfucker was gonna testify against me, and I swear to God I feel bad he's dead.
Lanet olası pislik, aleyhimde şahitlik yapacaktı, bense yemin ederim ölmesine üzülüyorum.
I'll talk to him when he's dead like me, and that's what I'll make him before he ever gets a chance to see that dedication to his good name.
O da benim gibi ölünce onunla konuşacağım, ve onun iyi ismine yapılan ithafı görme şansı bulamadan ona yapacağım şey bu.
It's not only that he's a complete stranger to the truth, He's got this dead streak in him. It chills me to the bone.
Hayatın gerçeklerinden bihaber olmasını geçtim asıl canımı sıkan bu kötü huyları.
To me, all they mean is that he's dead.
Bana öldüğünü hatırlatmaktan başka bir işe yaramıyor.
I want you to tell Riaz that if he doesn't talk to me, he's a dead man.
Riaz'a benimle konuşmazsa öleceğini söylemeni istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]