Honey bun translate Turkish
44 parallel translation
- Good night, honey bun.
- İyi geceler tatlım.
" oh, great boobies, honey bun.
Göğüslerin harika gülüm.
You'd better pull over honey bun!
- Kenara çeksen iyi edersin bi'tanem!
Are you sure this is what you want, honey bun? Thank you, ma'am.
Bunun istediğin şey olduğuna emin misin. tatlım? Teşekkürler, bayan.
Did Daddy's little honey bun enjoy her tasty treat?
Babasının küçük çöreği lezzetli yiyeceğini sevdi mi?
Kissin'you was fun Honey bun
Kissin'you was fun Honey bun
Time has come Honey, honey bun
Time has come Honey, honey bun
Come on, honey bun, walk!
Haydi balkabağım yürü!
Hey, honey bun, how are you?
- Selam, tavşancık.
Hello, honey bun.
- Merhaba, tavşanım.
Honey bun.
Bir tanem.
honey bun.
bal çöreklerini
Remember Honey Bun?
Ballı Çörek'i hatırlıyor musun?
It's Honey Bun Two.
Ballı Çörek İki.
It's okay, Honey Bun.
Tamam, Ballı Çörek.
- I wonder if there's a picture of Honey Bun.
- Acaba Ballı Çörek'in resmi var mı?
- Who's Honey Bun?
- Ballı Çörek kim?
I named him Honey Bun.
Ona Ballı Çörek adını koydum.
( Gurgles ) I love you, honey bun.
Seni seviyorum, balım.
Come on in. Hey, honey bun. Hey, honey bun.
Davet ettiğin için teşekkürler.
There you go, honey bun.
İşte oldu tatlım.
35, honey bun.
35, balım.
Don't listen to her, honey bun!
Dinleme onu tatlım.
Sorry to ask, honey bun... With the life you like to lead is a transplant possible?
Sorduğum için kusura bakma cancağızım ama sürdürmeyi sevdiğin bu yaşam tarzıyla nakil mümkün mü?
You all packed, honey bun?
Eşyalarını topladın mı, tatlım?
Hi, honey bun.
Hoş geldin balım.
Honey bun go and get the other car for luggage please... thank you!
Tatlım, bagaj için lütfen bir araba alır mısın... teşekkür ederim!
Bust one nut I ain't done, I got more to come Pussy so good and it taste like a honey bun
# Daha bitmedi işim, çıkarsan mahvedersin # # 50 dolara amcık da pek tatlıymış. #
No honey bun.
- Yok mu?
Stuart, honey bun..... would you hold my hand, please, and walk me towards the kitchen?
Stuart, balım... Elimi tutup benimle mutfağa kadar yürür müsün acaba?
You're just a sticky little honey bun, aren't you?
Sen sadece yapışkan küçük ballı çöreksin, değil mi?
- Stay with us, honey bun.
- Bizimle kal, tatlım.
Well, I'm always in bed by 10 : 00, honey bun.
Valla ben hep saat onda yataktayım, tatlım.
- You're barking up the wrong juniper, honey bun.
- Yanlış ardıça havlıyorsun, tatlım.
And the DA will find that I'm barking up the right juniper, which means that that will put you in a pretty pickle, honey bun.
Ve savcılık doğru ardıça havladığımı farkedecek demek oluyor ki bu da seni küçük bir turşuya koyuyor tatlım.
Honey bun
Canım
Honey, can we talk about this later?
- Tatlım, Bun daha sonra konuşamaz mıyız?
Honey-bun, unless you want your muscles to ache tonight too, you'll do as I tell you.
Tatlım, bu gece de ağrısın istemiyorsan dediğimi yap.
Bye, honey-bun.
- Görüşürüz, tatlım.
Honey-bun?
Tatlım?
And you, honey-bun, are going to be a daddy.
Ve sen, tatlım, baba olacaksın.
Okay, honey bun.
Peki, canım.
Relax, honey bun.
Sakin ol tatlım.
Honey, she pulled a wet hot dog bun out of the sink, and you said, "get the bun". That doesn't count as fetching.
Hayatım, o lavabodan ıslak bir sandviç ekmeğini çekerken ona "ekmeği yakala" demen tutup getirmek olmuyor.