Honeybunch translate Turkish
30 parallel translation
I was her honeybunch, her "oogi-woogi-woo."
Onun bitanesiydim, canıydım.
Yes, she probably thinks you're excluding her, honeybunch.
Evet, muhtemelen onu kafandan attığını düşünüyordur, canım.
- Hi, honeybunch, come join the party.
- Selam, bal peteği, gel partiye katıl..
- Hi, honeybunch.
- Merhaba, bal peteği.
Merry Christmas, honeybunch.
Mutlu Noeller, bal küpüm.
Somebody's bashed into our car, honeybunch.
Biri arabamıza vurmuş, balkabağım.
Come on, honeybunch.
Hadi, naz yapma, hadi.
But I told him straight. "Honeybunch," I said,
Ben de yüzüne karşı "Bal peteğim" dedim.
Honeybunch, you better write a fantastic brief.
Müthiş bir layiha yazmalısın hayatım.
No, honeybunch.
Hayır tatlım.
Or what, honeybunch?
Yoksa ne olur?
The name on the back says Honeybunch.
Arka tarafında Balpeteğim yazıyor ama.
I think "honeybunch" doesn't like our firm anymore.
Sanırım "tatlın" şirketimizi artık sevmiyor.
Ain's she cute, our "honeybunch"?
Fıstık gibi değil mi "tatlımız"?
- Thank you, honeybunch.
- Çok teşekkür, tatlım.
- Isn't that right, Honeybunch?
- Öyle değil mi, bal topağım?
Then I was fixing to drop you like a hot tamale... and share my riches with my little honeybunch here.
Sonra seni terk edip, mirasını tatlımla yemeyi düşünüyordum.
Auntie's little honeybunch!
Teyzesinin minik balarısı!
Thank you, honeybunch.
Teşekkürler, tatlım.
Hey, honeybunch, what say you get me out of these cuffs, we go off somewhere and bump some uglies?
Şekerim, beni şu kelepçeden kurtarsan da bir yerlere gidip yiyişsek.
Just dropping off a yummy lunch for my honeybunch. ( chuckles )
Sadece şirineme nefis bir öğle yemeği getirdim.
See you soon, honeybunch.
Sonra görüşürüz, balım.
I know - - I will kill you, Castiel, but very, very slowly so your - - your honeybunch can watch.
Seni öldüreceğimi biliyorum Castiel ama..... bu çok çok yavaş olacak. Böylece tatlın izleyebilecek.
I'm sure, Trotter, sugar pie, honeybunch.
Eminim, Trotter, şekerli pastam, ballı kekim.
Yes, honeybunch.
- Efendim şekerparem.
With my honeybunch.
Canımın içiyle birlikte.
What's wrong, don't you like it, honeybunch?
Ne oldu? Hoşuna gitmedi mi, tatlım?
Come here, honeybunch.
Buraya gel baloncuğum.
What did you think, honeybunch?
Ne düşündün tatlım benim?
Honeybunch?
Tatlım?