English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / His partner

His partner translate Turkish

1,874 parallel translation
oh, this is his partner ghee buttersnaps.
Şey, bu arkadaş da, ortağı Ghee Buttersnaps.
And his partner... Ghee buttersnaps,
Tabii, ortağı Ghee Buttersnaps'e de.
Damon and his partner have been busy boys. Yeah.
Damon ve ortağı meşgul adamlar.
We're having Damon and his partner try to kill me?
Damon ve ortağı beni öldürmeye çalışacaklar.
I ain't gonna let you call me stupid no more! Justino must've been trying to screw his partner over!
Justino ortağını dolandırmaya çalışmış olmalı.
He wanted his partner, now over the worst of his altitude sickness, to apply his technical skills to the final assault.
Yapacakları son saldırıda yükseklik hastalığına yakalanmamak için teknik becerisini kullanacak yol arkadaşını yanında istiyordu.
Do we scatter or stay? No, we scatter, we give the mayor and his partner Time to cover their tracks to get away with murder, literally.
Olmaz, dağılırsak, valiye ve ortağına izlerini silmek için yeterli vakit kalır ve cinayet yanlarına kalır.
Chuck bailed on a Nerd Herd and left his partner behind.
Chuck, Nerd Herd işinden ayrılıp, ortağını da oracıkta bırakmış.
On this night Officer Ben Sherman would learn that a cop is only as strong as his partner.
Bu gece Memur Ben Sherman, bir polisin ortağı kadar güçlü olduğunu öğrenecekti.
Can you tell him that his partner called?
Ortağı aradı der misiniz?
Make him think his partner's betraying him?
Ortağı kendisine ihanet ediyormuş gibi düşünsün.
Clyde said there was one person who had seen his partner face-to-face,
Clyde, ortağıyla yüz yüze görüşen tek bir kişi olduğunu söylemişti.
Because the agent who died in the raid was his partner.
Çünkü ölen ajan onun ortağıydı.
- You're his partner in crime?
Demek suç ortağı sensin ha?
With Chance and his partner out of the country, I finally got the opportunity I've been waiting for.
Chance ve ortağı ülke dışındayken beklediğim fırsat nihayet elime geçti.
You were just saying I was his competition. Now you're saying I'm his partner?
Önce rakibi olduğumu söylediniz, şimdi de ortağı olduğumu mu söylüyorsunuz?
Samo and his partner.
Samo ve onun ortağı.
I'm his partner.
Ben ortağıyım.
- Maybe his partner cared?
- Belki partneri umursuyordu.
He was looking out for his partner and the agency.
Ortağını arıyordu.
Paley and his partner, Vandemann, are a couple of budding investigative journalists.
Paley ve ortağı Vandemann bir çift yeni yetme haberci. Daha çok haksızlıkları ortaya çıkarmaya çalışan tipler.
- And there's his partner in crime.
- iste suç ortagi da geldi.
Because he and his partner are wild cards.
Çünkü o polislerin avantajları vardı.
Mark joins his partner, Agent Demetri Noh, on a stakeout investigating suspected terrorists. We only get to the subject of the first dance, right? Zoey picks one of the cornest songs of all time...
"Flashforward" milyonlarca kişi tarafından izlenen dünya çapında 100'den fazla ülkeye pazarlanmış bir TV dizisidir.
So he'd give up his partner.
Bu sayede ortağını ele verecekti.
- I'm trying to figure out what was so damn important in that safe deposit box that Finch and his partner would risk their lives that way.
- Şu kasada Finch ve ortağının, hayatlarını riske etmelerine değecek kadar önemli ne olabilir diye düşünüyorum.
So a guy tortures and kills his partner after breaking into a bank to steal something from his boss that wasn't actually there.
Yani bir adam, patronundan, yerinde olmayan bir şeyi çalmak için bankaya girdikten sonra ortağını öldürüyor.
Now, about the cops sniffing around outside - If this little murder case leads to a federal narcotics investigation... my new business partner gets strangled to death with his designer tie!
Şimdi, dışarıdaki polislere gelince... eğer bu cinayet davası narkotik soruşturmaya dönüşürse yeni iş ortağım, modacı kravatı ile boğularak öldürülür.
You and your partner are gonna follow Tim to his boat.
Ortağınla, Tim'i tekneye kadar takip edin.
OK, I found his ex-partner.
Peki, eski ortağını buldum, Cesar Brancato.
She was his sweet, domestic, beloved partner who represented all that was appealing about home, family, the flatlands of Cambridge, at sea level.
Deniz kenarında Cambrigde'nin düzlüklerinde yer alan bir yuvanın sıcaklığını sembolize eden tatlılık, evcillik ve adanmışlık Ruth'a toplanmıştı.
Before climbing Everest, Mallory had to choose his climbing partner.
Everest'e çıkmadan önce Mallory'nin bir yol arkadaşı seçmesi gerekiyordu.
Conrad Anker has also chosen a young Englishman as his climbing partner - Leo Houlding.
Conrad Anker ise genç İngiliz Leo Houlding'i seçti.
His role as Mallory's climbing partner was now in doubt.
Mallory'nin yol arkadaşı olma vazifesi tehlikedeydi.
Helping The Crimson Bolt is his new partner, a young woman known only as Boltie.
Crimson Bolt'un yardımcılığını yapan genç bayanın ismi Boltie olarak biliyoruz.
We found one of his booker and partner.
Adamlarından birine rastladık.
I lost two men, my partner and now his replacement Steve.
Ben iki adam kaybetttim, ortağım ve yerine gönderilen Steve.
His business partner.
İş ortağı.
Stu and his business partner brian sampson
Hayır, bu.
And his new partner....
Ve yeni ortağı...
He's not my partner. I rent his boat.
Biz ortak değiliz, ben teknesini kiraladım
Then page his partner.
O zaman ortağına haber verin.
His business partner's name is Sophia Meade.
Ortağının adı Sophia Meade.
Oh, please, you can't tell me that you weren't jealous that Vaughn had his hippie hands all over your debate / make-out partner.
Ah, lütfen, bana Vaughn'un hippi ellerini ve arkadaşınla görüşmesini kıskanmadığını söyleme.
Yeah. Because I was on the phone with my partner, Talking about how horrible his boss was - - his.
Telefonda partnerimle patronunun ne kadar korkunç bir adam olduğunu konuşuyorduk.
Normally, I'd be working with my partner but I wanna keep him safe, secure, and as far from Sacks and his murderous mob as I can.
Normalde muhabir arkadaşımla birlikte çalışıyor olurdum ama onun güvende, emniyette olmasını ve Sacks ve onun ölümcül çetesinden çok uzakta olmasını istiyorum.
His partner could be the literary genius.
Schroeder'in tanığını kontrol et ve evini altüst et.
Go out and tell my partner to get his ass in here.
Dışarı çık ve ortağıma buraya gelmesini söyle.
We've run a search for his phone records and financials, so hopefully we'll find something that ties him to a partner.
Telefon kayıtları ve mali durumlarını araştırmaya başladık. Umuyorum ki bir ortakla ilişkisini gösteren bir şeyler bulacağız.
Esposito and his old partner tried to touch him a few years back.
Esposito ve eski partneri birkaç yıl önce ona dokunmaya çalışmışlardı.
And look who his partner is. That's his wife Monica.
Bakın ortağı kim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]