He would have been translate Turkish

If he had made it through his teens, he would have been amazing.

Eğer yaşasaydı, muhteşem biri olurdu.

Had the boy lived and died a thousand years earlier he would have been buried like pharaohs long before him... in a mounment of colossal proportions - a man-made mountain of stone called "the pyramids."

Oğlu binlerce yıl önce yaşamış ve ölmüştü. Ondan uzun zaman önce firavunlar gibi yakıldı... insan yapımı'piramit'denen - kaya tepelerinde.

So he would have been down there for hundreds of years.

O halde orada yüzlerce yıIdır yaşıyor olabilir.

He would have been assimilated.

Asimile edilmiş olurdu.

If Buddy was gay, he would have been all over me.

Buddy gey olsaydı, çoktan üstüme atlardı.

Well, if he picked'em up, then he would have been a vampire.

Eğer onları toplasaydı, o zaman bir vampir olabilirdi. Evet ama bir şey söyleyeyim mi?

He would have been ruined.

- İşleri mahvolurdu.

But did he come to "Just Jack." where he would have been comped and given a drink coupon?

Bedava içki kuponu dağıttığımız "Sadece Jack" şovumu çok yoğun olmasına rağmen geldi mi?

You think he would have been right?

Ve yine haklı mı çıkardı?

He would have been out of the picture long ago if it wasn't for her.

Eğer o olmasaydı, Pompey çoktan resmin dışına çıkmış olurdu.

He would have been so proud... even if it wasn't really me.

Oradaki gerçekte ben olmasam bile, yine de benimle gurur duyardı...

He would have been proud of ya.

Seninle gurur duyardı.

My father. He would have been proud.

Babam gurur duyardı.

Had I told him the truth he would have been hurt.

Ona gerçeği nasıl söylerdim O çok incinirdi. - Onun incinmesine izin mi vermelisin!

He would have been better off.

Daha iyi olurdu.

He would have been unable to control his actions.

Hareketlerini kontrol edemeyecekti.

He would have been hung regardless.

Ne olursa olsun bunu hak etti.

Assuming Erin was running for her life the shooter follows her in the back room shoots her twice- - he would have been shooting toward the parking lot.

Diyelim ki Erin canını kurtarmak için kaçıyordu. Tetikçi arka odadan onun peşinden geldiyse ve ona iki kere ateş ettiyse, otoparktan ateş ediyor olmalıydı.

He would have been mobile. Right.

Hareket edebilirdi.

If I'd listened, he would have been driving me to the airport instead of driving to his death.

Onu dinleseydim, ölümüne gideceğine, beni hava alanına götürüyor olacaktı.

He would appear to have been something of a...

Bir takım tuhaf halleri görünen... Bir adam, öyle değil mi?

No one has that kind of right! What would you have done, if he'd been killed?

Hiç kimsenin buna hakkı yok Eğer oğlun ölseydi ne yapacaktın?

Had he been born in the Republic, we would have identified him early.

Cumhuriyette doğmuş olsaydı onu çok önceden keşfederdik.

If Ed had been a stud, if he had given a terrific performance that night, the American people would have loved him, but he failed us.

Eğer Ed, o gece bir aygır olabilseydi, iyi performans gösterebilseydi, Amerikan halkı onu çok sevecekti, ama yüzümüzü kara çıkardı.

And if there has been danger, he would have warned me.

- Bir tehlikesi olsaydı söylerdi.

He got the same sentence I got, and all he had to do... was lie and say I killed those people and... they would have let him out and his nightmare would have been over.

- Benimle aynı cezayı aldı. Tek yapması gereken yalan söyleyip, o insanları benim öldürdüğüme dair ifade vermekti. Onu bırakırlardı.

He hadn't have, he would've been back by now.

Bulmasaydı, şimdiye kadar dönmüş olurdu.

Considering his family situation and that he holds a part-time job I would have been inclined to leniency

Ailevi durumunu ve part-time işini göz önünde bulundurarak müsamaha gösterebilirdim.

If he testifies that he knows the marriage would have been a disaster.

Evliliklerinin büyük bir felaket olacağını söyleyecek.

Without my Qualta blade, you would not have been able to give NamTar what he wanted.

Qualta kılıcım olmasaydı, NamTar'ın istediğini veremezdin.

Ian Eastman would have been next if he hadn't...

Ian Eastman da sıradaki olurdu eğer...

I have been tempted to at least... deep-tongue him a couple of times... but I knew that would upset you so I haven't, even though... he wants me to stick my dick up his ass.

Bir kaç sefer beni... ağzına alarak beni uyardı... ama bunun seni üzeceğini bildiğim için henüz yapmadım, yine de... sikimi kıçına almak istiyor.

All morning, he's been creating new recipes, using combinations of ingredients that I, I never would have imagined.

Bütün bir sabah, yeni tarifler yarattı, asla hayal bile edemeyeceğim kombinasyonlar denedi.

- And that's what Forman would have been if he had told you.

Eğer sana söyleseydi, bunun nedeni Forman olurdu.

So why did I take this job? I took this case because Terry Childers told me... I would have done the same thing he did if I'd been in his shoes.

Binbaşı Bigs burada avukat olarak bulunuyor.

And I'm sure he's not representative of all you Spanish people. But I would appreciate it if you'd have a word with him, let him know he's been rumbled.

Eminim İspanyolları da temsil etmiyordur ama onun bir çift laf ederseniz sevinirim.

If he had known that Toàn was a crush, it would have been different.

Toán isminde bir aşığı olduğunu bilseydi, farklı olurdu.

When I saw Charlie last night, all 10'6 " of him, all I could think was that if it hadn't been for me, that Sarastone wouldn't have spilled on him, and he never would have turned into a monster.

Charlie'yi dün gece gördüğümde, tek düşündüğüm şey eğer orada olmasaydım, Saraston onun üzerine dökülmezdi, ve o bir canavara hiç dönüşmemiş olurdu.

Things would have been easier if he'd come.

O olsaydı işimiz çok daha kolay olurdu.

- ln retrospect, it would have been better... had he been a kleptomaniac or another kind of maniac...

- Aslına bakarsan, kundakçıdan ziyade hırsız veya başka bir şey olsaydı...

And then today at school he said if I would have stopped more goals then you wouldn't have been.

Ve bugün okulda eğer daha fazla gol yakalayabilseydim senin kovulmayacağını söyledi.

I was the one who wanted the relationship, and sometimes I think it would have never happened at all if... if he hadn't been going through a difficult time and needed someone.

İlişkiyi isteyen bendim. Bazen eğer zor bir dönemden geçiyor olmasaydı ve birine ihtiyacı olmasaydı hiç gerçekleşmezdi diye düşünüyorum.

If he was gonna die, that would have been the day.

İlla ölecekse gün o gün olmalıydı.

If the boy had been fit, he would have survived.

Eğer o çocuk uygun olsaydı, hayatta kalabilirdi.

And if he'd stayed, he would have been killed.

Kalsaydı o da öldürülecekti.

uh... some company wanted to work on and wanted to fix was locked up. and he couldn't get the company that owned on the code to let him fix it even though it would have been to their advantage to do so.

Hmmm... bir şirket bu yazılım üzerinde çalışmak istedi ve kendileri kodu düzenleyip kapattı ve Richard kodun sahibi şirketi bulamadı ve tabi kendisi de müdahale edemedi.

And even if he'd tried to fool us and stabbed his right arm the entry scar would have been upward, not down.

Bizi kandırmak için sağ kolunu yaralamış olsa bile giriş yarası yukarı doğru olurdu, aşağı doğru değil.

How could Brooks have been so sure that I would do what he wanted?

Brooks istediğini yapacağımdan nasıl bu kadar emin olabildi?

I think this is how he would have liked to have been remembered.

Bence o da böyle hatırlanmak isterdi.

And if he hadn't, we would have been destroyed today?

Ve o olmasyadı bugün biz yok mu olacaktık.?

I mean... all I meant was that I'm sure that he did everything that you would have done if you had been with Aeryn... all this time.

Demek istediğim... tüm demeye çalıştığım, eminim ki senin Aeryn'le olsan yapacağın her şeyi yapmıştır.