Holling translate Turkish
440 parallel translation
- Holling.
- Holling.
Couldn't you just leave it alone, Holling?
Yokmuş farz edemez misin Holling?
- Holling, this is your gun.
- Holling, Bu senin silahın.
Holling, I know what you're gonna say :
Holling, ne diyeceğini biliyorum :
But this may be one of the last moments of your life, Holling.
Ancak bu senin ömrünün son günü olabilir Holling.
Why Jesse, Holling?
Neden Jesse, Holling?
Holling would rather not talk about it, Shelly.
Holling bu konuda konuşmaktan hoşlanmaz Shelly.
It was the summer of'84 when Jesse first came into Holling's life.
Jesse Holling'in hayatına ilk girdiğinde 84 yazıydı.
Holling woke me up at 2am from a fitful sleep.
Holling sabahın 2'sinde rahatsız bir uykudan kaldırdı.
Then he turned on Holling, but his gun jammed.
Daha sonra Holling'e döndü, ama onun da silahı tutukluk yaptı.
Holling shot off two of Jesse's toes.
Holling Jesse'nin iki ayak parmağını tüfeğiyle kopardı.
- Holling?
- Holling?
Holling, honey?
Holling, tatlım?
Holling?
Holling?
Tell Holling everything's ready.
Holling'e herşey hazırmış de.
- It's not your fault, Holling.
- Bu senin suçun değil Holling.
- Yeah, Holling. He'll be back.
- Evet Holling, geri dönecektir.
- I'm so proud of you, Holling.
- Seninle gurur duyuyorum Holling.
Ed, grab Holling's Sure Shot.
Ed, Holling'in fotoğraf makinasını alsana.
Holling.
Holling.
The man hasn't eaten in two days, Holling.
İki gündür bir şey yememiş bir müşteri Holling.
Yeah. Thanks, Holling.
Evet, teşekkürler Holling.
- ( Holling ) Your lead, Maggie.
- Sende sıra Maggie.
- ( Holling ) You do, huh?
- Öyle mi?
Holling spent years without a toilet, didn't you, Holling?
HoIIing hayatının en iyi yıllarını tuvaletsiz geçirdi.Öyle değil mi Holling?
Holling likes draught beer.
Holling fıçı bira sever.
But a man like Holling - a gentle man, a mature man, a man's man?
Ama Holling gibi bir adam, nazik iyi huylu olgun bir adam, adam gibi adam...
Holling Vincoeur, I'd like you to meet two very special VIP guests...
Holling Vincoeur, seni iki özel konuğumuzla tanıştırmak istiyorum...
What happened?
Holling ne dedi? Sinirlendi mi?
The deal is she dumped me for him, and now she's carrying his baby.
Shelly beni Holling için terketti ve şimdi de onun bebeğini taşıyor.
- I am? Why? Holling didn't care who his best man was, Shelly picked you.
Sağdıcın kim olduğu Holling'in umurunda değil, seni Shelly seçti.
Daddy, this is your soon-to-be son-in-law, Holling Vincoeur.
Baba, bu senin müstakbel damadın Holling Vincoeur.
Holling, this is my daddy, Gorman Tambo.
Holling, bu senin müstakbel kayınpederin Gorman Tambo.
- Holling, please.
- Holling.
- Holling. Isn't he just the coolest?
Harika biri değil mi?
- Maurice asked me to send his...
- Maurice değil. Holling.
- Not Maurice.
- Holling?
- Holling? Holling isn't here?
- Sen sağdıçsın, Fleischman.Sağdıcın onu takip etmesi gerekirdi.
Look, O'Connell... Maggie, it's not Dr Fleischman's fault Holling didn't come.
Maggie, Holling'in gelmemesi Dr Fleischman'ın suçu değil.
Don't think that.
Holling'i bilirsin.
- I went up to Baker's Point to find Holling. - He used to make camp there with...
- Hollıng'i bulmaya Baker's Point'e gittim bugün.
Shelly and Holling were doomed from the first. They just never fit together.
Benim bildiğim şey, Shelly ve Holling'in başından beri kötü sona mahkum oldukları.
He doesn't know what makes her tick the way I do.
Birbirlerine uymuyorlar.Holling onu mutlu edenin ne olduğunu benim bildiğim gibi bilmiyor.
Shelly didn't walk out on Holling. He stood her up.
Shelly Holling'i terketmedi ki.
I saw that look in her eyes when she walked out of your office.
Holling kaçtı. Senin ofisinden çıkarken onun gözlerindeki bakışı gördüm.
- Pleased to meet you, sir.
- Holling, lütfen.
Holling.
Holling burada değil mi?
You know Holling.
Muhtemelen saatin kaç olduğunu unutmuştur.
Not a trace of Holling. Not even a track.
Holling'den hiç haber yok.İzi bile yok.
You knew Holling wouldn't go through with the wedding?
Holling'in evlenmeyeceğini biliyordun öyle mi?
- I've got nothing personal against Holling.
- Holling'le kişisel bir meselem yok.