He works for me translate Turkish
176 parallel translation
He works for me.
- Hayır. Yanımda çalışıyor.
Yes, he works for me.
Evet, benimle çalışıyor.
No, he works for me.
- Hayır. Benim için çalışıyor.
He works for me. How do you do?
Benim için çalışır.
He works for me and I push him.
Onu ben itmeliyim. - Bu beni rahatsız etmez ki.
Now he works for me, handles my business... takes care of all my endorsements and all my money.
Şimdi benim için çalışıyor, işlerimi idare ediyor... faturalarla ve para işlerimle ilgileniyor.
He works for me.
O benim elemanım!
He works for me!
Benim için çalışıyor!
Lieutenant, this is Free Hobson, he works for me.
Teğmen, bu free Hobson. Benim için çalışır.
He works for me
Benim için çalışıyor.
He works for me.
Benim için çalışıyor.
He works for me and gets a wage.
Benim için çalışıyor ve ücretini alıyor.
- He works for me down at the motel.
- Motelimde çalışıyor.
He works for me, right?
Adam bana çalışıyor?
- He works for me.
- Yardımcım.
He works for me now.
o benim için çalışıyor.
Along with other affairs he works for me in a courier capacity.
Diğer iş alanlarının yanında benim için kuryelik de yapıyordu.
- Yes, he works for me.
- Evet, benim için çalışır.
He works for me now.
Artık bana çalışıyor.
He works for me in the wood shop.
Atölyede benimle çalışıyor.
He- - he works for me.
Bu, Gianni. Yanımda çalışıyor.
- He works for me, ok?
- O burada çalışıyor, tamam mı? !
He works for me.
O bana çalışıyor.
He works for me.
O benim için çalışıyor.
He works for me.
- Yanımda çalışıyor.
His name's Button, and he works for me.
Adı Buton, yanımda çalışıyor.
- He works for me.
- O benim için çalışıyor.
Actually he works for me.
Aslında o benim için çalışıyor.
He's got school, he works for me, it can't be forty.
Okulu var. Benim yanımda çalışıyor. 40 saat olamaz.
This is Brookes, he works for me.
Bu Brookes, benim için çalışıyor.
- He works for me.
Benim için çalïşïyor.
He works for me now.
Şimdi bana çalışıyor.
He works exclusively for me.
Yalnızca bana çalışıyor.
He works for me. He ran away a few weeks ago.
Birkaç hafta önce kaçtı.
Because Al works very hard for his money, and he deserves me to work equally as hard to get him to spend it on me.
Çünkü, Al parası için çok çalışıyor kazandığı parayı bana harcaması için benim de aynı şekilde çok çalışmam gerekiyor.
He works it all out for me.
Benim için her şeyi o halleder.
He works for LaRiviere with me.
Beraber LaRiviere için çalışıyoruz.
I thought I could get the letters and then some maniac called Spenser... who says he works for you, fired a pistol at me!
Mektupları alabileceğimi düşündüm, ama bir anda sana çalıştığını söyleyen Spenser adında bir manyak bana ateş etti!
Nineteen Hundred cut this recording personally which for me is one of his very best works, but to do it he didn't jump ship.
Bin Dokuz Yüz bence en iyi çalışmalarından... birisi olan bu kaydı bizzat yaptı, ama bunun için gemiden inmedi. Bir saniye için bile!
He works exclusively for me.
O yalnızca benim için çalışır.
Conditioning didn't work for Sammy, so he became helpless. But it works for me.
Koşullandırma Sammy üzerinde işe yaramadı... ama benim için, işe yarıyor.
"He works for" "Pere Duchene" ". " Don't speak to me like that! He's with the press.
Kafenizden görüntüler aldık,... içip içip para saçan insanlar, şimdi de yetti artık diyorsun!
CHIP WORKS IN THE MAILROOM AT MY OFFICE, AND HE HAS ALL THE TIME IN THE WORLD FOR ME.
Chip bizim ofiste posta dağıtımında çalışıyor ve her daim elimin altında.
He works for Blanton Maddox whose goal lately is to catch me with another woman so his sleazy tabloid can say that I've broken up with- -
Blanton Maddox için çalışıyor tüm arzusu beni başka bir kadınla yakalayıp alçak gazetesi benim şeyle ayrıldığımı- -
Gil works for me as an accountant, which means sometimes he has to kill people.
Gil benim müşteri işlerime bakıyordu. Bu yüzden bazen birilerini öldürmesi gerekiyordu.
He works for pirates, to help me.
Benim hatrıma bazı korsanlar için çalışıyor.
I got a guy that works for me, can help you out... and he's not Danny's best friend.
Benim için çalışan biri var, sana yardım edebilir ve o Danny'nin en iyi arkadaşı değil.
Mike was hooking me up for an expos? . He works for District Councilman.
Mike bir suç şebekesini ortaya çıkaracak haber hazırlamam için ayarlama yapıyordu.
Shane works for you, but he comes home to me
Shane seninle çalışıyor ama benimle yaşıyor.
My friend works at a carpet warehouse and they just went out of business. He left this for me.
Arkadaşım bir halı deposunda çalışıyor ve onlar iş için dışarı çıkardılar.Arkadaşım bunu bana bıraktı.
My cousin works for Christie's in Tokyo, and he sends me DVDs.
Kuzenim Tokyo'da Christie's mağazasında çalışıyor. Bana DVD yolluyor oradan.
he works 27
he works here 45
he works for you 19
he works there 17
works for me 181
for me 3075
for men 33
for me too 49
he won't be long 18
he won't wake up 17
he works here 45
he works for you 19
he works there 17
works for me 181
for me 3075
for men 33
for me too 49
he won't be long 18
he won't wake up 17
he won't talk to me 33
he won't come back 18
he won't be there 16
he won't get far 29
he won't bite 22
he won't stop 34
he wouldn't do that 83
he won't go 16
he won't listen to me 40
he wouldn't dare 22
he won't come back 18
he won't be there 16
he won't get far 29
he won't bite 22
he won't stop 34
he wouldn't do that 83
he won't go 16
he won't listen to me 40
he wouldn't dare 22