English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / How's your back

How's your back translate Turkish

301 parallel translation
Seeing how you're able to walk around freely at a hospital when you once told me that it was the scariest place to you in the world... I guess you won't be coming back because you missed having your defensive shield.
Dünyada en çok korktuğun şey olan hastanede böyle dolaşmana bakılırsa sığınağını özleyip geri dönmek istemeyeceksindir.
How's your back, Jud?
Sırtın nasıI, Jud?
If I can carry your load on my back I certainly would, because that's how much I trust you.
Sizin yükünüzü sırtıma alabilirsem kesinlikle öyle olacak, çünkü size çok güveniyorum.
- Hey, Olga, how's your back?
- Hey, Olga, sırtın nasıl?
But if you love your wife no matter how often you lend her she always comes back like new.
Ama eşini seviyorsan ne kadar sık verdiğin hiç fark etmez hep yeni gibi döner.
In your mind... that's how you went back.
Zihninizde mümkün bu sayede geri döndünüz.
How long before your master snaps his finger and you run back to him, or her?
Ne zamandır efendin parmağını şıklatıyor ve sen ona geri koşuyorsun?
- How's your back?
- Nasıl geri döndün?
When you and Zina come back from your aunt's I'll explain to you how things are.
Sen ve Zina teyzenizden döndüğünüz zaman, bu sözlerin neden saçma olduğunu izah edeceğim.
Your father told me everything about how you went out on the street the first time and how you came back, and how Katerina Ivanovna spent the whole night kneeling beside your bed.
Babanız bana her şeyi anlatmıştı. Sokağa ilk çıkışınızı geri dönüşünüzü ve Katerina İvanovna'nın yatağınızın ucunda gece boyunca diz çöküp beklemesini.
How's your back, baby?
Sırtın nasıl, bebeğim?
Mory. How's your back?
Mory, sırtın ne durumda?
Bally jerry pranged his kite Right in the how's-your-father. Hairy blighter dicky-birdied, feathered back on his sammy
Toplu Jerry uçurtmasını babası nasıla çaktı kıllı herif kuş gibi dikildi, Sammy'sini tüyledi arı konumunda Betty Harper taklası atıp Bertie'de tenekesini yakaladı.
How's your back?
Sırtın nasıl?
Okay, girls, let's get this gear on your back, and I'll show you how to use it.
Tamam kızlar, malzemeyi takalım size kullanmasını öğretirim.
- How's your back? - How are you?
Nasıl gidiyor?
"How come your back's all round?"
"Sırtın neden böyle yuvarlak?"
How's your back, Howard?
Arkan ne durumda, Howard?
This is how you have to act if you want to get your wife back.
Karınıza geri dönmek istiyorsanız, ona nasıl davranmalısınız, gösterelim.
How about your back?
Sırtın nasıl oldu?
If that's how you feel, Mr. FBI Man, why don't you get the hell out? Go back to your Commie, nigger-loving boss.
Eğer böyle düşünüyorsanız, neden kuzeydeki zenci aşığı komünist patronlarınızın yanına dönmüyorsunuz?
- How's your back feeling?
- Sırtın nasıI?
- How's your back?
- Sırtın nasıl?
Think how your wife's gonna feel when the police call her to the hospital, or to the morgue. This time your victim may strike back. You may wind up dead.
Bu sefer kurbanınız kendisini savunduğu için sizin öldüğünüzü ve polisin eşinizi hastaneye veya morga çağırdığını gözünüzde bir canlandırın.
- How can they kick you in the jewels when they're walkin six paces behind you? Of course, they can stab you in the back and rip your heart out.
Tabi böylelikle sizi sırtınızdan bıçaklayıp kalbinizi sökebilirler.
- How's your back? - It's fine.
- Sırtın nasıl oldu?
J-Rock, how's your back feel?
- J-Rock.
- How's your back feeling?
- Sırtın nasıl?
- How's your back?
- Sırtın nasıl oldu?
- How's your back?
- Kaban nasıl?
How's your back. Ma?
Sırtın nasıl anne?
Believe it or not, when I was holding the gun to your back... I couldn't help but notice how lovely your hair smelled.
İster inan ister inanma ama, silahı sırtına tuttuğumda... saçının ne kadar güzel koktuğunu farkettim.
How's your back feeling?
Sırtın nasıl?
How's your back?
Sırtın nasıl oldu?
And that's how I got her number. Wait, you mean when he wrote it on your back, you could feel it?
Dur bir dakika yani o senin sırtında yazarken numaralarımı hissettin?
Except how do you perform CPR on your child and then toss her back into the pool?
Çocuğa kalp masajı uygulayıp da onu tekrar nasıl havuza koydukları meselesi dışında.
I noticed how your shirt was clinging to your back and...
Gömleğinin sırtına terden nasıl yapıştığını gördüm.
'l figured if I went on your show, I had a pretty good chance of getting it back.'lt's obvious you know nothing about this show, or how to treat women.
Canlı yayında söylersem belki geri alırım diye düşündüm. Bak Vinnie, bence sen bu programı hiç tanımıyorsun. Kadınlar nasıl davranacağını da bilmiyorsun.
But, Captain... if we can't transport to your ship, how are we to get back?
Fakat, Kaptan... Eğer geminize ışınlanmazsak, evimize nasıl dönebiliriz.
Tell me how I can find her and I'll let you get back to your ship before it's destroyed!
Bana kız kardeşimin yerini söylersen, gemin yok edilmeden önce ona ulaşmana izin veririm!
How's your back?
- Sırtın nasıl?
Look how the back muscle... crosses your side... and joins your thigh muscles.
Bak sırt kasları nasıl... yanlarından geçiyor... ve uyluk kaslarınla birleşiyor.
How dare you turn your back on the centuries of our breeding programmes.
Yüzyıllardır süren üreme programımıza sırt çevirmeye nasıl cüret edersin?
Yeah, nothing besides letting you live inside my body while I risked my life to steal back your shapely corpse all the while having to endure Gabrielle whining and crying 24 hours a day about "How much she misses Xena!".
Evet, endamlı cesedini geri çalmak için hayatımı riske ederken vücudumun içinde yaşamana izin vermemden... ve bütün bunlar olurken Gabrielle'in Zeyna'yı ne kadar özlediğiyle ilgili sızlanmasına ve günde 24 saat ağlamasına katlanmaktan başka hiçbir şey.
How's it feel to get your son back?
Oğlunuza kavuşmak nasil bir duygu?
I know how they make your back ache.
Nasıl sırt ağrısı yaptığını bilirim. Evet.
How can you just... blow in and expect me to come back into your life... - as though nothing's happened? - Something has happened.
Tekrar hayatıma girip hiçbir şey olmamış gibi devam etmemizi mi bekliyorsun?
How dare you turn your back on the centuries of our breeding programs.
Yüzyıllardır süren üreme programımıza sırt çevirmeye nasıl cüret edersin?
How dare you show your back to me?
Ne cüretle bana sırtını dönüyorsun?
Now, do something : turn off the radio, turn your back on it ; we all know how these things work, anyway.
Şimdi bir şey yapın ve radyoyu kapatın, ona sırtınızı dönün.
How's your back, Mrs. Encarna?
- Sırtın nasıl oldu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]